Çünkü öyle translate English
5,174 parallel translation
Çünkü öyle.
Riley : Because she is.
- Çünkü öyle bir şey yok. - Bir çözüm önerim var. Nasıl daha etkili çalışmaya başlayabileceğin konusunda.
I have a solution as to how you can start working it off more effectively.
Çünkü öyle istiyorum. İsmi Tico.
Because I said so.
Ve niye diye sorma, çünkü öyle.
And don't ask why, it just is.
Çünkü öyle.
'Cause he is.
Çünkü öyle!
'Cause it does!
Çünkü öyle olursa...
Because if she is...
Sonra herşey sarpa saracak, Çünkü öyle görünüyor.
Then... everything goes to shit, because that's what happens.
- Bilmiyorum dedim, çünkü öyle.
I said I don't know, because I don't.
Çünkü öyle.
That's what it is.
O anlamda değil çünkü öyle olmadığını biliyorum ama daha büyük bir sevgi bu!
Not like that, cos I know you're not like that, but a love that's greater than that!
Çünkü öyle bir şeyin parçası olmak istemiyorum.
'Cause I wouldn't want to be a part of anything like that.
- Çünkü öyle değil.
-'Cause it doesn't.
Çünkü öyle istiyorum.
'Cause I need you to.
- Çünkü öyle demek istedim.
'Cause I felt like it.
Çünkü öyle duyduk.
Well, that's what we heard.
Çünkü öyle istiyorum.
Jeff Malone just got here. Because I said so.
Elbette öyle. Çünkü Hükümet'in sır tutamayacağını anladım.
Course I have.'Cause I realized that the government can't keep a secret.
Çünkü İspanya'da öyle konuşulur. Acı vericiydi.
Harley does love a bounce house.
Çünkü Pelant ölmeden önce ona öyle dedi.
Because that's what Pelant told her before he died.
Çünkü ben öyle yapardım.
How could you possibly know what this guy would do?
- Bu bir ölüm cezası değil çünkü, öyle değil mi?
'Cause that ain't a death sentence, is it? Apparently it's not.
Biliyorum çünkü ben de öyle yapıyorum.
I know about that. That's how I am.
Aynen öyle. Çünkü polissin artık.
He knows it.
- Aynen öyle çünkü geleceğimde nachos, peynir ve biber hayal etmiştim.
True, because I thought my future held nachos, cheese, jalapenos, for example.
Wo Fat kaçtı dedin ya, bu çok komik çünkü bu imkansız çünkü Colorado'da süper güvenlikli bir hapishanedeydi ve herkes bilir ki öyle yerlerden kaçmak imkansızdır.
Oh, that's funny, you see, what I thought you said is that Wo Fat escaped, which would be impossible because he's in a supermax in Colorado and everybody knows you can't escape from those places.
- Çünkü CEO'lar öyle olmalı.
Because that's basically what the CEO does.
Hayır, Çünkü delirmiş bir... canavar gibi davranması öyle olduğu anlamına gelmez, değil mi?
Just because he's acting like some crazed beast again doesn't mean he is one, right?
Partici bir çocukla yatmak istiyorsan buyur yat çünkü ben öyle biri değilim.
You know what I'd tell her? I'd tell her that if she wants to roll around in the hay with some party boy, then go ahead, but that's not me.
Çünkü Austin Powers'ın olsaydı, öyle derdi.
Because that's more what Austin Powers would say.
Öyle yaptım, çünkü evde bana karşı tam bir hıyar gibiydin.
Oh. Well-well, I just did that because you were such a jerk to me at home.
- Çünkü ben öyle dedim.
- Cos I said so.
Senin gibi bir adam öyle bir kadını elde edebilir çünkü.
A guy like you could get, you know.
Çünkü bu sizin planınız öyle mi?
Because that was the plan. Eh?
Hayır, çünkü formda öyle bir soru yoktu.
No, there wasn't a question like that on the form.
- Öyle olmalı... Çünkü ben 2. ve 3. uşağın görevleriyle de uğraşıyorum.
Well, they should be... because I've got the duties of the Second and Third Footman to deal with.
Çünkü canı öyle istiyor.
Cos he feels like it.
Öyle çünkü!
It most likely does.
- Çünkü içgüdülerim öyle diyor.
Instinct?
Ve asıl kurban, saldırıdan kurtulan kişi, hikayenin kahramanı, bir kadın ve ortaya çıkamaz çünkü "o öyle dedi, bu böyle dedi" durumundan ötürü. Kadın milletine inanmazlar çünkü bu onların kariyerini sarsabilir.
And the actual victim, the survivor of his assault, the hero of the story, is a woman who feels like she can't come forward because in a "he said, she said" situation, women aren't believed... because it could hurt her career,
Çünkü işin içindeki teknoloji öyle icap ediyor.
Because the technology in play warrants it.
Çünkü gidersem öyle olacak ve bunu o da istemez.
And that's what would happen. And he doesn't want that, either, so I...
- Öyle olduğunu biliyorum çünkü hala benim Ipadimle wireless ağıyla senkronlular.
- I know you are. Because it's still syncing wirelessly to my iPad.
- Çünkü, temin ederim öyle bir şey yok.
- Because, I assure you, there isn't any.
Aynen, çünkü sen bana öyle yapmamı söyledin.
Oka- - yeah, because that's
Gözlerini kapa ve beni düşün bebeğim. Çünkü ben öyle yapacağım.
Just close your eyes and think of me, babe,'cause that's what I'm gonna do.
Evet, onu öyle yaptım çünkü.
Yeah, because you made her that way.
Güzel derken öyle demek istemedim, annemdi o çünkü onu gördüğünde "ne güzel bir kadın" derdin.
I don't mean pretty because she's my mom, but pretty like if you saw her, you'd think, "that's a pretty lady." Yeah.
Çünkü öyle.
Because it is.
- Çünkü dün gece öyle değildin.
Because you weren't good last night.
Çünkü bana öyle oldu. Gitti mi herkes?
- Did everybody leave?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyle olsun 692
öyleymiş 51
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyleymiş 51
öyle mi dersin 362
öylesin 305
öyle bir şey değil 75
öyleyiz 77
öyledir 296
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öylece 26
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle misin 81
öyle ki 92
öylece 26
öyle deme 154
öyle görünüyor 500
öyle olsun bakalım 50
öyleydim 119