Zo translate English

Evet. Hayır. Bitirdik.

Uh, yeah, no, we're done-zo.

Zo'e 16. yüzyılda ki Cizvitler'in yazmalarını temsil eder.

Zo'é had representations in writings of the sixteenth century Jesuits

Estado de Paré, Brezilya Zo'e Kabilesi, 2009

Estado de Paré, Brasil Tribe Zoe, 2009

Yazık çok karanlık. Zoır görüyorum.

Too bad it's dark already.

- Bana sadece neden evlenmek zo...

- Just tell me why you have to get ma...

Bu, ee... söylemesi zo...

It's, well... It's difficult to...

"Cehennemdeki Beyaz Cennet" "Jigoku e Iku Zo! Daigoro" ( Cehennemden kurtuluyoruz, Daigoro! )

Go to Hell, Daigoro!

Adam park etmiş, etrafından dolaşabilirsin, beklemek zo...

Hold on one second. George, that guy's parked, you know?

Ter-bi-ye-siz!

Ma-scal-zo-na!

- şimdi kıpırdama - dinleyin bayan, bunu yapmak zo- - tentürdiyota asla çözüm bulamadılar

- Now don't fidget. - Listen, lady, you don't have to- - They've never improved on iodine.

LING-tomaH oH-ma-do-VEE-kos ZO!

LING-tomaH oH-ma-do-VEE-kos ZO!

OH-ma-do-VEE-kos ZO...

OH-ma-do-VEE-kos ZO...

Çok güzelsin.

You are zo beautiful

Çok işim var hayatım.

- Zo, this is Jesse.

Bu adam Çin'deki Zo Manastırından bir keşiş.

He's a monk from the Zo monastary in Chin.

... Zo Manastırına.

... The Zo monastery.

- Zo Manastırı...

- The Zo monastery...

Ben-zo-dia-ze-pin. Rohypnolne biliyor musun?

Benzodiazepine.

Ben-zo-dia-ze-pin.

Benzodiazepine.

Bu alemde biz de yer edindik ne demek Han Zo.

What say we settle this on the runway Han Solo.

Chaka zo.

Chaka zo.

- Bütün dedikleri "Chaka zo".

- All they said was "Chaka zo".

- Chaka zo.

- Chaka zo.

Haydi, Zo.

Come on, Zo.

Sıkı tutun, Zo.

Hold on, Zo.

Zo.

Zo.

Zo rgünlere sahipsin narin ipekler gibi ve uyumadan önce saydı.

You are the string days collected like tiny silk beads and counted before sleeping.

Evet, ve de onların dediği gibi : Zo Zion met grec.

Yeah, and as they say, "zo Zion met grec".

Tamam, buraya kadarmış.

Oh well, zo much for zat.

"Kor" "demir" demek. "Asek"?

Zo. "Kor" is "iron". "Asek"?

Eğer bir çeşit anlaşma yapamazsak, insanlar sizi başka yere gönderecek.

Because if we don't come to some sort of agreement,'uman Zo... relocate you.

Adam park etmiş, etrafından dolaşabilirsin, beklemek zo...

Hold on one second. George, that guys parked, you know? You can just drive around him.

Olay nedir Zo?

Yo, what's the deal, Zo?

- Bu senin kızın mı, Zo?

- That your girl, Zo?

Bırak onu, Zo.

Let her loose, Zo.

Zoé'yu mu arıyorsun?

Because I can... Are you looking for Zo?

Zoé'nun numarasını ister misin?

You want Zo? s number?

Bu arada sende Zoe'nin numarası var mı? "

By the way, do you have Zo? s phone number?

Bu arada, sende Zoe'nin telefon numarası var mı?

By the way, do you have Zo? s number?

O kızdan mı hoşlanıyorsun yoksa Zoé'den mi?

So you like her or you like Zo?

Stéphane Miroux, romanınız "Sadece komşunum ve yalancıyım Bu arada, sende Zoé'nin Numarası var mı?" en çok satan roman durumunda.

Stephane Miroux, your novel I'm Just Your Neighbor and a Liar. By the Way, Do You Have Zo? s Number?

Zoé'nin numarası.

Zo? s number.

"Bu arada, sende Zoé'nin numarası var mı?" O gece yazdığın mektubu hatırlıyor musun?

"By the way, do you have Zo? s number?" Do you remember the letter that night?

Zoe, çantamı uzatır mısın lütfen.

Zo, pass me my bag, please.

Bunlar, Church ve Zoe.

There's church and zo.

Lideri takip edeceğiz. Zo.

we follow the leader... let's go.

Baksana Barr-zo, seninle gurur duyuyorum.

Hey, Barr-zo, I'm proud of you.

Bir bakayım

Ik zal zo kijken.

- Olabildiğince çabuk.

- Zo snel mogelijk!

"Sende Zoé'nun numarası var mı?"

"Do you have Zo? s phone number?"

Stéphanie ve Zoé bana yalan söylediler.

Stephanie and Zo?