English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ A ] / Ayrıldı

Ayrıldı translate Spanish

22,604 parallel translation
- Ayrıldığımdan beri.
Ya sabes, desde mi separación.
Büyük düzlüklerde yaklaşık 100.000 kilometre karelik alan Lakota Siyularına ayrıldı. Neredeyse Ohio eyaleti büyüklüğünde bir alan.
En las Grandes Llanuras, cerca de 65.000 kilómetros cuadrados de tierra está reservada para los Sioux Lakota... prácticamente el tamaño del estado de Ohio.
Lakota savaşçısı Çılgın At, Oturan Boğa ile yolları ayrıldıktan sonra yerleşimci akınını engellemeye çalıştı.
Desde que se separara de Toro Sentado, el guerrero Lakota Caballo Loco, ha intentado proteger a su pueblo de la avalancha de colonos.
Fakat oradan yedi kişiyi öldürerek ayrıldı. Bu olay tarihe "Büyük öldürüş" olarak geçmiştir.
Pero el enfrentamiento deja a siete personas muertas y se convierte en la conocida como : "La Gran Matanza".
Ayrıldığımı sanıyorum.
Creo que lo estamos sosteniendo.
Ben ayrıldım.
Me estoy rompiendo.
Gemi Mısır limanından ayrıldı.
El barco salió del puerto de Egipto.
Güvenli bölgeden ayrıldığınızın farkında mısınız?
¿ Se da cuenta de que está dejando la zona segura?
Gemi Mısır Limanı'ndan 31 gün önce ayrıldı. Bu harika.
El barco zarpó de Egipto hace 31 días.
- Annesi ile beraber şehirden ayrıldı.
Ella dejó la ciudad con la mamá.
Ama ben oradan ayrıldıktan kısa bir süre sonra, hepsi katledildi.
Pero poco después de mi partida, todos fueron masacrados.
Kattegat'tan bir çocuk olarak ayrıldığını, bir adam olarak dödüğünü söylüyorlar.
Dicen que se fue de Kattegat siendo un niño y regresó siendo un hombre.
Paris'teki yenilginin ardından ayrıldı.
Se fue poco después de su derrota en París.
Cesedin geldiği tarih ve Francis'in cesedinin hazırlanıp mumyalandığı ve Saint-Denis'den ayrıldığı tarih iki gün içinde mumyalanmış.
En ella está la fecha en la que recibió el cuerpo de Francisco y la fecha en la que el cadáver de Francisco fue sellado en su ataúd en Saint-Denis, en un lapso de tiempo de dos días.
Kardeşi Jaime ve güvenliğin başı Diego Murillo nam-ı diğer Don Berna ile birlikte, Medellin Kartel'inden ayrıldılar.
Tanto ella como su hermano, Jaime, y el jefe de seguridad, Diego Murillo, conocido como don Berna, habían abandonado el cartel de Medellín.
Taksici adamla ayrıldı. Döneceğini söyledi.
Se fue en un taxi y dijo que volvía después.
Eski okulundan sürekli kavga ettiğin için ayrıldığını duydum.
Me dijeron que te echaron de la escuela por pelear demasiado.
Ama biliyorum, herkes eski okulundan, ne bileyim, hep kavga ettiğinden ayrıldığını söylüyor.
Pero sé que todos dicen que te fuiste de la otra escuela porque... No sé, porque peleabas todo el tiempo.
Eski okulumdan niye ayrıldım, duydunuz mu, bilmem.
¿ Saben por qué me fui de la otra escuela?
Ondan ayrıldım, tamam mı?
Mira, ya rompí con ella.
Babamın sekreterinden ayrıldığı..
¿ Rompiste con ella como papá rompió
- Hayır memur bey, yıllar önce ayrıldım.
No, oficial, hace muchos años ya que no.
Üniversite için ayrıldığımdan beri lazanya yapmamıştın.
¿ Sabes que no has hecho lasaña desde que dejé la universidad?
Birlikten ayrıldıklarında Kuzey Carolina gibi eyaletler kasırganın yıktığı ağaçlar gibi tek sıra haline düşecek.
Una vez que dejen la unión, estados como Carolina del Norte entrarán en razón.
Doğru. Güney ikiye ayrıldı.
El sur está prácticamente partido por la mitad.
Ayrıldı mı?
¿ Se fue?
- Evet ama bir süre önce ayrıldı.
- Sí, pero ya no.
Yakın zamanda ayrıldılar, ama Malik yeniden bir araya geleceklerini söylemişti.
No hace mucho se tomaron un tiempo, pero Malik nos contó que no tardarían en volver.
Annemin birçok erkekten ayrıldığını gördüm.
Vi a mi madre romper con muchos hombres.
Ben ayrıldığımdan beri, annesine çok iyi bakıyor.
Se ocupa mucho de su madre desde que me fui.
Beyonce, Destiny's Child'dan ayrıldıktan sonra pop müzik bir daha asla eskisi gibi olamayacak.
La música pop nunca sería la misma luego de que Beyoncé dejara Destiny's Child.
Adım, Polly Parsons. Dünyadan ayrıldığım anda dünyaya geldim.
Me llamo Polly Parsons y entré al mundo justo cuando lo dejaba.
Ve evet, dünyadan ayrıldığım anda dünyaya geldim.
Y sí, abandoné el mundo justo cuando entraba a él.
Ayrıldınız mı?
¿ Habéis roto?
Ayrıldınız mı?
¿ No estáis juntos?
Lindsay'yle birbirinizden ayrıldığınızı gördük. Sen gittikten sonra çok büyük bir iş başarmış gibi görünüyordu.
Y después de dejarla, ella parecía como el gato que había cazado al ratón.
İnternet kafenin sahibi Denton'ın oradan 11 : 00, 11 : 30 gibi ayrıldığını gördüğünü düşünüyor.
La propietaria del cíber café... dice que vio salir a Denton alrededor de las 11, 11 : 30.
Kanıtı depolama konteynerine koyduktan sonra, şu yönden geldi. Ve sonra yürüyerek şu yönde ayrıldı.
Vino de esa dirección, depositó las pruebas en un contenedor del almacen y después se marchó a pie en esa dirección.
Danny, Linus'la birlikteyken bu listeyi yazdıysa, o zaman oradan ayrıldığında yanında olmalıydı.
Bien, si Danny escribió la lista cuando aún estaba en casa de Linus, entonces debe haberla tenido consigo cuanto salió de aquí.
Dün akşam çok geç ayrıldık.
Sabes, nos fuimos bastante tarde anoche.
Tıp fakültesinden ayrıldıktan hemen sonra.
Justo depués de ser expulsada de la escuela de medicina.
Annalise'den ayrıldık, senden değil.
Nos estamos apartando de Annalise, no de ti.
- Ayrıldınız mı siz?
¿ Ustedes terminaron o algo?
- Kıyamam, niye ayrıldınız?
¿ Por qué terminaron?
Niye ayrıldık söyleyeyim mi?
¿ Realmente quieres saber por qué terminamos?
- Geçen hafta işten ayrıldım!
¡ La semana pasada dejé el trabajo!
Ayrıca aramanın Ty'ın menajeri Joe Hanson'a aktarıldığını öğrendim.
Además pude descubrir que la llamada fue transferida al representante de Ty, Joe Hanson.
1885 yılında Oturan Boğa yerleşim alanından ayrılarak buffalo avcısının ekibine katıldı. Bill Cody'nin ünlü Vahşi Batı Şovu'na.
En 1885, Toro Sentado abandona su reserva para unirse al famoso Wild West Show del legendario cazador de búfalos, Bill Cody.
Ayrıca ülkenin dört bir yanından Amerikalıların ülkenin aksayan yönlerini düzeltmek için aramıza katıldığı raporları geliyor.
Y de todo el país, tenemos más informes de las fuerzas estadounidenses se unen para fijar las piezas rotas de nuestra nación.
Evimden ayrıldı, ben de mezarlığa tek başıma gittim.
Dejó mi piso y yo fui a la tumba solo.
Ayrıca insanlar sürekli gıcık bir ifadem olduğunu söyler "çıldırmış" diye tanımladığınız o muhtemelen.
Y la gente me ha dicho que tengo una cara de perra, por lo que eso es lo que crees que ves cuando ves mi "angustia".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]