Yirmi iki translate English
470 parallel translation
"Yirmi iki, Matmazel Fontaine, Terzi."
"Twenty-two, Mademoiselle Fontaine, the seamstress."
Yargılanacak olan kasaba değil Will kasıtlı cinayetten suçlu olduklarını kanıtlayacağım yirmi iki kasabalı.
John Doe is not going to trial, Will but 22 citizens of Strand who I can prove are guilty of murder in the first degree.
Yirmi iki bin.
Twenty-two thousand.
- Yirmi iki.
- Twenty-two.
- Hayır, yirmi iki yaşındayım.
- No. I'm 22.
Gerçekten yirmi iki yaşında mısın?
really? You are twenty-two?
Yirmi iki rupee.
Thirty-two rupees
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
I am seven thousand three hundred and twenty-two years old this October.
- Yirmi iki... - Yirmi iki! - Yirmi üç...
Twenty, twenty, twenty-four twenty-four.
Yirmi iki yaşında seni kimse değiştiremedi yalnızca ben değiştirebildim.
You had to be consistent. The last 22 years could not change you.
Yirmi iki yaşını geçmış olan her kadın senin yanında can çekişir.
Because after 22 years with you any woman would end up like this.
Yirmi veya yirmi iki yaşında olmasından sana ne? - Sana ne?
What does it matter to you if she is 20 or 22?
Bu kadar. Ne zannettin? Yirmi iki yıl sonra, öylece kalkıp gideceğimi mi?
After 22 years you thought that I would go with nothing?
- Yirmi iki mil.
Twenty-two miles.
- Yirmi iki!
Twenty-two!
... yirmi iki, yirmi üç, yirmi dört, yirmi beş.
... 22, 23, 24, 25.
Yirmi iki yaşındayım.
I am twenty-two
- 22. Yirmi iki mi?
Twenty-two?
Yirmi beş, yirmi dört... yirmi üç, yirmi iki...
Twenty-five, twenty-four... twenty-three, twenty-two...
On altı artı altı... Yirmi iki.
Sixteen and six make twenty-two.
Yirmi iki kapalı.
Twenty-two off.
On beş, yirmi, yirmi iki otuz iki, haydi...
... fifteen, twenty, twenty-two, thirty-two, come on...
Bunlardan altmış beş tanesi tamir edilmekte... yüz yirmi iki tanesi de montaj aşamasında.
Sixty-five of them are undergoing repairs, a hundred and twenty-two of them are being assembled.
Yirmi iki uzay korsanlığı,
22 counts of piracy.
Yirmi iki sayıyorum ama bunu milli marşla da içmiş olabilirim.
Let's see... I get 22, but this one could be the national anthem.
Yirmi iki ve yirmi üç On sekize inin. Dur.
Twenty-two and 23 come down to 18.
Yirmi iki.
Twenty-two.
Bir, iki, üç, dört, beş yirmi, kırk, altmış, seksen.
One, two, three, four, five twenty, forty, sixty, eighty.
Bir, iki, üç, yirmi, kırk, altmış.
One, two, three, twenty, forty, sixty.
Altı bin ölü, yirmi bin yaralı ve iki yıl süren savaş. Terbiyesizliğin yanında biraz da sağduyu olsaydı, savaş hiç yaşanmayabilirdi.
6,000 men killed and 20,000 wounded and two years of war, when with a little common sense and bad manners, there would have been no war at all.
Bay White'ın iki gazete, yirmi gazete hatta yüz gazetesi olması umurumda değil.
I don't care if Mr. White buys and runs two papers or 20 papers or 100 papers.
İki subay, beş astsubay ve yirmi asker. Sarhoşsun.
Two officers, five NCOs and 20 riflemen.
İki defa yirmi beş...
Two time twenty-five..
Yirmi üç dürüst adam. On iki adam.
Twenty-three good men and true.
Çünkü yirmi iki yıl sana sana hizmet ettim.
For 22 years I have been your maid. I run the cake shops and the bakery.
Ama ben bir yemin ettim diye yirmi iki yıldır dileniyorum.
- Don't swear!
Nerede iki veya üç veya yirmi veya otuz veya iki yüz veya üç yüz kişi fısıldayarak yorum yapmak için toplanırsa karşısındakini bir şey halinde yargılamak için...
Whenever two or three or 20 or 30 or 200 or 300..... are gathered together to make whispered comment..... to sit in judgment upon the condition of a...
- Yirmi iki.
Twenty and two.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Off you go. One - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen and twenty.
Sekiz daha on altı... Sekiz daha eklersen yirmi dört, sekiz daha otuz iki.
Plus eight equals 16, plus eight equals 24, plus eight equals 32.
Yirmi beş yıl önce, Napoli'de, iki kez yargılandığımda henüz ilk ayinimi kutlamıştım.
Twenty-five years ago, in Naples, I had just celebrated my first Mass, when I was put on trial twice.
Yirmi dört gül ve iki zambak.
Twenty-four roses and two lilies.
Yirmi üzerinden iki.
Two out of twenty.
Yirmi asker, iki astsubay.
Twenty soldiers, two non commissioned officer.
- Yirmi iki.
- 22nd.
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
Twenty, 19... 18, 17 — 16, 15... 13, 13... 12, 11 —
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
Eight, nine, ten, 11... And double that... We have 15, we have 26, and double is...
Sevgili kızlar, dansçılar dört noktada dans ile yirmi metreyi kaplıyorlar. Siz, iki noktada yapamıyorsunuz.
My dear ladies, dancers cover twenty metres with four pas de basques, and you can't do measly two.
... cünkü elimde. iki tane yirmi dolarlık var...
... because I just happen to have two twenties...
Bira 1.25'ti. Bir buçuk bir yetmiş beş. iki. üç, dört, beş, on ve yirmi.
out of a 20. 1.50, 1.75, two, three, four, five, ten and 20.
İki sosisli bir de gazoz, yirmi dokuz yapar.
Two hot-dogs, one Canada Dry. 29.
ikinci 72
ikın 61
ıkın 30
ikimiz 71
ikizler 58
ikiniz 72
iki tane 162
iki gün sonra 30
iki dakika 132
iki hafta sonra 31
ikın 61
ıkın 30
ikimiz 71
ikizler 58
ikiniz 72
iki tane 162
iki gün sonra 30
iki dakika 132
iki hafta sonra 31
iki kez 99
ikimizde 16
ikincisi 419
iki kere 86
ikinizde 56
iki saat 66
ikimize 16
iki kart 16
ikiniz de 254
ikimiz mi 17
ikimizde 16
ikincisi 419
iki kere 86
ikinizde 56
iki saat 66
ikimize 16
iki kart 16
ikiniz de 254
ikimiz mi 17
iki bira 67
ikimiz birlikte 20
ikili 30
iki gün 84
ikimiz de 70
ikinci olarak 82
ikinci kat 64
ikinci katta 29
iki mi 107
iki katı 19
ikimiz birlikte 20
ikili 30
iki gün 84
ikimiz de 70
ikinci olarak 82
ikinci kat 64
ikinci katta 29
iki mi 107
iki katı 19