Yirmi bir translate English
1,351 parallel translation
- Poker, yirmi bir, ne olursa.
- Poker, Black Jack...
Üç kere yedi, yirmi bir.
Three times seven equals twenty-one.
Bay Kang, yirmi bir yaşındasınız, doğru mu?
Mr. Kang, you're twenty-one, right?
Bu belki biraz sevimli olabilir, yirmi bir yaşına geldiğindeyse, anlaşılabilirdir. Ama yirmi yedi yaşında bir avukat hâlâ böyle şeyler hissediyorsa, zayıf demektir.
But when a twenty-seven-year-old lawyer is still feeling all of these things, it's... well, well, she's weak.
Nerdeyse yirmi bir yaşında.
He's almost 21 years old.
Koordinatlar bir yirmi bir den iki altı sekiz.
Co-ordinates one twenty one by two six eight.
Yirmi bir yıldır adamın şöhreti hala dillerde.
It has been twenty-one years and Doolittle lives on!
Bosun'un ikinci kaptanı, ikinci kısım Carl Brashear dokuz saat, yirmi bir dakika.
Bosun's Mate Second Class Carl Brashear, nine hours, thirty-one minutes.
Yirmi bir.
21.
Yirmi bir... Yirmi iki...
( sing ) Twenty-one, twenty-two ( sing )
Buradayım, zira Çinli göçmenler otuz kişi bir odada yaşıyorlar. Ve günde yirmi saat köleler gibi çalıştırılıyorlar.
I'm here so Chinese immigrants don't have to live 30 a room... work 20 hours a day makin'close to slave wages.
Sanırım karısıyla sorunları vardı, üstelik çok güzel, çok etkileyici bir kız, ondan yirmi yaş küçüktü.
His problem was his wife, a very pretty girl in fact, very moving, 20 years his junior.
Ama olan, yirmi beş bini cuma günü, yani bir gün önce size yemeğe geldiği gün verdi.
He paid 25,000 on Friday, the day before he had dinner with you.
Dikkat edin, "Kadınlara arkadaş... olarak ihtiyacımız yok" demek istemedim. Daha sonra yirmi-üçüncü bölümde öğreneceğimiz gibi... kıskançlık tuzakları için bir kaç... piliç arkadaşınız olmasında fayda var.
Yeah, but listen up, that is not to say... that we don't all need females just as friends... because we'll learn later in Chapter Twenty-three... having a couple of chick friends... comes in real handy in setting jealousy traps.
Yirmi yıl önce amatör bir grupta Stella'yı oynamıştım.
Twenty years ago, I played Stella with an amateur group.
Yirmi yıl önce, Amerika'da bir mumyalama projesinde Haruko Murakami adlı bir kadın için çalıştın mı?
Twenty years ago, did you work on an embalming project in the States, for a woman called Haruko Murakami?
Vaktiyle, yirmi gün boyunca bir askerin cesedi altında çamurda kısıldım kaldım...
Once, I was trapped in mud for twenty days under the dead body of a soldier...
Yirmi yaşında bir kız Orrin Hatch'a oral seks yapmak istemez.
Ain't no 20-year-old girls trying to blow Orrin Hatch.
Belki bir kereliğine yirmi.
Maybe twenty, once in a while.
Yirmi beş yaş, bir kadının olgunlaşma çağıdır.
Twenty-five is a ripe age for a woman.
Bir adam dakikada yirmi kez göz kırpıyor, bir kadın onbeş kez.
A man blinks twenty times a minute, a woman blinks fifteen.
Bir yüzlük ve yirmi gün ödeme süresi.
1 20 days to pay. Oh, my God!
- Beş yüz yirmi bin yerine koca bir hiç teklif ediyoruz.
Instead of the $ 520,000, we're offering nothing.
Neden yirmi altı yaşındaki bir günah bu kadar sorun yaratıyor?
Look. What I'm not getting is : Why is the twenty-six-year-old transgression the one causing all the problem?
Bu ağız dalaşına devam ederseniz, bir yirmi altı daha hiçbir şeyi çözemeyeceğiz.
Look. Twenty-six years, we're not going to solve anything, if you all keep bickering among... The, the, the, the, the, the point is...
Cordelia, yirmi saniye içinde feci bir hastalıya yakalanıp öl Iütfen.
Cordelia. Feel free to drop dead of a wasting disease in the next 20 seconds.
Kız gerçekten de çok iğrenç bir et parçasıydı. Bir seferine yirmi dolar alıyordu.
'She was a particularly rancid piece of meat. 20 dollars a pop.'
Yirmi beş yıl ya da ömür boyu hapis cezası, senin için büyük bir düşüş olur.
25 to life is a serious downgrading from the old lifestyle.
- Elliot? - Birinci sınıftaki bir hukuk öğrencisi bile onları yirmi dakikada çıkartır. - Onları tutuklayacağız.
- Elliot.
Sonrada yaklaşık yirmi dolar değerinde, küçük değersiz bir jeton verdiler, düşünebiliyor musun?
Then they tried to hire me... with about twenty bucks worth of worthless tokens. Can you imagine?
Bence bir değil, yirmi uygunsuz pozisyondayım.
I believe I'm in about 20 compromising positions.
Seven ders yirmi üçü gözden geçirmek için iyi bir zaman. Şerefe kadeh kaldırmaya davet etmek.
Seven, perhaps now would be a good time to review lesson twenty three, Toast of the Town.
Ders yirmi iki, anılar için bir teşekkür.
Lesson twenty two, Thanks for the Memories.
Adam gidip sormuş : "Amca, derdin ne?" Adam demiş ki : "Kısa süre önce yirmi beş yaşında bir kadınla evlendim." Tamam mı?
This guy walks up, he says, "Hey, old man, what seems to be the problem?" And the guy says, "l just married a beautiful 25-year-old woman," right?
- Yirmi yıldır yılda bir mi?
Once a year for 20 years?
Son yirmi yıldır sizinkilerin sadece yılda bir kez seks yaptıklarını biliyor muydun?
Do you realize that for the last 20 years your parents have only had sex once a year?
Evet, her yirmi yılda bir kurabilirsin.
If you set it every 20 years.
Her defasında yirmi dolar ve artı ve ödenmemiş bakiye için yüzde bir buçuk faizi.
Twenty bucks each time, plus the one-and-a-half percent interest... on the unpaid balance.
Üç, beş, yirmi iki, yetmiş dört, on bir...
Three, five, twenty-two, seventy-four, eleven...
- Üç, beş, yirmi iki, yetmiş dört, on bir...
- Three, five, twenty-two, seventy-four, eleven...
La Jolla'da karısı ve çocuğuyla yirmi yıldır yaşayan.... bir aile babasıdır.
a family man with a wife and child living in La Jolla, the communitywhere he has made his home for the past 20 years.
Perakendecilerin yıllık iş hacminin yüzde ellisini bir ila yirmi beş Aralık arasında gerçekleştirdiğini yazıyor.
Says here the retail industry does fifty percent of its business... between December 1 and December 25.
Makinistin ikinci kaptanı Rourke, bir saat yirmi yedi dakika.
Machinist Mate Rourke, one hour, thirty-seven minutes.
Yirmi yaşındayken, tüm o belirsizlikler bir sıkıntı yaratmaz.
When you're 20, the uncertainty and all that doesn't matter.
Dinle, sana bir şey gösterecek olsam yirmi dolar bayılır mısın?
Listen. If I show you something, will you give me 20 bucks?
Son yirmi yılda bu tarzda bir cinayet işlenmiş mi araştırın.
Dig up evidence of similar mutilations in the past 20 years.
Yirmi yıl önce olmuş bir kazayı.
An accident that happened around here 20 years ago.
Bir iki iki yirmi beş iki buçuk iki yetmiş beş... Kahretsin!
One... two... two and a quarter... two and a half... two and three-quarters... shit!
Gyuri Amca, pazar alanına gidelim böylece dev balinayı kendi gözlerinle görebilirsin. Yirmi metre boyunca ve boğazından içini görebiliyorsun. Gerçekten iğrenç bir kokusu var.
Uncle Gyuri, let's go towards the market square and then you can see for yourself the giant whale, as long as twenty metres and you can see into its throat, and it really stinks.
Babanla Suzanne bir terziye rastlamışlar,... kadın onlara Faubourg Saint-Germain'de yirmi yaşında bir delikanlıyı kurtarmaya çalışırken ne kadar çok zorluk çektiğini anlatmış.
But don't get the enemy mixed up. It's not the people who face us.... Thiers is our enemy.
Bu kapının ardında bir koridor var. Koridorun sonunda ise Edouard Moreau'nun da içlerinde bulunduğu yirmi Merkezi Komite üyesinin toplandığı salon bulunuyor.
All citizens aged 1 8 to 40 must join the National Guard and go to the barricades or the forts.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29