Çünkü istemiyorum translate English
2,472 parallel translation
Bunun kişisel olduğunu düşünmek istiyorum çünkü annemin istediğinin bu olduğunu düşünmek istemiyorum.
I've been assuming this is personal because I don't want to assume that was what my mother wants.
Çok fazla ayrıntı vermek istemiyorum çünkü kitabını çıkarabiliriz.
Don't want to give too much away,'cause there might be a book.
Nerede olduğunu bilmiyorum ama Ian, eve geldiğinde buradan ayrılıyoruz çünkü seni, bu bebeğin yakınında bile görmek istemiyorum!
I don't know where he is, but when Ian comes home, we're leaving this place, because I don't want you anywhere near this baby!
Çünkü mahvetmek istemiyorum.
Because I don't want to mess it up.
* Diğerleri gibi işe girmek istemiyorum * * Çünkü ben diğerlerine benzemem * Eşlik edin, nesiniz siz?
'cause I'm not like everybody else sing it, what are you?
* Diğerleri gibi işe girmek istemiyorum * * Çünkü ben diğerlerine benzemem * Ne dedim?
like everybody else'cause I'm not like everybody else what did I say?
Devamını bana anlatma, tamam mı çünkü polisler seni almaya geldiğinde yanında aksesuar olarak beni de sürüklemelerini istemiyorum.
Don't tell me anymore, right because when the cops come to get you, I don't want to be dragged in as an accessory.
Çünkü parlak kırmızı bir arabayla mağazanın önüne park etmek istemiyorum.
Because, I don't want to pull up at the store in a bright red car.
Evet, çünkü iş arkadaşların dedikodu yapsın istemiyorum.
Yes. Because I don't want to get your coworkers all worked up.
Çünkü boşanmak istemiyorum.
I don't want to divorce you.
- Neden? Çünkü senden boşanmak istemiyorum.
I don't want to divorce you.
Çünkü, ben şey olsun istemiyorum, açık arttırma ürünü olarak değerin düşsün istemiyorum.
Because I don't want you to, you know, compromise your value as an auction item.
Neredeyiz bilmiyorsunuz çünkü ben bilmenizi istemiyorum.
You don't know where we are because I don't want you to know.
Çünkü gafil avlanmak istemiyorum.
Because, you know, I just don't want to get blind-sided.
İyi o zaman, gidip sadaka verecek başka birini bulmalısın çünkü ben istemiyorum.
Yeah well, you're gonna have to find yourself another charity,'cause I ain't it.
Çünkü Andie bunun yarım şans olduğunu söyledi, umutlandırmak istemiyorum.
'Cause Andie said this was a half-lead and I don't want to get her hopes up.
İçmek istiyorum çünkü hakaret etmek istemiyorum.
I want a drink because I don't want to abuse.
Çünkü bunu konuşmak istemiyorum. Bu kadar.
Because I don't want to talk about it, period.
Onunla evlenmek de istemiyorum. Çünkü bir şeyine daha dayanamam.
And I don't want to marry him, because I can't take on one more thing.
Ama geriye gitmek istemiyorum. Çünkü seninle ilerisi yok.
But I don't think I want to move backwards when there's no forward.
- Her zaman buradayım çünkü beni burada tutan biri var diye düşünmeni istemiyorum.
- I just don't want you to think that every time I'm here it's because someone is forcing me to be.
- Çünkü yanlış cevaplar almak istemiyorum. - Bazen öyle Mike.
But sometimes it is, Mike.
Onu gey olarak tanımlamayacağım, çünkü onlara saygısızlık etmek istemiyorum.
I'm not gonna identify him as gay,'cause I don't want to discredit them.
Gidelim, burada yaşamak istemiyorum çünkü.
Let's go,'cause I don't want to live here.
Gina'nın başının derde girmesini istemiyorum çünkü açıkçası burada gizlilik ihlali söz konusu.
But I don't want Gina to get into any trouble, of course,'cause this is sort of a breach of confidentiality.
Aslında bakarsan nasıl denir bilmiyorum çünkü bu bebeği istemiyorum o yüzden düşünmemek daha kolay.
You know, I'd- - the truth is I don't really know what to say about it because I'm not keeping it, so it's just kind of easier not to think about it.
Ama şimdi onunla gerçekten ayrılmam gerekiyor, ama ondan ayrılmak istemiyorum. Çünkü o çok tatlı, o çok iyi.
But now I have to break up with him for real, but I don't wanna break up with him because he's so cute.
Çünkü... Onu üzmeni istemiyorum.
Because it's...
- istemiyorum çünkü.
-'Cause I don't want to.
Çünkü kimseyle konuşmak istemiyorum.
'Cause I don't want to talk to anybody.
Çünkü başkalarının düşündüğü gibi olmanı istemiyorum.
Because I don't want you to be what other people think that you are.
Çünkü eğer bu iş suya düşerse bunun bir parçası olmanı istemiyorum.
Because when this all goes down, I don't want you having any part of it.
Seni Max ile görmek istemiyorum. Çünkü senin benimle değilde onunla olman çok kötü.
I don't want to see you with Max, because I can't stand the thought of you with him and not me.
Çünkü, ünlü olmak istemiyorum.
Because I don't want to be famous.
Çünkü doğum günümde yanımda olmanı istemiyorum.
Because I don't want to be here for my birthday.
Bunu yapmak istemiyorum fakat yapmalıyım çünkü onu elde etmem lazım.
I don't want to be doing this but I have to because I have to have it.
Çünkü ölmeni istemiyorum.
'Cause I don't want you to die.
- Çünkü Beth'i çok seviyorum ve hayatını mahvetmek istemiyorum.
Because I love Beth, and I don't want to ruin her life.
Çünkü bunu benden duymanı istedim. Eğer Kane bırakırsa, bu sarsıntının benim için düşündüğün şeyi etkilemesini istemiyorum.
Because I want you to hear it from me in person that if Kane does step down, I don't want the earth tremors it will cause to give you any doubts about my intentions.
Bazen öyle şeyler oluyor ki haklarında konuşmak bile istemiyorum çünkü çok iğrençler.
Sometimes things happen that I'm not gonna want to talk about'cause they're gross.
Çünkü barın içinde koşturup havlayan bir zebani istemiyorum.
Yeah. Because I don't want some goddamn snarling hellhound running around inside of our bar!
Biliyorum senin için önemli olan para ve güç ama ben gerçek güç istemiyorum. Çünkü gerçek güç, gerçek sorumluluk getirir ve ben o şeyleri istemiyorum.
And I know that what's important to you is money and power, but I want real power, because with real power comes real responsibility, and I don't want any of that shit.
Dövüyorum çünkü Japonlar'ın onları hor görmesini istemiyorum.
I beat them up because I don't want the Japanese to look down on them.
Buna alınmanı istemiyorum. Çünkü aramızdaki harika bir şey.
Yeah, Dr. D., I do not want you to take offense to this, because, you know, what we have is great.
Ne söyleyebilirim bilmiyorum, çünkü onu istemiyorum.
I don't really know what to say about it, Because I'm not keeping it.
Bugün işe gitmek istemiyorum, çünkü Zoe'ya ne diyeceğimi bilmiyorum.
I just don't wanna go into work today because I don't know what to say to Zoe.
Eve dön ve oğlumuza annelik yap çünkü seni burada istemiyorum!
Go home and be a mother to our son, because I don't want you here!
Çünkü gerçekten seni işinden alıkoymak istemiyorum.
'Cause I really just don't want to pull you away from your work.
Çünkü gerçekten bilmek istemiyorum.
'Cause I really don't want to know.
Çünkü seni küçük görmek istemiyorum.
Because I don't want to look down on you.
O zaman bunları alabilirsin, çünkü ben gitmek istemiyorum.
You can have these,'cause I don't want to go.
istemiyorum 1125
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61