Yanlış mı translate English
18,855 parallel translation
Bunlarda yanlış mı?
So the two witnesses Who saw you execute tom connolly were mistaken?
Ben de senin bunu yanlış mı yoksa doğru mu düşündüğünü merak ediyordum.
I was wondering whether you're feeling alright or not.
Yanlış mıyım?
Right?
Yanlış şekilde yardım etmeyi istediğindendir.
It's probably'cause you're not offering the right kind of help.
Kayıtlara geçmesi için, ben başka hiçbir memur ile, yasal soruşturmaları yanlış yönlendirmek adına gizli görüşmeler yapmadım.
I want to go on record that I have never, at any time, engaged with any other officer in covert telecommunications to knowingly mislead lawful enquiries.
Küçük bir yanlış anlaşılmadan dolayı tüm bunlara gerek yoktu.
I'm sure there's no need for all this over a little misunderstanding.
Yanlış bir şey mi yaptım?
Have I done something wrong?
Sakın yanlış anlama beni Geeta ve Babita canım benim.
And don't get me wrong. Both, Geeta and Babita are very dear to me.
- Neyi yanlış yaptım?
What did I do wrong?
Vicdanımın olduğu gerçekle ilgili ve bana bunla ilgili bir yanlış olduğunu söyleme.
It's about the fact that I actually have a conscience, and don't tell me there's something wrong with that.
Sadece yanlış olduğumu söyle.
Nothing. Just tell me I'm wrong.
Yanlış düşündüğümü söyleyemeyince kadın olduğumu söylüyorsun.
You only call me female when there's no other way to say I'm wrong.
Beni yanlış anlama, popüler kültürü öğrenmek hoşuma gidiyor ama argo kullanımı tamamen gereksizdi kadın başrolse sanki sadece erkek başrol tarafından kurtarılmak için vardı.
Don't get me wrong, I love catching up on popular culture but the harsh language was entirely unnecessary, and the female lead seemed to only be present in order to be rescued by the leading man.
Yapılan yanlışların acısını çıkarıp düşmanlarımızdan intikam alabiliriz ama tarihte bir şey net :
Now, we can avenge wrongs, seek revenge against our enemies, but history is pretty clear on one thing :
Yanlış bir şey yaptığım için kâbuslar gördüğümü senin davanın erdemli olduğunu söyleyebilirsin ama ben de davamın erdemli olduğuna inanıyordum.
Now, you could say that I... I have these demons because what I did was wrong and that your cause is righteous. But I believed that my cause was righteous, too.
- Yanlış bir şekilde sunduğunu söylüyorum.
- I'm saying he misrepresented.
Benim, yanlış olan benim.
It's me, I'm what's wrong.
Çok yanlış yaptım.
Totally uncool.
Görülüyor ki tek yanlış yapan ben değilim.
So, apparently I'm not the only one who makes mistakes.
Ben yanlış yapmadım demiyorum, ama görevim süresince ilk defa oluyor, ve oyun dışındayım.
- I haven't done anything wrong, but in a lifetime of service, I'm out?
girişler, çıkışlar, korumaların sayısı... saldırı hakkında konuştukça onlar, yanlış yaptığımı anladım.
The more they talked about this attack, the more I knew what I was doing was wrong.
Tekrar ortadan kaybolursunuz diye yanlış bir şey söylemekten ya da yapmaktan korkuyorum.
I'm afraid if I do something wrong or make any sudden movements that you're gonna disappear again.
Google'da yanlış adamı araştırmışım.
You know, I think I Googled the wrong guy.
Yanlış tanıtılma mı?
Misrepresented?
Tamam, yanlış anladığını söylersin. Yanılmışım, o alkolik değil dersin.
Right, well, tell him you misunderstood, you got the wrong end of the stick, and she's not.
Sanırım yanlış adamı buldun dostum.
I think you got the wrong man, pal.
Yanlış yaparsam zayıf alırım.
If I do it wrong, I'll get a zero.
O izleri çocuğu giydirirken yanlışlıkla yapmış olabilir misin? İstemeden ama... Niye yapayım ki?
Could it be possible that you accidentally made those marks on the boy when you were getting him dressed, not deliberately, but...
Sadece yanlış insanlarla takıldım ama iyiyim.
I'm just- - I got hooked up with some sketchy people, but I'm fine.
Bir adım yanlış gidersen parçalara ayrılırsın.
I mean, you go one inch wrong, you're torn to shreds.
Eğer yanlış yaptığımı söylemezsen nasıl daha iyiye gidebilirim?
I want... How am I supposed to get better if you won't tell me if I'm doing it wrong?
Yapılabilecek tüm araştırmaları yaptım ve bir gün, yanlış yere baktığımı farkettim.
Now, I have done all the research there is, and one day, I realized I was looking at it wrong.
Hayatımızda birçok şey yaptık. Yanlış şeylerdi.
'There are a lot of things we've done in our lives that were, that were wrong.
Fagin'i parmaklıkların arkasına gönderecek bir sebep bulduğumu varsayalım tanığın yanlış bir beyânda bulunduğunu farzedelim. Bunlar sadece örnek. - Hayatınız çok da farklı gözükmezdi sanırım.
Let's say I found a reason to put Fagin behind bars, let's say an alibi turned out to be false, just for instance I suppose your life would look a little different.
Neyi yanlış yaptığımı söylemen gerek, neden böyle yapıyorsun? Honoria, konuş benimle.
You must tell me what I've done wrong, why you're doing this.
Üzgünüm ama soruşturmanızın sonucu yanlış.
I'm sorry to say, but the conclusion to your investigation was incorrect.
"Bu adam yanlış yaptı mı, yapmadı mı?"
"Did this man do wrong or no?"
Size söylemeden Rusya'ya gitmenin yanlış bir şey olduğunu anladım şimdi.
I understand now that going to Russia without letting you guys know was the wrong thing to do.
- CDC, yanlış NZT kullanımının...
- The CDC warns NZT abuse is becoming...
Piper'ı bulmaya hiç yaklaşmamıştım ve nerede yanlış yaptığımla ve NZT'nin neden beni yüzüstü bıraktığıyla ilgili kafayı yiyordum.
I was no closer to finding Piper, and I was driving myself crazy, wondering where I went wrong, and why NZT had failed me.
Yanlışım var mı?
Huh, am I wrong?
Hesaplamam yanlış değilse bu 11 : 30 demek oluyor.
Unless my math is wrong. That'd put it at 11 : 30 p.M.
- Sanırım biraz yanlış anlaşılma oldu.
I think there's been a bit of a misunderstanding.
Bütün kariyerim ve hayatım boyunca neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkında içgüdülerime, duygularıma güvendim.
My whole career, my whole life, I've trusted my gut... my sense of what is right and what is wrong.
Eminim öyledir ama bir şeyler yanlış giderse bunun için kendimi suçlarım.
Sure, but if something were to go wrong then I'd be to blame, you know?
Gerçekten çok kötü şeyler yaptım, her şeyi yanlış anladım.
I've done really bad things, I've got it all wrong.
Sanırım yanlış bir şeyler var.
Is everything all right?
Birkaç yanlış yere uğradım yol üzeri.
A few accidental stop-offs along the way.
Bunun... yanlış olduğu hissine kapılmadın mı?
Didn't you feel.. this was wrong?
- Yaptığımın yanlış olduğunu biliyordum.
I knew what I did was wrong.
Yani dediğine göre, yanlışlıkla Vikram Makhija'nın ayakkabısına meyve suyu döktün diye, sana silah mı çekti?
So according to your statement.. ... you dropped juice on Vikram Makhija's shoes by mistake.. ... and he drew out his gun and pointed at you.