English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ç ] / Çok sert

Çok sert translate English

2,945 parallel translation
Chevy'nin kendi arızaları olmuş olabilir ama Alaska'nın vahşi ortamıyla karşılaştığında çok sert karşı koydu ve buzula dokunmak için bu macerada ölmeyi reddetti.
The Chevy may have had its faults, but when confronted by the Alaskan wilderness, it fought hard and refused to die on its quest to touch a glacier.
Annemle yaşıyorum ve şu an kendisi bir yabancıyla çok sert bir seks yapıyor, bu sebeple evden çıkmam gerekiyordu.
Uh, I live at my mom's, and she's having rough sex with a stranger, and I had to get out of the house.
Gerçekten çok sert vurdun.
You really hit me hard.
Gördüğünüz gibi, bana izin ver, Gus... Izzy'inin kafatasındaki kırık yaklaşık 10 cm. Demek oluyor ki, birisi çok sert vurmuş.
As you can see, excuse me, Gus, the fracture on Izzy's skull is nearly four inches, which means that somebody clubbed him hard.
Yüzü çok sert görünüyordu.
The face looked stern.
Vay canına, bunlardan bazıları benim için bile çok sert.
Damn, some of this stuff is too hard for me.
Ama o lanet ağaç ona çok sert vurdu.
But that damn tree just hit him so hard.
Çok hızlı ve çok sert hareket ediyor, ama görelim bakalım.
That thing travels fast, and it's very hard, but let's see.
Çapraz sorgular çok sert olacaktır.
Cross-examinations will be brutal.
Bazen bir şeyler söyler işte ve onlar... çok sert olur.
It's okay. He says things sometimes, and they... And they cut to the bone.
Hayır, daha çok sert bir öneri.
No, it's just a- - it's a very tempered suggestion.
Ama çok sert bir şey olmasın.
But nothing too harsh.
Bahsi geçmişken sanırım Hanımefendi çok sert.
Lady Kim is just being unfair.
Yani demek istediğim, ya bir gece ona çok sert vururda ya onu öldürürse.
I mean, w-w-what happens if one of these nights, he hits her so hard he kills her?
Ama çok sert vurmuşsun.
But you pressed it down hard.
" Bu kağıt çok sert.
" This paper is so hard.
Bense "Evliliğe çok sert, haşin bir bakış aslında. " Neden romantik olduğunu düşünüyorsunuz " diye sorardım.
And I would be stunned and say,'it's such a hard, tough look at marriage, why do you think of it as romantic?
Eminim bazılarınız son bir kaç haftadır size çok sert davrandığımı düşünüyordur.
I'm sure some of you feel I've been too hard on you these past few weeks.
Çok samimi ve ellerindeki nasırlar da çok sert.
He's so real, and the calluses on his hands are so rough.
Çok sert.
Wow, it's so rough.
Oh, çok sert olgunlaşmış.
Oh, it's ripened hard.
Ona çok sert bağırmayın.
Don't yell at him too hard.
Yoldaki çukurlara çok sert girdin.
You hit those potholes pretty hard.
Bir kaç tek Lucif attım ve bana çok sert gelince Joe anahtarlarımı aldı.
I had some shots at Lucif's, and they hit me pretty hard and... And then Joe... Joe took my keys.
Steve Jobs duvara çarpmıştı, hemde çok sert.
Is Steve Jobs hits the wall, hard.
- Ne zaman Zavier ile ilgili bir şey söylesem çok sert tepki gösteriyorsun.
- And you've run roughshod over every objection I've had regarding Zavier.
Yaklaşan bir dava varmış gibi hissediyorum ve çok sert geliyor.
I feel a case comin'on, and it's comin'hard.
Tamam, bu kadın çok sert.
Okay, so this woman's pretty hardcore.
Ama o çok sert, seksi, çok erkeksi bir genç delikanlı.
But he's a very tough, sexy, very virile young guy.
Ve yetkililer çok sert.
It's really bad. And the authority is always very violent.
Çok sert değil çok yumuşak değil ve ağızda nişasta tadı bırakmıyor.
Not too firm, not too limp, and no starchy aftertaste.
Çok sert.
Difficult to deal with.
Çok sert.
It's very harsh.
Hem çok sert hem de zayıf.
It's both a strength and a weakness.
- Çok sert birisiniz.
You are a wild man.
Çok sert yapmaman gerek, nefes alır gibi.
You had to just blow it...
Iyi, ışığı bulmak için fazla vaktim yok ayrıca çok sert de olamaz.
Well, do not have much time to find the light... then, can not be very rigid.
Çok mu sert davrandım?
- Was I too rough on you?
Tekneyle, bisikletle, ne bileyim işte... Sana çok sert davrandığım için beni istemediğinden emin misin?
Are you sure it's not because I was too aggressive with you?
Daha çok, sert -
More like tough- -
Beni o kadar "sert" güldürüyorsun ki çok feci tahrik oluyorum.
You're making me laugh so hard. I'm getting so turned on.
Çok mu sert?
Going too hard?
Her zaman göründüğünüzden çok daha sert olduğunuzu biliyordum.
I always knew you were tougher than you looked.
Bazılarınız "başkalarını böylesine sert yargıladığına göre kendini çok üstün görüyordur." diyebilir.
Now, some might say, "He must think pretty highly of himself " to judge other people so harshly. "
Sert geliyor biliyorum. Ama onun ne yaptığını öğrenmek benim için çok zor oldu.
I know that sounds harsh, but it was very difficult, learning what she had been doing.
Sert soğukların yakında döneceğine inanmak çok güç.
It's hard to imagine the bitter cold will soon return.
Ren geyikleri, bu sert soğuklara dayanabilen çok az hayvandan biri. Karın altında bulunan minik bitkileri sıyırarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Reindeer are one of the few animals that can endure these bitterly cold conditions, scraping a living by nibbling tiny plants that survive beneath the snow.
- Bilirsiniz, çikolata, çok sert olabilir.
You know, chocolate, it can be very... hard.
En çok da Sert Buda'yı
Stern Buddha most of all
Savaşçılara düşen, en sert şekilde cenk etmektir lâkin düşmanlarımızı içeriden birbirlerine karşı kışkırtırsak çok daha fazlasını yapabileceğimizi hiç düşünmez misin?
I know, the warrior's way is brude battle, but have you not considered the advantages to be had in sowing sedition among our enermies.
Babanız sert davranabilir, ama aslında çok alıngandır.
Your father, he might act tough, but he has thin skin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]