Çünkü bu translate English
38,419 parallel translation
Güzel, çünkü bu son şansınız.
Good. Because this is your last chance.
Norma, gelmek zorunda kaldım çünkü bu sabah, geçen ayın raporları elime geçti ve seninle paylaşmak için çok sabırsızlandım.
Norma, I had to make the drive'cause I got last month's reports this morning, and I was so excited to share them with you.
bir soru sorayım. çünkü bu hisse kendini üçe katlyacak.
Hey, let me ask you a question, because this stock is gonna triple in value.
Şu an arayacak 100'den fazla müşterim var. Ama sizi arıyorum. Çünkü bu anlaşmayı sizle yapmak istiyorum.
I have a hundred other clients that I should be calling right now, but I am talking to you, because I want you to make this deal.
- Çünkü bu konuda yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
'Cause I actually think I could be helpful.
Çoğunu diyorum çünkü bu bizim gayriresmi büyük defterimiz.
I say most of them because... this is our unofficial ledger.
Çünkü bu benim adım ve bu da benim sosyal güvenlik numaram.
'Cause it is in my name, and that's my Social Security number.
Çünkü bu benim geçmişimdi.
Because that was my past.
Çünkü bu dünyayı korumaya yemin ettim!
Because I swore to protect this world!
Yapacak bir işi var ve işine çok bağlı çünkü bu, hayatına anlam katıyor ve öfkesini dindiriyor.
He has a job to do and he's committed to it because it gives meaning to his life and extinguishes his fury.
Çünkü bu işi önemsiyorum.
It's because i care.
Biraz rahatsızlık duymaya başladığımı söylemem lazım. Çünkü bu biraz...
I have to say I'm beginning to feel a bit uncomfortable because this is, um...
Doğrusu anladığınızı sanmıyorum, çünkü bu... Bizimkisi...
No, honestly, I don't think you do see, because this is... this is...
Çünkü bu sesler Bize yaptığı neredeyse asil, Öyle değildi.
Because that sounds like what she did to us was almost noble, which it wasn't.
Yetenek de gerektirir çünkü bu bir maharettir.
It takes talent, because it's a craft.
Çünkü bunu yutarsan her zaman sadece gerçeği söyleyeceksin. Bunu bilmeni istedim, çünkü şuan bu iksiri ben yutsaydım Ada'ya geri dönmek istediğimi söylerdim.
Because this is gonna make you say the truth all the time, no matter what, and the only reason that I'm asking is because I know that if I took this right now,
Sözlerimi geri alamam, Will çünkü bu gerçek.
I can't take it back, Will, because it's the truth.
Çünkü bu gece her şey değişiyor.
Because tonight... everything changes.
Çünkü bu o kadar da zor değil.
'Cause it's really not that difficult.
Hayır, çünkü bu adil değil Tony.
No, because it's not fair, Tony.
Hayır, anlamıyorum çünkü bu senin kapın falan değil!
No, I don't understand you, because that's not your fucking door!
Bu kez yardım isteyecektim çünkü bunu tek başıma yapamayacağımı biliyordum.
But this time, I was asking for help... because I know I can't do it alone.
Çünkü Richmond Dükü tarafından bu akşam bıçaklandı.
Because tonight she stabbed the Duke of Richmond.
Bu adam patronumuz olur çünkü kimse onu bilek güreşinde yenemez.
This man is our boss...'cause no one can beat him at arm wrestling.
Bu gece buradayız çünkü Afganistan'da savaşıyoruz.
We are here tonight because we're at war in Afghanistan.
Sizi aramalarını söyleyeceğim ve bunu çözeceğiz çünkü saçmalık bu.
I'm gonna get them to call you, and then we can figure this out, because it's ridiculous.
Bu motor internette çok büyük görünüyor. Çünkü fotografta yanında küçük bir çocuk var. Bu yüzden olduğundan daha büyük görünüyor.
This looked a lot bigger on the Internet because it had a picture with a little boy, so it seemed much bigger.
Umarım bu hanım tarih dersinize girmiyordur çünkü belli ki o dersten çakmış.
Kids, I hope she's not teaching you history, because, apparently, she flunked that class.
Çünkü annem hala Bahu'nun sevdiğini bilmiyor bu yüzden ben önce davranacağım.
She is unaware of the fact that my brother is interested in her. I intend on making the 1st move. That's why.
Bu akşam buradayız çünkü benim sersem oğlum Scott'u, en iyi arkadaşını ölü bir cesedi göstermek için, ormana götürdü.
We're here tonight because my goofball son decided to drag Scott, his greatest friend in the world,
Çünkü anlaşılan bu dikkatlice hazırlanmış bir firar.
Because it appears to be a carefully orchestrated jailbreak.
Başkana bu mevzuyu mahkemeye taşıyabileceğimizi söyledim. - Evet. - Çünkü çok emek verdik.
I told the mayor we might consider legal recourse'cause of how far along we are.
Bu yüzden bana köpek diyorlar. Çünkü bir zorbaya nasıl karşılık vereceğimi yaşayarak öğrendim.
That's why they call me a bulldog, because I had to learn how to fight back with a bully.
Bu yüzden randevu alıp terapiye geliyoruz. Çünkü neyin ne olduğunu biliyoruz.
We... that's why we made the appointment to come in, because we... we know that.
Çünkü bir zamanlar, Bu kadın kağıdın gerçek bir arkadaşıymış.
Because at one time, this woman was a real friend of the paper.
Çünkü hep böyle olmuştur. Bu saçmalık olduğum anlamına gelmiyor.
Just because that's the way it's always been don't mean I give a shit.
Ve bunu doğru yapmalısın, Çünkü kalan tek şey bu.
And you need to make it right, because that is all that's left.
Çünkü gördüğümüz şeyi gördü. Bunu yapmadık, ve bu...
Because she saw what we had, that we didn't, and that's...
Amerikalı siyahların hikâyesi bu çünkü.
'Cause that's the story of black people in America.
Bu aile hala ayakta çünkü her birimiz bir şekilde katkıda bulunuyor.
This family survives because we each contribute.
Çünkü sen bu güzelliği kaçırıyorsun...
You're not okay,'cause you're missing out on all...
Bu yıl dekorasyon komitesine alındım. Çünkü Audrey, Flora, Fauna ve Merry birlikte kaplıca tatiline gittiler.
This year, I got stuck on the decorating committee because Audrey went off to a spa vacation with Flora, Fauna, and Merryweather.
Kendimi resimden çıkarmak zorundayım. Çünkü senin iyiliğin için en iyi seçenek bu. Auradon'un iyiliği için de.
I have to take myself out of the picture because it's what's best for you, and it's what's best for Auradon.
Bu arada bunun için bana şükretmelisin çünkü eski emektarı burada tutmak için çok uğraştım.
And you should thank me... by the way, because I fought long and hard to keep old faithful here.
Bu ranza çok iyi oldu çünkü seninle yatmayacağımı söylemenin tuhaflığından kurtardı beni.
These bunk beds really worked out well,'cause they spared me the awkwardness of having to tell you I'm not gonna fuck you.
Ama bu konuda konuşmamız yasak çünkü insanlara bunları kullandırmak çok zor.
But we're not allowed to talk about them because it's so difficult to get people to use them in the first place.
Bu işe girdim çünkü yeni bir şey denemek istedim.
Um, I got in because I wanted to try something new.
Ama bunu sayfasına yazdı. Çünkü artık tek iletişim yolu bu.
But she posts about it because that's the only communication you have anymore.
Matematik telafi dersine verildim çünkü eski okulumdaki matematikle bu okuldaki aynı değilmiş.
I got put in remedial math because my math from my old school is not the same math they have here.
Bu çok kötü çünkü Crestmont'ta çalışmayı seviyorum.
Which kind of sucks, because I really like working at the Crestmont.
Sana bu seferlik satacağım çünkü çaresiz görünüyorsun, elimde mal var ve ot kardeşliği diye bir şey var.
I'm gonna hook you up this time'cause you seem desperate, and I happen to have shit on hand. And, you know, 420 brotherhood.