Yirmi üç translate English
331 parallel translation
Bir düzine kaynak kitap kullanarak derlenmiş yirmi üç sayfa.
Twenty-three pages compiled from a dozen reference books.
- Yirmi üç.
- Twenty-three.
Yirmi üç ay. Sabunu versene.
In two years the loans will be sorted.
Yirmi üç!
Twenty-three!
- Yirmi üç, yirmi dört yaşlarında.
Hey, he must be twenty three or twenty four years old.
Yirmi üç dürüst adam. On iki adam.
Twenty-three good men and true.
- Yirmi iki... - Yirmi iki! - Yirmi üç...
Twenty, twenty, twenty-four twenty-four.
- Yirmi üç!
Twenty-three!
- Yirmi üç. Seni umursayan biri var mı?
- Got anyone protecting you?
Yirmi üç mü dedi?
did she say 23?
... yirmi iki, yirmi üç, yirmi dört, yirmi beş.
... 22, 23, 24, 25.
Anneden yirmi üç, Babadan yirmi üç.
We get... twenty-three from mum, twenty-three from dad.
Kuzey saldırısının son rakamları. Kayıpsız yirmi üç.
Final figures of the northern raids... twenty-three without loss.
Yirmi beş, yirmi dört... yirmi üç, yirmi iki...
Twenty-five, twenty-four... twenty-three, twenty-two...
... yirmi dört, yirmi üç...
... twenty-four, twenty-three...
Yirmi beş, yirmi dört... yirmi üç...
Twenty-five, twenty-four... twenty-three...
Yirmi üç.
Twenty-three.
- Yirmi üç avcı portapot.
Twenty-three hunter portapods.
- Yirmi üç dolar.
Twenty-three dollars.
Yirmi üç.
Twenty-three. - Exactly!
- Kaç tane ediyor? - Yirmi üç.
- How many does that make?
Yirmi üç yıl olduysa...
"ni-juu-SAN-nen" = "twenty-three years." well, if it was twenty - three years...
"ni-juu-SAN-nen" = "Yirmi üç yıl."
"ni-juu-SAN-nen" = "twenty-three years."
Yirmi üç.
Three for twenty.
- Yirmi üç.
- Three for twenty.
Fakat bugün nüfusu üç kişi daha artarak, iyimser bir tahminle... yüz yirmi üçe ulaştı.
But today the population, exaggerated reports put it at 123 has increased by three.
Yirmi iki ve yirmi üç On sekize inin. Dur.
Twenty-two and 23 come down to 18.
Yirmi üç, yirmi dört, yirmi beş...
Twenty-three, twenty-four, twenty-five...
Yirmi üç yaşında. Kontes Maynooth ve Earl çiftinin ikinci oğulları. Babası Avustralya sömürgelerinden birinin valisi.
Age twenty-three, the second son of the Earl and Countess of Maynooth, father is governor of one of the Australian colonies, mother in London for the winter, son and daughter are living in this house with him.
... henüz yirmi üç yaşındayken bir vanilya fıçısının altında kaldı.
crushed by a barrel of vanilla at the tender age of three-and-twenty.
Yirmi üç pezo tutuyor.
Twenty-three pesos.
Mesela, üç numaralı kulak altı numaralı burun ve yirmi yedi numaralı çene eşittir, General Yen.
For example, ear number three... and nose number six... and the chin number 27 equal General Yen.
Yirmi-üç.
Twenty-three.
"Yirmi - üç, Dük St. Evremonde."
"Twenty-three, the Marquis St. Evremonde."
Yirmi - üç.
Twenty-three.
Bir, iki, üç, dört, beş yirmi, kırk, altmış, seksen.
One, two, three, four, five twenty, forty, sixty, eighty.
Bir, iki, üç, yirmi, kırk, altmış.
One, two, three, twenty, forty, sixty.
Yirmi üç kişi.
I-I think you're right.
Ben bu Ekim'de yedi bin üç yüz yirmi iki olacağım.
I am seven thousand three hundred and twenty-two years old this October.
Nerede iki veya üç veya yirmi veya otuz veya iki yüz veya üç yüz kişi fısıldayarak yorum yapmak için toplanırsa karşısındakini bir şey halinde yargılamak için...
Whenever two or three or 20 or 30 or 200 or 300..... are gathered together to make whispered comment..... to sit in judgment upon the condition of a...
Daha sonra bir akademik denklem oluşturabilirim. Yirmi adam, on beş kadın, dokuz çocuk ölmüş ve üç metre ilerleme olmuş.
Afterwards I may draw up a purely academic balance... 20 men killed, 15 women, nine children, and an advance of three yards.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... six, seven, eight, nine, ten, eleven thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
Weis, Leszik, Rihter, Barabas ve ben misket oynamaya başladık ardı ardına misketleri yuvarladık duvarda yirmi kadar misket vardı üç tanesi camdandı.
I mean Weis and I and Leszik and Richter and Barabas and we started playing marbles and we rolled the marbles one after the other, there were about twenty of them at the wall three of them were glass ones.
- James Walker... - Akıllı. ... yirmi altı bin üç yüz on sekiz.
James Walker ( Sensible ) 26 318.
Altmış bir zırhlı araç, 45 ton cephane yirmi beş 40 mm.lik top, üç tane otomatik 105'lik.
Sixty-one armored vehicles, 45 tons of ammunition... twenty-five 40mm guns, three self-propelled 105s.
- Yirmi üç portapot. - Sen.
It's you.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Off you go. One - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen and twenty.
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
Twenty, 19... 18, 17 — 16, 15... 13, 13... 12, 11 —
Al, bu seni ısıtır. Adam başı üç yüz yirmi dolar.
There, that ought to warm you up.
Bira 1.25'ti. Bir buçuk bir yetmiş beş. iki. üç, dört, beş, on ve yirmi.
out of a 20. 1.50, 1.75, two, three, four, five, ten and 20.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi -
[Both] One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, 10, 11? 17, 18, 1 9, 20?
üç gün sonra 30
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyoruz 25
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
ücretsiz 39
üçte 35
uçakla 22
uçuyoruz 25
uçuyorum 78
üç ay sonra 19
üçüncü gün 23
uçmak 22
üçüncüsü 82
uçuyor 28
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58
uçaklar 26
uçakta 18
üçüncü katta 16
üçüncü olarak 17
üçüncü bölüm 16
uçuyorsun 16
ucuz kurtulduk 16
ucubeler 16
üçüncü kat 58