English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Aslına bakılırsa

Aslına bakılırsa translate Spanish

172 parallel translation
Aslına bakılırsa pek hata yapmayız.
Así me gusta, alguacil.
Aslına bakılırsa, içeride birazcık kestiriyordum.
La verdad es que he venido a tumbarme.
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
Es barato, pero es fuerte. La verdad es que no me apetece.
Aslına bakılırsa, birkaç taneye daha başlamıştım ama daha hiçbirini bitiremedim.
De hecho, he comenzado varias, pero no consigo terminar una.
- Aslına bakılırsa Washington Square'deki çok çılgın bir partiye gidiyordum.
- De hecho voy a una fiesta de locos en Washington Square.
Aslına bakılırsa burası evlenmeye karar verdiğimiz yer.
De hecho, aquí fue donde nos comprometimos para casarnos.
Aslına bakılırsa seni bekliyordum.
Sabía que vendría.
Köpeği buldunuz mu? Aslına bakılırsa, hayır, bulmadım.
- ¿ Han encontrado al perro?
Aslına bakılırsa, var.
Pues sí.
Aslına bakılırsa, bir yer biliyorum.
De hecho conozco un lugar.
Aslına bakılırsa, şimdi anlıyorum. Çok açık. Watanabe-san'ın muhtemelen mide kanserinden haberi vardı.
Quiero decir... con el beneficio de la retrospectiva, parecía que sabía que tenía cáncer de estómago, y es por ello que –
Aslına bakılırsa, yanaklarının yeniden kızarmasını sağlamanın yolunu bulmuştu.
En realidad... en aquellos días oímos rumores de un idilio.
Aslına bakılırsa yaptıklarını düşünürsen bütün bunlara değer miydi?
Pero el tema es, ¿ a la vista del resultado, mereció la pena llevar las cosas tan lejos?
Aslına bakılırsa, böyle bir güzelin çirkin bir hayvan tarafından incitildiğini görünce... kocasının neden geçici olarak aklını kaybettiğini anlamak kolay.
De hecho, es muy fácil comprender por qué su marido... perdió la cabeza al ver a esta belleza magullada y golpeada por un animal.
- Aslına bakılırsa var.
Sí, precisamente.
Aslına bakılırsa bence doğaüstü bir şey değil.
De hecho, creo que no es nada sobrenatural.
Aslına bakılırsa, Braddock da değildi zaten. Adı Craddock'du.
Ahora que Io pienso, era Craddock.
Aslına bakılırsa, ben yazdım.
Ahora que lo pienso, son míos.
" Ama işin aslına bakılırsa...
" Pero pocos se justifican de veras,
Aslına bakılırsa, içeride birazcık kestiriyordum.
- La verdad es que vine buscando refugio.
Aslına bakılırsa istediğimi hiç sanmıyorum.
La verdad es que me es indiferente.
Aslına bakılırsa ne diyorsunuz ona, şu şeyin etkisini önlemek için yürümek zorundayım?
Es más tengo que hacerlo para evitar los efectos de la... ¿ Cómo se dice?
Aslına bakılırsa, siz yarı kral değilsiniz.
Tal como está la situación, sólo sois Rey a medias.
Aslına bakılırsa Noel'le bayağı içli dışlılar.
Realmente él está obviamente, muy, muy involucrado con Noel.
Aslına bakılırsa başka türlü var olan hiçbir şey yoktu.
No había nada dotado de existencia.
Aslına bakılırsa ondan daha iyi.
De hecho, es aún mejor,
Aslına bakılırsa altı aylık hamileyim yani benimle biraz daha ilgilenmen gerekiyor.
De hecho, estoy de seis meses, así que tendrás que prestarme un poco más de atención ahora,
# Aslına bakılırsa, evet. Siz nereden bildiniz?
De hecho, lo soy, ¿ Cómo lo supo?
Aslına bakılırsa, evet.
De hecho, sí conozco a alguien.
Aslına bakılırsa sizce, artık evlenmeyi düşünme zamanım gelmedi mi?
La verdad es ¿ no crees que es hora de que piense en casarme?
Aslına bakılırsa Daimi Sekreterim kendi itibarını riske attı.
Y, de hecho, mi secretario permanente se ha jugado su reputación.
Havayı kirletmez ve aslına bakılırsa aynı zamanda karbonsuzdur.
No contamina el aire y es, de hecho, carbono-neutral.
Aslına bakılırsa beni hiç ısırmadılar.
De hecho, no creo que nunca me haya picado ninguno.
Ve aslına bakılırsa haklılarda :
Y resulta que tienen razón :
Aslına bakılırsa, 50,000 papellik bir bahse girdim!
Y de hecho, Estoy apostando 50,000 dólares a que si.
Aslına bakılırsa, neredeyse eminiz ki... gulyabaniler ve kurt adamlar belediyede yüksek mevkilerde.
Estamos seguros que hay espectros y hombres lobo en los principales puestos del municipio.
Aslına bakılırsa, onun genetik yapısından başka hiçbir şey yok.
Nada indica otras pautas genéticas aparte de las suyas.
Aslına bakılırsa, 50,000 papellik bir bahse girdim!
Y de hecho, estoy apostando 50,000 dólares a que si.
Aslına bakılırsa, çoğu Staffordshire'ı ben buldum.
Fui yo quien encontró la porcelana.
Aslına bakılırsa... Bay Sabich'in Bayan Polhemus'u öldürdüğüne dair... elde tek bir sağlam kanıt bile yok.
En realidad no existe la menor prueba directa de que el Lic. Sabich matara a la Lic. Polhemus.
Aslına bakılırsa Olenski cömert davrandı.
Tal como están las cosas, Olenski ha actuado generosamente.
Şey, aslına bakılırsa son yarım saat gerçekten berbattı.
Aunque, la verdad, la última hora del programa es pura basura.
Aslına bakılırsa, pek çoğunun durumu oldukça umutsuzdu.
Había un buen puñado de jóvenes que eran de espanto.
Aslına bakılırsa, dışarısı artık pek de güzel değil.
La verdad es que afuera ya nada es agradable.
Şey, aslına bakılırsa bu gayet iyi bir açıklama.
Es una muy buena explicación.
Bir emir, aslına bakılırsa.
- De hecho, una orden.
Aslına bakılırsa... doğru düzgün insanların çoğu buradan kaçtı.
La verdad es que la mayoría de la gente decente ha huido.
Aslına bakılırsa o da sorunun... bir parçası denebilir değil mi?
De hecho, se podría decir que forma parte del problema.
Aslına bakılırsa, sen buraya gelene kadar sendeki unutkanlık hastalığının gerçek olduğuna dair inancım tamdı.
Yo confiaba en que tu amnesia fuera genuina. Hasta que llegaste aquí.
Aslına bakılırsa, bir molekül.
En realidad es una molécula.
Aslında hiçbir şey Longburn'u miras olarak alma hatasını düzeltmez, Ama ifade tarzına bakılırsa kötü biri değil gibi.
Exactamente, querida, nada evitará que el Sr. Collins, cometa el vil crimen de heredar Longbourn, pero si leyeses su carta, quizás la forma en que se expresa haga que te resulte menos duro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]