Çok fazla değil translate English
1,597 parallel translation
Dövmen çete işiyle uğraşmayan biri için çok fazla değil mi Big Crane?
That's an awful lot of artwork for someone who's not banging, Big Crane.
Hadi bakalım, su canavarları, cana yakın olun... ama çok fazla değil.
Okay, water monsters, be friendly... but not too friendly.
Çok fazla değil.
Not as much as that, though.
Neyse ki çok fazla değil ama olur bu tür şeyler,
Hopefully, not too often, but they happen.
Çok fazla değil, 12 : 00'yi geçmez.
Not for long, Iike not past 1 2 : 00.
Çok fazla değil.
It's not much.
Ve ona onu uyutmak için öksürük şurubu vermeye başladım. Yani, çok fazla değil.
So I started giving him cough syrup to put him to sleep.
Ama çok fazla değil.
But not that many.
Çok fazla değil, ama...
Not a lot, but...
Çok fazla değil!
Not so hard!
şey... uh, çok fazla değil.
Well... uh, not so much.
Çok fazla değil.
- Not long.
Çok fazla değil.
It's not too much.
Belki çok fazla değil, ama bütün sahip olduğum bu.
It may not be much, but it's all I've got.
Yani işten kaynaklanan birşey değil, çok fazla sorumluluk falan?
So it's not something at work? Taking on too much?
- Çok fazla şey istemiyorsunuz, değil mi.
Oh, you don't want much.
Çok fazla kelimeyle değil.
Well, not in so many words.
Çok fazla var, değil mi?
There are so many, aren't there?
Çok fazla kelimelerle değil.
- Not in so many words.
Çok fazla konuşkan değil Efendim.
I don't think he's in a very talkative mood, Sir.
Çok fazla bir şey değil, çizgi roman okudum...
Oh. Um, well, not a lot.
Seni uçurmalıdır, ama çok fazla ve çok hızlı değil.
Gotta lift you up, but not too high or too fast.
( DR FITZPATRICK ) bu döneme ait buluntularda fazla kalıntı olmaması normal, 10 parça bulunsa bile çok önemli sayılabilir, fakat rakamlar arttıkça bu mezarın sıradışı olduğunu anlıyoruz, ve bulunan eşyalar 100'e yaklaştı, ve anladık ki bu mezar sadece Avrupa'nın değil, dünyanın en büyük buluntularından biri.
It's normal in a burial of this age to find just one or two objects, And we would have called a grave with maybe 10 things in it rich, but as the numbers mounted, it was clear that this grave was of exceptional importance, and as the numbers got to almost 100, we realised it was the richest grave not Just in Britain but in continental Europe as well.
Çok fazla kişi yok ve hiçbiri de havalı değil.
There aren't very many of them... and none of them are cool.
Bana çok fazla güveniyorsun değil mi?
You have a whole lot of confidence in me, don't you?
Bayan Short çok fazla yer değiştiriyordu değil mi?
Miss Short moved around quite a bit, too, didn't she?
Çok fazla değil.
Not many.
O zıkkımdan çok fazla alırsan sadece böcek görmeye değil hebere hübere konuşmaya da başlarsın, kimse de seni anlamaz.
It means that if you take too much of that stuff you not only start seeing bugs all over but you start talking like... and no one can understand you.
Bana çok fazla şey alman şart değil.Biliyorum bu baharatlı pate'i seviyorsun.
You needn't buy me so many things. - I know you like this spicy pate.
Çok fazla bir şey değil ama ama torku çok iyi.
Been working on my own car a bit. She ain't much, but she's got a hell of a lot of torque.
Bu seksi bir şey değil, kadınlara karşı sahip olduğum tek şey... erkekler çok fazla benim gibi değiller.
It's not a sexism thing, the only thing I have against women is that men aren't more like them.
Çok fazla batıl inançları var, değil mi?
They're very superstitious, aren't they?
Demek istediğin? Yoruma müsait değil ; fakat başka şehirlerden de çok fazla sayıda kaybolma raporları alıyoruz.
Are you saying not available for comment, but we are receiving reports of... mass disappearances in other cities, as well.
Sahte değil. Sadece çok fazla kopyaları var.
They're not phony, there's just too much of them.
Çok fazla nefesli olsun istemezsin değil mi?
You don't wanna make it too hot, though. Oh, that... that's good, that's good.
Bir seferde tanışmak için çok fazla çocuk var, değil mi?
It's a lot of boys to meet all at once too, isn't it?
Çok fazla seçeneğin yok değil mi, Rog?
You don't really have a lot of choices, do you, Rog?
"İngiltere çok fazla kaldın burada ve şimdi söylediğin şarkıları daha cesur bir gün söylemiştin, şimdi, onlar doğru değil."
"England, you've been here too long, And the songs you sing are the songs you sung On a braver day, now they are wrong."
cok fazla istemiyorum değil mi?
It isn't asking too much, is it?
Senin ne bildiğini sandığım umurumda değil. Ama şunu bil, benim evliliğim senin gibi birinin dayanabileceğinden çok daha fazla acı çekti.
I don't know what you think you know, but my marriage has survived more suffering than someone like you could ever grasp.
Belki de hayatım boyunca çok fazla başarısız olduğum için ama bildiğim bir şey var ve bu, benimle ilgili bir şey değil. Bunu önceden görebilmek isterdim.
You know, I wish I-I wish I knew.
Çok fazla elbise aldım, değil mi?
We sure bought a lot of clothes huh?
Açık havada çok fazla oynadın, değil mi?
You've been playing outdoors too much, right?
Çok fazla olan sen değil misin?
Aren't you the one who's too much?
Çok fazla konuşkan değil, doğru.
She's not talkative, true.
Mühim değil, içeri çok fazla kolajen koydun.
That's okay, you put too much collagen in there.
Çok fazla osurup horlamadı, değil mi Bay Hearst?
He didn't like fart or snore too much for you, did he, Mr. Hearst?
Çok fazla "harika" dedim, değil mi?
I said, "She's great" too many times, didn't I?
- Evet, geliyorum. Bu adam çok fazla para harcamış önemli değil.
They actually cook all their meals in the middle of that floor.
Çok fazla şey istemiyorum herhalde, değil mi?
Well, that's not too much to ask, is it?
Benimle bu kadar gurur duyduğun ve kampanyaya verdiğin destek çok fazla, değil mi, baba?
well, so much for your fatherly pride and support in this campaign, huh, dad?
çok fazla 266
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
çok fazla konuşuyorsun 37
çok fazla parazit var 16
çok fazlalar 23
fazla değil 199
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66