Çünkü onlar translate English
6,600 parallel translation
Sokaktalar çünkü onları kimse istemiyor.
They're out on the street because no one wants them anyway.
Belki de Akademi'yle konuşmalısın çünkü onlar beni biri olarak görüyor.
Maybe you should talk to the television academy'cause they think I'm someone.
- Çünkü onları sorgulayacağız.
'Cause we're gonna question them.
- Çünkü onlar evin yeni kiracıları.
Because they're the new tenants of the house.
Kız kardeşlerim asla olduğum kişiyi kabullenemedi. Çünkü onlar sıradan insanlardı.
My sisters could never accept who I was because they were... ordinary.
Robertson bundan hoşlanmamış çünkü onları kontrol edemeyecekti.
But Robertson didn't like that because he wouldn't be able to control them anymore.
Evet çünkü onlar kovboy.
Yes, because they're cowboys.
Ama elbette ona söyleyeceğim Ama onun planları ne, sana yalan söylemek istemiyorum, çünkü onları tanımıyorum.
But I shall tell her, of course, but what are her plans, I wouldn't like to lie to you, since I don't know them.
Onların yaptığı gibi işler yapamayacağım çünkü onları kendi yolumla yapmak zorundayım hiçbir zaman başaramayacağım anlamına gelse bile.
I can't do the things that they do in the way that they do them, because I have to do them my way, even if that means never making it.
Onları arabamdan çalan soytarıyı hemen bul çünkü onlarsız Chicago'ya hayatta dönmem, bilesin.
There ain't another set in the world like it. Now, you need to find the joker that stole'em out of my car,'cause I'm telling you something right now, I'm not going back to Chicago without my clubs.
Go-go olayıyla ciddi bir paralellik görüyorum. Onlarla gerçek anlamda bağlanamadı çünkü onlarınki çok farklı bir dünya.
I saw a real parallel with the go-go thing, but never could connect with them,'cause they were a totally different world.
Çünkü onları dokümanlayan kişinin kaydını yok ediyor.
Because it destroyed the record of who authored the documents.
Isaac Newton olsa, "Top ve tüy yere düşer çünkü onları yere çeken bir güç var, yer çekimi." derdi.
Isaac Newton would say that the ball and the feather fall because there's a force pulling them down - gravity.
Tanımadığım kızlarla birlikte yatakta çıplamak istiyorum, belki Penn Teller izleyebiliriz çünkü onlar gerçekten mükemmel.
I want to hop in bed with some girl that I don't know, maybe see Penn Teller'cause they're awesome.
Çünkü onları kullanamayacaksınız.
That's because you won't be using them.
Kötülediğin bütün insanların isimlerini liste şeklinde almamız gerek çünkü onlar artık yeni şüphelilerimiz.
Well, you're gonna have to get us a list of names of all the people you trashed in it because they're now suspects.
Çünkü onlar bizim gibi değiller.
Because they're not like us.
Çünkü onlar farklı şeyler.
Because they are different items!
.. çünkü onlar bize geri gelecek.
.. because they are going to come to us.
- Çünkü onları her yerde kullanabilirsin.
Why not? - Because you can use them anywhere.
Çünkü onların hayatımızdaki tüm saadetin kaynağı olduğunu düşünüyor.
Because he thinks, it is the source of all felicity in our lives.
Çünkü onlar Bedfordluydu ve güvertelerinde ben yoktum.
Well, they were from Bedford and they didn't have me aboard.
Çünkü evde birileri ve bağırış çağırış olsaydı onları öldüren adam eve hiç girmemiş olurdu.
Because if there were people in the house, if there was yelling, then maybe the guy who killed them wouldn't have ever come in.
Çünkü biz hala onlarız.
Because we're still them.
Bak, Alex, hastanede tedavisi için onları götürmelisin,... ve kazanın gerçekleştiği yere gidip, kayda ya da bir şeylere almalısın çünkü bu güvenli olmayabilir,... sızıntının ne kadar büyük olduğunu ya da düzgünce temizlenip temizlenmediği hayatta bilemeyiz.
Listen, Alex, you gotta get them to treat him for that at the hospital, and go to the accident site and tape it off or something because it might not be safe, there's no way of knowing how big the spill was or even if it was properly cleaned up.
- Çünkü hala onları düşünüyorsun.
It's because you're still thinking about them.
Sevdiğim insanlardan kaçamayacağımı, çünkü bana yardım edebilecek tek kişinin onlar olduğunu anlamadan önce Anna'yı incitmekten çok korkuyordum.
I was so scared that I would hurt Ana until I finally realized you can't run away from the people who love you because, in the end, they're the only ones who can help you.
Onlar onlardan çoğu neden çünkü.
Because they cause most of'em.
Ahlaki sistemimiz onlara aksettirilemez çünkü nedeni çok basit. Onlar insan değil.
That out moral system will never be mirrored by theirs because of the very simple reason that they are not human.
- Çünkü... Onlar vampir ve gittikleri her yere ölüm ve acıyı da birlikte götürürler.
They're vampires, and wherever they go, death and pain always follow.
Çünkü benim çatım altında yaşadığın sürece onların beni önemsediği şekilde ben de seni önemseyeceğim.
Because now that you're living under my roof, I'm gonna care for you the way they cared for me.
Bu sefer bana ihtiyacın var çünkü ya takımını bahriye komandolarına karşı savunacaksın ya da onları kendi ellerinle öldürmeye çalışacaksın.
You need me on this one,'cause you're going to either be defending our team from the SEALs or trying to kill them yourself. I can calm the waters.
Bazen onları yoluyorum, çünkü acıyı hak ediyorum.
Sometimes I pluck them because I deserve pain.
Çünkü bittiğinde hala her gün onları görmek zorundasın ve görünüşte her şey yolunda.
Because when it ends, you still have to see them every day, and it's all right there on the surface...
Çünkü, Protestanlığa ilk olarak teslim olanlar onlar.
Because they are the first to surrender to Protestantism.
Elbette, onları nasıl aldığını bilmiyorum, çünkü,... hiçbir şey söyleyemem.
Of course, I don't know how you got'em, because, uh, well... I can't say anything.
Sorun da bu, öylesin. Çünkü vampirler insanlara ne kadar yakın olurlarsa olsun hayatlarımızın onlar için bir değeri olmuyor. Bu yüzden zamanı geldiğinde farklı taraflarda olacağız.
The problem is you are because no matter how close vampires get to humans, our lives will always mean less, so when push comes to shove, we'll be on opposite sides, which is what Tripp knew and I didn't.
Çünkü kızgın kuşlar her zaman gelip onların evlerine çarpıyorlar evlerini buzun içinde veya uzayda inşa etseler bile.
The birds are always crashing into their house, Even when they build them out of ice or in space.
Bu berbat bir durum çünkü kurt onların eski evlerini yıkalı çok oldu.
That's messed up because the wolf already broke Their old houses.
Anne ve babası, onları arama tehlikesini göze alamıyorlar çünkü kurtulan iki yavruyu, yırtıcılar gelmeden hızlıca uzaklaştırmak zorundalar.
The parents can't risk searching because they need to lead their two survivors away quickly, before predators arrive.
Şimdi kardeşler için kritik bir zaman çünkü bir fırsat doğuyor ve onlar bunu elde etmeli.
This is now the critical time for the sisters because an opportunity is arising and they must seize it.
Yani, onları bulmak için yaklaşık bir saatimiz var. Çünkü gün batımında tekrar hareket etmeleri mümkün.
So, we've got about an hour to find them, really, because they're likely to get up again at sunset and move again.
Çünkü lanet onlar olmadan olmaz.
Because the curse would not hold without them.
O yerlerdeydim çünkü insanlar birbirleri ile kavga ediyorlardı birbirlerine zarar veriyorlardı. Benim, onların, hiç kimsenin Noel'de doğruya çeviremeyeceği şeyler yapıyorlardı.
I was there because people were fighting, hurting each other, doing things I, that they, that nobody could ever make right on Christmas.
Çünkü, onlar makine değil, Peabody.
Because children are not machines, Peabody.
Çünkü 400 milyon kopya satmıyor onlar.
Because that doesn't sell 400 million copies.
Ve onlar, benden daha büyük olduğunudördüncü greyderler çünkü.
And they're bigger than me, because they're fourth graders.
Onlar bana her gün rahatsız, Onlar biliyordu çünkü.
They bothered me every day, because they knew.
Çünkü hep ama hep onlar öder.
Because they always, always do.
İnsanlar sana onları soruyor, değil mi? Çünkü sen onların BEÇŞA'lığını yapıyorsun.
People ask you questions about them, right, because that's your job as their DUFF.
Yanaşılabilir, konuşulması kolay olan, çünkü kimse onları yatağı atmaya çalışmıyor.
The one who's approachable and easy to talk to, because no one's trying to get in their pants.
onları 229
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onların 83
onlar 1179
onlar kim 116
onlara 345
onları seviyorum 37
onlar iyi 36
onlardan biri 72
onlar benim 87
onlara sor 23
onlar da ne 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21
onlar da 64
onlara bak 32
onlar ne 56
onları istemiyorum 21
onları tanımıyorum 26
onlar nerede 35
onları gördüm 114
onlara dokunma 16
onları buraya getir 21