Yıllar geçti translate English
375 parallel translation
Fakat yıllar geçti ve onlar derin ve çoğalan bir... mutluluğa kavuştular.
But as the years went on, they were really in possession... of a deep and growing happiness.
Seni görmeyeli yıllar geçti.
I haven't seen you in years.
Ama yıllar geçti, hiç izine rastlayamadım.
But years passed, and I found no trace of him.
Üzerinden uzun yıllar geçti.
That's a long time ago.
O portreyi yaptığımdan beri çok yıllar geçti.
Many years have passed since I painted it.
Evet, anımsayamayacağım kadar uzun yıllar geçti. Herhalde buraya bunu anımsatmak için gelmedin.
Yes, more years ago than I care to remember but you didn't come in here just to remind me of that.
aradan yıllar geçti, ama biz hala buradayız.
That was many years ago, but we still live here.
Uzun yıllar geçti, çok özledim seni.
I've missed you during all these years.
Yıllar geçti sinsice sezdirmeden
♪ But age with his stealing steps
Üstünden çok yıllar geçti, ama burası olduğundan eminim.
It's been many years, but I'm sure this is the place.
Aradan uzun yıllar geçti.
So many years have gone by.
Uzun yıllar geçti, Doktor!
It's been many years, Physician.
Yıllar geçti, mevsimler geldi geçti.
Years passed, the seasons came and went.
Ve aradan yıllar geçti.
And the years passed.
O kadar çok kanlı ve kötülük dolu yıllar geçti ki!
So many years of blood and venom!
Aradan yıllar geçti.
That was years ago.
Seninle son görüşmemizin üzerinden yıllar geçti.
It's been years since we last met.
Yıllar geçti, herşey yabancıydı.
The years rolled by, everything unfamiliar.
- Hayır, lütfen buyurun. Aradan yıllar geçti, Bayan Foley.
DO YOU MIND IF I COME IN FOR A MOM ENT?
Yıllar geçti, ben anladım...
Years passed, I realized...
Yıllar geçti.
The years passed.
Yıllar geçti.. ve kalbimde.. yeni bir şarkı doğdu.
Years went by and in my heart a new song is born
Aradan yıllar geçti.
Again she was an enchanted sight
KANARYA DERGİSİ VE KUŞ DÜNYASI "Yıllar geçti ve Stroud'un ilacının haberi..." "... tüm kuş meraklıları camiasına yayıldı. "
The years passed, and news of Stroud's medicine spread to the gentle world of bird owners.
Sonra yıllar geçti ve İmola ortadan kayboldu!
Then the years went by and Imola vanished
Son saldırının üzerinden çok yıllar geçti ama şimdi geri döndüler ve eğer gelmeye devam ederlerse, eninde sonunda başarıya ulaşmaları muhakkak.
It is many years since their last assault but now they have returned and if they continue to come, they're bound to succeed eventually.
Yıllar geçti.
Yet the years went by.
Yıllar geçti.
His period of service came to an end.
Gideli sanki yıllar geçti...
I feel thay Guy left years ago :
Yıllar geçti, artık boyu babasından da uzundu.
Years have passed, and he's taller now than Father was.
Yıllar geçti ve bu söz gerçekleşmedi.
The years have gone by and the promise is not fulfilled.
Yıllar geçti.
It's been years.
- Eleanor, geçmişte kaldı, yıllar geçti üstünden. - Sına beni.
Eleanor, we're passed it, years passed.
Yıllar geçti, para büyüdü en de drank ook.
- The year run out... the money ran out, and the liquor ran out.
Beni son görüşlerinden bu yana yıllar geçti. Ve ben de iyi bir oyuncuyum.
It's been years since they last saw me.
O zamandan beridir yıllar geçti.
Years have gone by since then.
Ömrümün en iyi yılları çalışmakla ve tasalanmakla geçti.
The best years of my life have gone to work and worry!
Yıllar ne çabuk geçti!
Such a long time ago.
Gazetelerde okuduğumuza göre, savaş sonrası yıllar her yer için kötü geçti.
We read in the papers that the after-war years were bad everywhere.
# Oyun bahçesindeki yıllar # Ne de çabuk geçti
How the years in the playground flew by,
Karamela inanan bir adam olarak Fazla şeyi sorgulamadım..... ama bu uzak diyarlarda uzun yıllarım geçti..
Lie down underneath the earth. Caramella, you don't believe me, don't understand me. You can't.
Aradan yıllar gecti ama Sligon kral Arturun Britanyanın gözden uzak bir kesiminde küçük bir ada üzerinde, ona verdigi bu sığınağı asla bulamadı.
'But years passed, and Sligon had not found the hiding place'where King Arthur had given them sanctuary'in an abbey in a remote section of the coast of Britain.'
- Uzun yıllar geçti efendim.
- It has been many years, great one.
Yıllar geçti gitti, her biri bir öncekinden daha hızlı olarak.
The years slipped away, each one faster than the one before.
Yıllarımın çoğu savaşta geçti.
Spent a couple years in the war.
Yıllarım savaşta kan dökmekle geçti.
I lived through years of carnage on the battlefield.
Günlerim ellerimi açıp dua etmekle geçti. Geçirdiğim yılların senden önce bir anlamı yoktu.
You measured the days, nothing lies before You.
# Yıllar geldi geçti
The years have passed
Çocukluk yıllarım Bayan Fiske, Forbes-Robertson ve Modjeska ile geçti.
My early years were spent in the company of Mrs Fiske, Forbes-Robertson, Modjeska.
Bunun ardından dağlardaki hayvanları ormanların koruyucularını, dağların sakinlerini düşündüler. Geyik, kuş, puma ve jaguar yılan, çıngıraklı yılan, engerek gibi sarmaşıkların koruyucuları akıllarından geçti.
And further, they now thought out the beasts of the mountains, the keepers of all forests, the inhabitants of the mountains, the stag, fowl, puma, and jaguar, the snake, rattlesnake, and viper, the wards of the creepers.
Yıllar iyi geçti.
The years have been good.
geçti 458
geçtim 30
geçtik 21
geçti artık 123
yıllardır 65
yıllar 31
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar boyunca 24
yıllar oldu 18
geçtim 30
geçtik 21
geçti artık 123
yıllardır 65
yıllar 31
yıllarca 52
yıllar sonra 22
yıllar boyunca 24
yıllar oldu 18