English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Ş ] / Şanslıysak

Şanslıysak translate English

496 parallel translation
Eğer yeterince şanslıysak, hemen gösterişli bir çekim yapabiliriz.
If we're lucky enough, we may get a swell shot right away.
Eğer şanslıysak ; iki asidin evliliği yanık kağıttaki yazıyı ortaya çıkartır.
Marriage of two acids reproduce lost writing on burnt card if lucky.
Şanslıysak bir götüren olur.
If we're lucky, maybe we can get a ride.
Eğer şanslıysak, Apaçilere rastlamadığımız takdirde 2 bilemedin 3 gecede oraya varırız.
If we're lucky, we oughtta make it in two nights, maybe three, if we don't run into more Apaches.
Tabii eğer Dünya'ya dönebilecek kadar şanslıysak.
If we're fortunate enough to return to Earth.
Eğer şanslıysak, çabuk döneriz.
If we're lucky, we'll get back here soon.
Şanslıysak bir şansımız daha olabilir.
If we're lucky we'll get another chance.
Şanslıysak yakında evde oluruz.
With luck, we'll soon be on our way home.
Evet, eğer şanslıysak.
Well, maybe with a bit of luck, eh?
Şanslıysak daha uzun.
If we're lucky, longer.
Eğer şanslıysak.
That's if we're lucky.
Evet, eğer şanslıysak izlerini takip edebiliriz.
Yes, with luck we can follow their tracks.
Tabii şanslıysak.
That's if we're lucky.
Eğer şanslıysak ve bu fare kapanına geri dönersek, vur kaç taktiği olacak.
Ours. If we're lucky and get back to this rattrap, it'll be touch-and-go.
Ve eğer yeterince şanslıysak, ateş etrafında dans ederek ve cesaret toplayarak bir gün daha geçirecekler,... ve emin olabilirsin ki,
And if we're real lucky, one more day of dancing around and firing up their courage, but...
Bazen olurlar, eğer şanslıysak.
Sometimes they do, if we're lucky.
Belki, bir aylık doğru zaman dilimine, şanslıysak haftaya.
Perhaps within a month of the correct time. A week, if we're fortunate.
Şanslıysak, Fransızlar o izleri atları eder.
If we're lucky, the French will follow those ponies.
Eğer şanslıysak, ana bağlantı kanalı patlamış olabilir.
It may have exposed the main bus duct, if we're lucky.
Ve eğer şanslıysak Bay Sofistike ve güzelleri şimdi merdivenlerden inecekler.
And... With any luck... Mr. Sophistication and his De-Lovelies will be walking down those stairs right now.
Eğer şanslıysak biriktirebiliriz 10 yılda.
If we's lucky we could save it 10 years.
Belki hâlâ zaman vardır- - şanslıysak.
Maybe there's still time- - if we're lucky.
Hey, adamım, eğer ben ve Ernest yeterince şanslıysak, yerimize çalışacak köleler bulabiliriz.
HEY, MAN, MAYBE ME AND ERNEST CAN LUCK UP ON A SLAVE
- Ne söyleyeceğim? - Şanslıysak hiçbir şey.
Nothin', if we're lucky.
Bir gün bir hafta, şanslıysak bir ay kalıyorlar.
They may stay a day or a week or a month, if we're lucky.
Eğer şanslıysak, bizi uzaya atmak için gelen bir Vogon'dur.
If we're lucky, it's a Vogon come to throw us out into space.
Ve eğer şanslıysak, incinebilir olacağı bir an olacaktır.
And if we're very lucky, there will be one moment when he will be vulnerable.
Şanslıysak şu büyük taşımacılık hatlarından birine sürükleniriz bir, iki gün içinde Liberyalı bir nakliye gemisi bizi alır.
If we're lucky, we'll drift into those major shipping lanes... we'll probably get picked up in a day or two by a Liberian freighter.
Eğer şanslıysak Jun'lar bu sınavdan çakar..
If we're lucky, the juns will fail this test.
Biz sabah 3'te gölden çıkar, gölü temizler sıcak çakıl yer, değirmende ayda 2 peniye günde 20 saat çalışırdık. Şanslıysak babam bizi kırık bir şişeyle baş ve boyun çevresinden döverdi.
We used to have to get out of the lake at three o'clock in the morning, clean the lake, eat a handful of hot gravel, work twenty hours a day at mill, for twopence a month, come home, and dad would beat us around the head
Şanslıysak.
Just luck.
Şanslıysak, parmak izi buluruz.
If we're lucky, there's prints.
Eğer şanslıysak, ama değilsek...
If we're lucky. If not, I do not think our guys are in too much of a condition.
Bu füzeyi insan sesinin elektronik sinyale dönüştüren bir cihazla kontrol ediyoruz kasabanın merkezinde konuşarak ateşleyecek hiçbir şeyi havaya uçurmayacağım. Yada kimseyi Eğer şanslıysak.
we're going to aim and control a missile by translating human speech into electronic code so I can talk it through the center of town here without busting up anything or anybody, if we're lucky.
Ve biraz şanslıysak, seslerini de duyabiliriz.
And if we're lucky, we'll pick up their voices.
Şanslıysak, hava yine güzel geçer.
If we're lucky, maybe it'll be nice this time too.
Eğer şanslıysak.
if we're lucky.
Eğer şanslıysak, yaban çileklerimiz olur Pelle.
If we're lucky, Pelle, we'll get wild strawberries.
Eğer şanslıysak, belki... Yanımızda hoş resimler götürürüz.
If we lucky, maybe... we got some nice pictures to take with us.
- Şanslıysak..
- lf we're lucky.
Şanslıysak haritadan sadece New Mexico'yu sildik demektir, gezegen kaldı.
If we're lucky, we only wipe out New Mexico. If we can ignite the air, we finish off the planet.
Eğer şanslıysak, onlar hakkında bilmemiz gereken her şeye erişimi vardır. Özellikle de zayıf noktaları hakkında.
Maybe he had access to everything we need to know about them, especially their vulnerabilities.
Şanslıysak, gerçek, bir infaz mangası.
If we're lucky, reality's a firing squad.
günde bir değerli saatimiz var professor, eğer şanslıysak.
We get an hour a day of your valuable time, professor, if were lucky.
Eğer şanslıysak Belki yeterince uzak iki çok güçlü bir erkek koymak kanıt şantaj.
If we're lucky maybe enough blackmail evidence to put two very powerful men away.
Şanslıysak.
If we're lucky.
- Şanslıysak.
- If we're lucky.
Şanslıysak evet.
- If you get lucky.
Daha da şanslıysak şelaleden aşağıya uçup öldüğümüze inanırlar.
If we're very lucky, they'll figure we went over the falls.
Şanslıysak bu akşam veya yarın sabah buluruz.
With any luck, we'll find him by nightfall or in the morning.
Şanslıysak, bir kaç gün içinde kendine gelir.
If we're lucky, he'll regain consciousness in a few days.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]