Çünkü o translate English
23,622 parallel translation
Bizi izlediğini ve bize göz kulak olduğunu bilmenin nasıl bir his olduğunu hepimiz biliyoruz. Çünkü o öyle bir insandı.
We know what it feels like to have him watching over us, protecting us because that's who he was.
Çünkü o uçağa her bindiğinde hüngür hüngür ağlardım.
'Cause whenever you got on that plane, I'd cry my eyes out.
Çünkü o ateşi eden ben değildim.
'Cause I didn't take that shot.
Çünkü o sürekli bir şeyler icat ederdi.
'Cause he was always inventing stuff.
Çünkü o zaman, orada kurtaracak biri var mı öğrenmiş olacağız.
Because then we know whether there's someone still there to save.
- Çünkü o biliyor...
-'cause he knows about...
Benim bir parçam kimseyle ilgilenmiyor, tamam mı? Çünkü o benimle birlikte olduğunda, yalnızca benle birlikte.
Well, part of me doesn't care who else he is with, okay, because when he's with me, he's only with me.
Ona yardım etmem gerektiğini... Ama korktum... Çünkü o öldü.
That I had to help him... but I was scared...'cause she was dead.
- Onu sevmiyorsun çünkü o siyahi.
You don't like him because he's black. What?
Çünkü o gömlek çok iğrenç.
'Cause that shirt's hideous.
Çünkü o Albert Mays'in oğlu, Darlington başkanı.
'Cause he's the son of Albert Mays, president of Darlington.
Çünkü o Lux DuJour'du, değil mi?
It's because he was Lux DuJour, right?
Çünkü o Lydia Spring.
Because it's Lydia Spring.
Çünkü o zaten yaptı dostum.
'Cause she already did it, man.
Düzgün ve kaliteli Hint yemekleri yapmamışlar... çünkü o yemeklerde incelik yok.
They never served proper, good Indian food. Because there was no finesse.
Çünkü o mutsuz, zincirlenmek yerine... koşuyor olmayı dilerdi.
Because she's unhappy, she'd like to run, instead of being chained up.
Hayır, çünkü o benim kadınım değildi.
No, because she wasn't my woman.
Çünkü o hiç ev ziyareti yapmıyor.
'Cause he never does home visits.
Çünkü o üzgün kişi arkadaş olma şansım olan tek kişi.
Because that sad individual is probably the only chance you have at a friend.
Çünkü o beni çoktan unuttu.
Because she's already let me go.
Çünkü o bizimle içeride.
Because she's inside with us.
Çünkü o ben olmayacak.
Because she won't be me.
Çünkü o beni hala tek bir şekilde dondurabilir.
Because it could still freeze me for ever in one shape.
Ama bunu söylememiz doğru olmaz, çünkü o azınlık. Görüşürüz.
But we're not supposed to say that'cause he's a minority.
Çünkü o yaratığı kontrol edebiliyorsun.
That's because she controls the creature.
Her daim benim bir adım önümde. Çünkü o, benim.
He's always a step ahead of me,'cause he is me.
Çünkü o şerefsizi bulup geberteceğim.
Tell me his address,'cause I'm gonna go find him, and I'm gonna fuckin'kill him.
Çünkü o gerçek değil.
He doesn't exist.
Çünkü o güzel biri efendim ve çok zeki, onu düşünmeden duramıyorum.
Because she's beautiful, ma'am... and very smart, and I can't stop thinking about her.
Çünkü o...
'Cause he...
Berbat... Çünkü bazen o inanılmaz, Ve sonra aynı anda, o da olabilir...
It sucks... because sometimes, he's amazing, and then, at the same time, he can be, like...
Birazcık beyniniz varsa buradan hemen gidersiniz çünkü bu evin, suratınızdaki o sırıtmayı yok etmek için tuhaf bir yöntemi var!
And if you had any brains at all, you would get out of here now, because this house has a strange way of ripping that frat boy smile right off your face!
Hayır, demek istediğim o adamla uyumak zorundasın çünkü işi ben aldım.
I like the sound of that. No, I mean you're gonna have to sleep with that guy so I get the job.
Çünkü öyle olmuyor o işler.
Because it doesn't work that way.
O sırada bu, Slovenya gastronomisi için... önemli bir haberdi... çünkü daha yeni gelişiyordu.
At the time, it was a very important story for Slovenian gastronomy, since it was still developing.
Çünkü tek başına hükmetmek istiyor. O kimseyle iktidarı paylaşmaz, oğlu olsa dahi!
Because he wants to rule alone, no one else around him, not even his son.
Çünkü evlilik soyadım o.
It's my married name.
- Çünkü, buralarda yaşamıyor ve amcası olacak o şerefsiz Malamore ile bir bağlantısı da yok.
Because she doesn't live here and has no contact with her uncle. That shit Malamore!
O halde bu bitki kesinlikle ayvayı yedi. Çünkü yarın onunla birlikte gidip herkese onun nasıl da işgüzar, ikiyüzlü, hesapçı bir kenaşe olduğunu kanıtlayacağım.
Well, then this plant is doomed, because tomorrow, I'm going with her and I'm gonna prove to you and to everyone that she is secretly a two-faced, calculating, phony bench.
Çünkü kocanızın, onunla bir ilişkisi varmış ve o, ölmüş.
Well, because... your husband was having an affair with her, and she wound up dead.
Çünkü, derimiz o nesnelere yapışan tuzlar ve yağlarla kaplıdır.
That's because our skin contains salts and oils that are transferred onto the object.
Başta çok kötü bir kaban ve hediye tasarımcısı sandım. Ama sanırım o başka biri çünkü bu Paul Smith hiçbir yerde bulunmuyor.
At first I thought he was an evil designer of casual coats and gifts, but I guess that's somebody else because this Paul Smith, he is nowhere to be found.
Ama artık sebebini bildiğimden bir önemi yok çünkü sen hâlâ o sensin. Tüm tuhaflıklarınla.
I knew you were different, but now that I know why, it doesn't matter, because you are still you, in all your strangeness.
Çünkü havada o kadar kryptonite izi varken bunu kısa zamanda yetiştirmeye çalışıyorum.
Because I'm having a hard enough time getting this ready with all the trace kryptonite in the air.
- Çünkü o çukura girmeyeceğiz.
'Cause we're not gonna go in your pit.
Artık desteğini alma niyetinde olmadığınızı söyleyin çünkü bu gece o podyumun yakınında olursa o fotoğraflar, yarınki gazetelerde çıkar.
Just tell him you're no longer in the market for his support,'cause if he goes anywhere near that podium tonight, these pictures will be in tomorrow's paper.
Ne olduğunu hatırlıyorum çünkü polisler hepimize, o geceyle ilgili sorular soruyordu ve ben de onlara çalışma alanımı temizleyip eve gittiğimi anlattım.
I remember because the cops were asking every one of us questions about that night, and like I told them... cleaned up my station, and I went home.
Çünkü baban ondan nefret ederdi, onu ölesiye dövmüştü.
Because your father hated him. He nearly beat him to death. Caleb O'Connor is...
Bize açıkla o zaman çünkü gerçekten çok kötü görünüyor.
Then explain it to us. 'Cause it looks really, really bad.
Çünkü sana o yaptırıyor.
Because it's making you do this.
Çünkü eğer kalırsak biz de ölürüz o da.
Because if we stay, we die. And so does she.
çünkü öyle 26
çünkü onu seviyorum 26
çünkü onlar 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552
çünkü onu seviyorum 26
çünkü onlar 16
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
ölmüş 552