Yü translate English
423 parallel translation
Elbette. Boeldieu'yü severim.
Sure, I like Boeldieu, but...
- Gözcü'yü arıyorum.
- Calling Lookout.
- Gözcü'yü arıyorum.
- Calling Lookout, calling Lookout.
Gözcü'yü arıyorum, Gözcü'yü arıyorum.
Calling Lookout, calling Lookout.
Gözcü'yü arıyorum, Gözcü'yü arıyorum.
Calling Look out, calling Look out.
- Büyücü'yü.
- The wizard.
Kö-yü-müz-de baş-la-yan
In our village
Bir sonraki sefere sizin için "Çıplak ve Ölü" yü yazarım.
Next time I'll write you The Naked and the Dead.
Yü...
I...
Arras'a gittim, Champmathieu'yü getirdiler.
I went to Arras, they brought me Champmathieu.
Bellevue'yü ara ve onlara bir psikiyatr göndermelerini söyle.
Call Bellevue and ask them to send over a psychiatrist.
Aslında, simdi, ne desem öğrenci derneği üyeliğini bırakmadan önce, yani ÖDÜ'yü, üç yıl...
Well, now, I would say, er... prior to my exposure as a student counsellor, USC, three years...
Şey, "süprüntü" yü bilmem.
Well, I don't know from "offal."
Pardon, Richelieu'yü örtmeyi unutmuşum.
Excuse me, I forgot to cover Richelieu.
Menü'yü rica edeyim.
Please give me the card.
Menu'yü tekrar yaz.
Rewrite the menu. 20 times.
- Yolun sonuna geldin. - Küçük Yüzücü'yü unutuyorsunuz.
You're fired.
Eğer isterseniz Küçük Yüzücü'yü birlikte satabiliriz.
But we could sell the Little Bather together if you want.
Revü'yü durdurdum!
I stopped the Follies!
Yü...
Atta...
Kardinal Richelieu'yü çağırın.
Call Cardinal Richelieu.
- Andrieux'yü çağır bana.
- Boss? - Get Andrieux.
Sanık, zaten hep senin gibi insanlar yü -
Defendant, defendant, it's people like you -
Yüce Büyücü'yü?
The Great Enchanter!
Beni bağışlayın. Yü... yücelik.
Forgive me, your... your... bigness.
Büyücü'yü nerede bulacağım?
Where shall I find the Enchanter?
Kutsal Üçlü'yü inkar ettin.
You denied the Holy Trinity.
Becaru'yü sevmiyorum.
I don't like Becaru.
Dr. Montague'yü tanıyorsunuz, değil mi?
You know Dr. Montague, don't you?
Bu keşiflerini herkesle paylaşmak isteyeceklerine Pitagorasçılar karekök ikiyi ve oniki yüzlü'yü gizlediler.
Instead of wanting everyone to share and know of their discoveries the Pythagoreans suppressed the square root of two and the dodecahedron.
- Mathieu'yü tanıyor musun? - Hayır.
You know Mathieu?
Hamburgeri hapse, PDÖ'yü de tuvalete attım.
I threw the hamburger in jail and the PDE in the toilet.
Yazık size, "özgürlük", "kötü" yü simgeliyor.
So sad that for you freedom seems to mean evil.
Eğer 3 kez işe yaramadıysa, 4.yü denememelisin.
But if it didn't work the 3rd time I won't let it work for the 4th.
Eserleri içinden sadece "Sapkın köylü" yü biliyorsunuz. ve belki bir de "Köylünün karısı" nı. Ama denemeler, romanlar da yazdı.
Of his work, you only know The perverted peasant and perhaps the peasant's wife, but he's written novels, essays...
Yine "Onbeşinci Dörtlü" yü açıyorum.
I turned the Fifteenth Quartet on again.
Bayım, Gümüş Sörfçü'yü sever misiniz?
- Man, you like The Silver Surfer?
Barbekü'yü kuracağım.
i'll set up the bar-b-que.
Sonunda Görü'yü anlamıştı.
Finally, she understood the vision.
Oh, bu yü... yün.
Oh, it's woo... wool.
Boş ver Süslü Püslü'yü.
Forget Frou-Frou.
Doğru prosedür, Asteğmen, onu bulduğunuz anda Köprü'yü aramaktır.
The correct procedure, Ensign, was to signal the bridge immediately.
Tabii ya, taht salonuna girip İskeletor'un 2000, 3000 askeriyle savaşır enerji sahasına girer ve Büyücü'yü kurtarırız. - Evet.
We'll drop right into the throne room fight off 2,000 or 3,000 of Skeletor's crack troops break into the force field and free the Sorceress.
Baba, Büyücü'yü düşün.
Father, the Sorceress.
Daha önce Köprü'yü hiç aramamıştın.
You've never called the bridge before.
Köprü'yü beğeneceğiniz düşünmüştüm.
I thought you'd enjoy the bridge.
- Ben de. Acil durum anında Köprü'yü terk etmek yapacağınız en son şeydir.
The last thing you would do is leave the Bridge of the Enterprise during an emergency.
Ölü yü de al, onu da götüreceğiz
We'll bring him along, too.
Küçük Yüzücü'yü kim aldı şimdi?
Who has the Little Bather now?
Cailleux'yü gördün mü?
Hey, what do you think about Caillaux?
- Onun tekrar yü...
- You're going to make him walk again.