Yirmi altı translate English
348 parallel translation
Yirmi altı kulaç, dip kayalık.
Twenty-six fathoms, bottom rock.
On ya da yirmi altın daha koparabilirdim.
I could have got another ten or twenty out of them
Yirmi altı yıldır bu küçük adamla yaşıyorum ben beni hiç yanıltmadı.
Walter, I've been living with this little man for 26 years. And he's never failed me yet.
Yirmi altı yıllık deneyim istatistikler ve midemdeki bu beton parçası hariç.
Just 26 years experience... all the percentage there is, and this hunk of concrete in my stomach.
Yirmi altın para.
Twenty guineas.
Dikkat et! Diğerleri için hâlâ yirmi altıyım.
I'm still 26 to the others, mind you.
Yirmi altı.
Twenty-six.
Yirmi altı bin dolar.
Twenty-six thousand dollars.
Yirmi beş, yirmi altı, kim bilir?
Twenty-five, twenty-six, would you say?
Yirmi beşi değil, yirmi altısı.
It is not the 25th, but the 26th.
Yirmi altı.
- Twenty-six
- Yirmi altı!
Twenty-six.
- Yirmi altı.
- Twenty-six.
Yirmi altı...
Twenty-six...
Yirmi altı yaşındayım, bekarım... ve öğretmenim. Bu çukurun dibine varmak demek.
I'm 26, and I'm single and a schoolteacher, and that's the bottom of the pit.
- James Walker... - Akıllı. ... yirmi altı bin üç yüz on sekiz.
James Walker ( Sensible ) 26 318.
Yine de, şehevi arzularının baştan çıkardığı yirmi altı paralı asker bana suikastta bulundu.
Even so, twenty-six mercenaries, tempted by their carnal lust, have conspired to kill me.
Yirmi altı, lütfen.
Twenty-six, please.
Yirmi altı.
- Twenty-six.
Sekiz, dokuz, on, on bir ve iki katı, bir on beşimiz var, toplam yirmi altı.
Eight, nine, ten, 11... And double that... We have 15, we have 26, and double is...
Ama yirmi altı yıldır sana olan aşkımın hiç bitmediğini biliyorum.
But I do know that in 26 years, I've never been out of love with you.
Sana seni yirmi altı yıldır tanıyan poponu avuçlamadan yanında yürüyemeyen bir adamla evlenme fırsatı sunduğumun farkında mısın?
Do you realize I'm offering you the opportunity... to marry a man who has known you for 26 years... and can't walk by you without wanting to grab your ass?
Yirmi altın para. Ah, hayır.
Twenty gold sovereigns.
... yirmi beş, yirmi altı...
Twenty five, twenty six- -
Yirmi altı yıldır öğretmenlik yapıyorum.
I never mention the Jewish problem to my students.
Dört kere altı, yirmi beş.
Four times six - 25.
Mesela, üç numaralı kulak altı numaralı burun ve yirmi yedi numaralı çene eşittir, General Yen.
For example, ear number three... and nose number six... and the chin number 27 equal General Yen.
Altı bin ölü, yirmi bin yaralı ve iki yıl süren savaş. Terbiyesizliğin yanında biraz da sağduyu olsaydı, savaş hiç yaşanmayabilirdi.
6,000 men killed and 20,000 wounded and two years of war, when with a little common sense and bad manners, there would have been no war at all.
Yirmi altı yıldır aynı şey Walter ve ben...
Walter, I've had 26 years of this and let me tell you, I'm getting...
Yirmi-altı.
Twenty-six.
Ama eskiden, beyni paralanınca... insan ölür gider, herşey bitermiş. Şimdi, ölenler diriliyor... Kafalarında yirmi bıçak yarasıyla kalkıp, iskemlemizi alıyorlar altımızdan.
The times have been, that, when the brains were out, the man would die, and there an end ; but now they rise again, with twenty mortal murders on their crowns, and push us from our stools.
Onun için altın, yirmi hatipten daha etkili olur. Eminim karşılığında ne iş isterseniz yapar.
Gold were as good as 20 orators and will, no doubt, tempt him to anything.
Yol parasını ödedikten sonra yirmi dokuz rupee ve altı anna kaldı.
I have twenty-nine rupees and six annas after paying the train fare
Denizler altında yirmi bin fersah.
Twenty thousand leagues under the sea.
- Altı dolar yirmi sent.
_ Six dollars and twenty cents.
... altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... six, seven, eight, nine, ten, eleven thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.
- Katharina! - Yirmi bin altınım.
My 20,000 crowns!
... on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.
... 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20.
On altı artı altı... Yirmi iki.
Sixteen and six make twenty-two.
Şu andan itibaren, her yirmi dört saatte bir, altı saat uyku uyunmasını istiyorum.
Starting now, I want the team to get six hours sleep out of every 24.
Bir, iki üç, dört beş, altı yedi, sekiz dokuz, on on bir, on iki on üç, on dört, on beş on altı, on yedi, on sekiz on dokuz ve yirmi.
Off you go. One - One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen and twenty.
Sekiz daha on altı... Sekiz daha eklersen yirmi dört, sekiz daha otuz iki.
Plus eight equals 16, plus eight equals 24, plus eight equals 32.
Yirmi İspanyol altını. Ve sana terbiye vermek için 20 daha.
And 20 more as a fine, to teach you manners!
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
No more.
Ve saat 06 : 20'de. Defonte konuşmasının sabahında, gece yarısından sonra altı saat yirmi dakika, bu konuşmayı yazıyor olduğunu iddia ettiğin zamandan yedi saat 20 dakika sonra
And at 6 : 20 a.m. on the morning of the Defonte speech, six hours and 20 minutes past midnight, seven hours and 20 minutes past the time that you claim that you were writing this speech,
Yirmi, on dokuz, on sekiz, on yedi... on altı, on beş... on dört, on üç... on iki, on bir...
Twenty, 19... 18, 17 — 16, 15... 13, 13... 12, 11 —
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
You know, if you only have 20 minutes, you just look under 20 minutes... and it tells ya all the kind of things that you can make in that amount of time.
Amiral bana donanma ve sahil korumadan orada, yirmi uçak ve altı gemi olduğunu söyledi.
Between the nayy and the coastguard, there are twenty planes and six ships out there.
Her yirmi dakikası sadece beş altın.
Only five gold pieces for each and every twenty minutes.
Her yirmi dakikası, sadece beş altın.
Just five gold pieces for each and every twenty minutes.
Altı ay boyunca yılın biyonik yirmi pound ödüllü maraton şampiyonu.
The six month's annual bionic, shed-the-twenty-pounds marathon resolve.
altı 1119
alti 20
altında 26
altın 310
altı ay sonra 25
altından 17
altıncı 19
altın yok 17
altı buçuk 20
altın mı 47
alti 20
altında 26
altın 310
altı ay sonra 25
altından 17
altıncı 19
altın yok 17
altı buçuk 20
altın mı 47
altı saat 24
altınay 16
altın nerede 26
altı yedi 26
altı ay mı 24
altı tane 16
altıda 17
altı ay önce 37
altı ay 66
altı hafta 22
altınay 16
altın nerede 26
altı yedi 26
altı ay mı 24
altı tane 16
altıda 17
altı ay önce 37
altı ay 66
altı hafta 22
altı yıl 27
altı gün 16
altı mı 46
altı numara 107
altı yıl önce 18
altı dakika 16
altı yıldır 16
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi iki 34
altı gün 16
altı mı 46
altı numara 107
altı yıl önce 18
altı dakika 16
altı yıldır 16
yirmi 182
yirmi yedi 16
yirmi iki 34
yirmi bir 29
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dakika 19
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi saniye 16
yirmi dört 37
yirmi yıl 18
yirmi dokuz 20
yirmi sekiz 22
yirmi dakika 19
yirmi dolar 22
yirmi üç 29
yirmi beş 51
yirmi saniye 16
yirmi dört 37
yirmi yıl 18