Zeki mi translate English
635 parallel translation
Baban mı? Zeki mi?
Your father?
Bilgiç mi bilgiç, zeki mi zeki biri.
A wise guy, somebody who's very smart.
Zeki mi, aptal mı?
Is he smart, dumb?
Kendini zeki mi sanıyorsun?
Smart guy, huh?
Adelaid Adams kılığına girerek kendini zeki mi sandın?
You thought it was smart posing as Adelaid Adams.
- Zeki mi? o normal, cahil bir züppe.
He's a common, ignorant slob.
- Gerçekten zeki mi dersin?
- D'you think he is?
Kendini zeki mi sanıyorsun?
You being cute?
- Sana sormak istiyorum çavuş kendini zeki mi sanıyorsun?
- I've meant to ask you, sergeant you been feeling up to snuff lately?
Zeki mi?
Art?
Gemiyi yok edecek kadar zeki mi?
Beings intelligent enough to have destroyed the Enterprise?
Nasıl çalar, ne çeker, aptal mı, zeki mi istediği nedir, onu nasıl kıstırırsın...
How he steals and smokes, if he's smart or stupid. What he wants, how to twist him...
Bak, senin kadar zeki olmadığımı biliyorum, ve yapmaktan hoşlandığın şeyleri ben sevmiyorum ama yani seks harika, değil mi?
Look, I know I'm not as smart as you and stuff, and I don't like to do stuff that you like to do and stuff, you know, but, I mean, the sex is great, right?
Oldukça zeki biri olmasıyla da sizi etkilemedi mi?
Didn't he impress you as being rather witty?
O güzel, çekici, zeki, genç bir kız değil mi Bay Smith?
She's a beautiful, charming, Intelligent young girl, Isn't she, Mr. Smith?
Zeki bir sigortacısınız değil mi, bay Neff?
You're a smart insurance man, aren't you, Mr. Neff?
- Çok zeki olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- You think you're pretty smart, don't you?
Çocuklarımız ne zeki değil mi?
Now, ain't we got the smartest kids?
- Çok doğru. - Kendini zeki sanıyorsun, değil mi?
- You're a pretty bright boy, aren't you?
Zeki çocuğun keyfini yerinde tutmalıyım, değil mi?
I got to keep bright boy amused, don't I?
Biliyor musun, Sterling gibi zeki biri sana kesinlikle çok güveniyor, değil mi?
You know, for a smart guy, that Sterling sure trusts you, don't he?
Kocanız çok zeki, değil mi? - Evet.
- Your husband is very clever, isn't he?
Zeki birileri mi?
Smart people?
Küçük, zeki bir köpeksin, değil mi?
You're a clever little dog, aren't you.
Böyle ayarladınız, değil mi zeki bayan?
That's the way you arranged it, didn't you, bright lady?
Zeki birisin, değil mi?
A clever one, aren't you?
Sence zeki biri mi?
Do you think she's clever?
Howard'ın karısı bir azize mi yoksa pek zeki değil mi, karar veremiyorum.
I can never decide whether Howard's wife is a saint or just not very bright.
- Senin adın ne zeki çocuk? - Benim mi?
- What's your name, wise guy?
Zeki biri mi?
Oh, a wise guy?
Kendinizi çok zeki sandınız, değil mi Bay Phileas Fogg.
You thought you were clever, Mr. Phileas Fogg.
- Ronnie zeki olduğunuzu söyledi. Öyle mi?
- Ronnie says you're smart.
Kaliteli, zeki biri mi?
With such a fine mind? Oh, get out.
Rupert pek zeki değil, değil mi?
Rupert isn't exactly clever, is he?
Öyle mi dersin, seni zeki adam?
Is that so, Mr Smart Alec?
Öyle mi zeki çocuk?
Is that so, smart alecs?
Sen zeki bir veletsin, değil mi?
You're supposed to be a smart cookie, aren't you?
Çok zeki, öyle değil mi?
Sharp, ain't he?
Anladım. Ne kadar zeki, değil mi?
Isn't he clever?
Kendin söylemedin mi, o riske girmeyecek kadar zeki biri.
You said yourself, he's too clever to take chances.
Hepimiz çok zeki olamayız, değil mi?
We can't all be geniuses, can we?
Kendini zeki sanıyorsun, değil mi?
You think you're clever, don't you?
Böylesine zeki olmak, tatmin edicidir, değil mi?
It must be very gratifying to be so smart.
Ama siz çok zeki bir kızsınız, değil mi?
But you're a smart girl, aren't you?
Çok zeki değil mi?
Isn't she clever?
Kendini çok zeki sanıyorsun, değil mi?
You think you`re pretty clever, don't you?
Zeki oldukları belli, değil mi?
Clever, aren't they?
Benimle konuşmak zorunda olmadığını bilecek kadar zeki biri mi?
Is he smart enough to know he doesn't have to?
Bence o çok zeki biri, ve sadece basit bir cezaevi müdürünü yakmak için burda değil, yoksa senin için mi?
I think she's very clever and that she's here not to fire an insignificant prison director, but rather, you.
Kendini çok zeki sanıyorsun, değil mi?
You think you're pretty smart, don't you, Moodus?
Siz zeki adamlar bir yerde uzun süre kalmaktan hiç hoşlanmazsınız, değil mi?
You clever blokes never like to stop in the one spot long, do you?