Yirmi dakika translate English
807 parallel translation
Tren yirmi dakika sonra hareket edecek.
The train leaves again in 20 minutes.
Bir saat yirmi dakika sonra orada olacağız.
It'll be an hour and 20 minutes before we get there.
Araba yirmi dakika içinde orada olacak.
I'll have the car where we said at 20 minutes to.
Yirmi dakika içinde hava vermeye başlayacağız.
We'll have that air going in about 20 minutes, Doctor.
Kanı bulamasanız yirmi dakika içinde ölecek.
You'll be dead in 20 minutes without him.
- Yirmi dakika, daha erken değil.
- Twenty minutes, not before.
Hepi topu yirmi dakika. Lütfen oturun.
- Excuse me, do you hurry up?
Yaklaşık yirmi dakika.
I'll be about twenty minutes.
- Yirmi dakika.
- Twenty minutes.
Yirmi dakika.
Twenty minutes.
Yirmi dakika bile sürmez.
In less than 20 minutes.
Bize yirmi dakika verin, vereceksiniz, değil mi?
Give us twenty minutes, will ya?
Bilmiyorum, yirmi dakika, belkide yarım saattir.
I don't know... 20 minutes, half an hour.
Peredelkino. Trenle yirmi dakika.
Twenty minutes by train.
Genç dostum, zaten öleceksem öleceğim andan on ya da yirmi dakika önce ya da sonra ölmemin ne önemi var ki?
My dear young friend, what can it matter whether I die 10 or 20 minutes beyond that point when I shall die at any rate?
Yirmi dakika ötededir.
That's 20 minutes away.
Son provaya sadece yirmi dakika kaldı.
Well, we've only twenty minutes to the final run-through.
Yirmi dakika önce, sizden 4279'u istedim.
Twenty minutes ago I asked you for 4279.
En fazla yirmi dakika.
Fifteen minutes. Twenty at the outside.
Yirmi dakika kadar sonra oraya dönüp onu alırız.
Get back there in about twenty minutes and we'll pick him up.
Bu arada ben de arka kapıdan çıkıp yirmi dakika sonra burada buluşuruz. Tamam mı?
- We meet here in 20 minutes, all right?
Yarışın başlamasına yirmi dakika var.
Twelve minutes to race time.
Dubrovka'ya gitti yirmi dakika önce.
He took off for Dubrovka twenty minutes ago.
Parma'ya gidecek tren yirmi dakika gecikecektir.
The train to Parma will be twenty minutes late.
Parma'ya gidecek tren yirmi dakika gecikecektir.
The train to Parma will be thirty-five minutes late.
Ben de yirmi dakika geç kaldım.
I'm 20 minutes late myself.
... Yirmi dakika sonra başka bir evde olacağım.
... I'll be home another twenty minutes.
Süvari birliği yirmi dakika içinde saldırıya geçecek.
The cavalry will attack in 20 minutes.
Yirmi dakika sonra aynı telefondan.
Twenty minutes later from the same phone.
Yirmi dakika önce meyve suyu istemiştim.
So back... Listen, I placed the order for that juice 20 minutes ago.
Üç saat yirmi dakika içinde bulut Mantiles'e ulaþacak.
In three hours and 20 minutes the cloud will reach Mantilles.
Ve saat 06 : 20'de. Defonte konuşmasının sabahında, gece yarısından sonra altı saat yirmi dakika, bu konuşmayı yazıyor olduğunu iddia ettiğin zamandan yedi saat 20 dakika sonra
And at 6 : 20 a.m. on the morning of the Defonte speech, six hours and 20 minutes past midnight, seven hours and 20 minutes past the time that you claim that you were writing this speech,
On beş-yirmi dakika içinde geleceklerdir.
It may take 15, 20 minutes. They'll come.
Her yirmi dakika çekmem gerekiyor.
I have to shoot twenty minutes amonth
Bu saçmalığa yirmi dakika daha devam edin Hans. Daha sonra da yol engellerini hazırlayın.
Keep up this foolishness for 20 more minutes, Hans, then gradually establish the roadblocks.
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
You know, if you only have 20 minutes, you just look under 20 minutes... and it tells ya all the kind of things that you can make in that amount of time.
Sonra onu sudan çıkarır, kurular, şezlonga oturtursun... içeri geri gitmeden önce en az yirmi dakika dinlenmeli.
Then you get him out, wrap him up and put him on a chaise lounge... and he's gotta stay there for at least 20 minutes before he can go back in.
Motorla yirmi dakika, yarım saat falan sürer.
Only takes 20 minutes, half an hour, to get there on a scooter.
Üzgünüm. Sizin tarifinize uyan bir kazazede yirmi dakika önce öldü.
Sorry.An accident victim matching your description died 20 minutes ago.
Yemeğe yirmi dakika var.
Twenty minutes for dinner. "
Dört buçuğu bir dakika, yirmi beş saniye geçiyor.
A minute and a quarter past half past four.
Kanını hareketlendirirsen iyi edersin çünkü bu pislik yuvasından çıkıyoruz. Hem de bir dakika yirmi saniye içersinde.
You'd better get that blue blood circulating'cause we're busting out of this stink hole in exactly one minute and 20 seconds.
Yirmi dört dakika.
Twenty-four minutes to go.
Yirmi dört dakika.
Twenty-four minutes.
- Yirmi beş dakika.
- Twenty-five minutes.
O zaman fırından alabilirsiniz, yirmi beş dakika. Hayır, hayır yeterli.
25 minutes per pound is long enough.
- Yirmi, otuz dakika.
Oh... 20, 30 minutes.
Yirmi beş dakika içerisinde tüm uçak parçalarına ayrılacak.
In 25 minutes, the whole thing cracks up.
- Yirmi bir dakika efendim.
- How much time do we have?
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
No more.
Yirmi beş dakika.
Twenty-five minutes.
dakika 21
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi altı 18
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dolar 22
yirmi üç 29