English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çok şükür

Çok şükür translate English

3,036 parallel translation
Çok şükür.
Oh, thank god.
oh çok şükür yarrabbi ve resulüh abdühü ve habibühü ve resuluh, salla-llahüaleyhivesseleesserassadasdadadasda
Thank god.
Çok şükür.
For a second there, I...
O bizim üvey annemiz olmayacak. Çok şükür.
She won't be our new stepmother.
Lemon, çok şükür buradasın.
MAGNOLIA : Oh, Lemon, thank God you're here.
Çok şükür.
Thank God.
Çok şükür!
Oh, thank God!
Çok şükür iyisin.
Thank God you're okay.
- Güzel. Çok şükür.
Oh, good.
Güzel, çok şükür.
Everything's fine.
Çok şükür.
- Happily.
- Çok şükür.
- Happily.
Köpeğiniz iyi. - Çok şükür.
Your pooch is fine.
Çok şükür.
Oh, thank God.
Çok şükür Mac.
Thank God, Mac.
Çok şükür ki her şey düzeldi.
Thankful it's over.
- Çok şükür aperatiflerden bahsediyoruz.
Thank God we're finally talking about snacks.
- Çok şükür ki, pek sık değil.
- Thankfully, not very often.
- Çok şükür.
- Thank God.
Çok şükür mantıklı biri geldi.
Thank God, someone with some sense.
Hayır hayır, çok şükür, görmedim.
No. No, I didn't. Thank goodness.
Çok şükür geldiniz.
Thank havens you're home. ( Door closes )
Çok şükür, buradasın.
Oh, thank God, there you are.
- Çok şükür evet.
I am, thank heaven.
O gece öyleydi, çok şükür.
He was that night, thank heaven.
Çok şükür.
Oh, thanks, God.
Çok şükür var.
Praise the Lord, yes.
Çok şükür ki şimdilik kimse senin için harekete geçmedi.
Good thing no one's making a move on you yet.
- Çok şükür.
Thank God.
Çok şükür. Güzel.
Oh, thank God.
Çok şükür. "Arkadaş olarak çok değerlisin." kısmını da kullandın mı?
Did you use the whole "I value her too much as a friend" thing?
Çok şükür rüyaymış.
Thank God, it was just a dream.
Çok şükür bulduk seni!
Oh, thank God! We found you!
Çok şükür geldik.
Oh, thank God, we're finally here.
Çok şükür vaktinde gelebildik.
Oh, thank God, we made it in time.
- Çok şükür ki Duke yalnız yaşıyordu.
I'm just glad Duke lived alone.
Berta, çok şükür buradasın.
Oh, Berta, thank God you're here.
Çok Şükür..
God's been kind.
Bizim için büyük şans ki, o partiye baskın yaptınız ve çok şükür o haplar birilerinin kanına karışacağına şimdi kanalizasyona karıştı
It was fortunate that you raided the party... and those pills went down the gutter instead of somebody's blood-stream.
- Çok şükür.
Thank goodness.
Çok şükür ki güzel bir hata yaptın.
Be grateful that it was a beautiful mistake.
Olivia, çok şükür gelebildin.
Olivia! Thank God you're here.
- Çok şükür iyisin.
Thank God you're all right!
Yani "düşünemediğin için çok şükür".
I mean, "Thank God you can't imagine."
- Çok şükür Allah'ıma.
Oh, thank God.
Çok şükür ki Clarice'e benziyor.
- Oh... Thank god he looks like Clarice.
İnanın bana, "Tanrıya şükür onunki çok büyük değil" diyen çok fazla kadın var.
BELIEVE ME, THERE ARE LOTS OF WOMEN WHO WOULD SAY, "OH, GOD. THANK GOD HE ISN'T BIG."
Çok şükür.
Uh, thank goodness.
Çok şey kaybettin ama şükür ki, hâlâ hayattasın.
Like me. Gus, you're not living.
- Çok şükür!
Oh, thank God.
Çok şükür hayattasın!
Thank God, you're alive!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]