Ayrılıyorum translate Spanish
2,071 parallel translation
Buraya geldiğimde karanlıkta hissediyordum kendimi şimdi daha büyük bir karanlıkta ayrılıyorum.
Me siento como si viniera en la oscuridad Y me fuera en una oscuridad aún más grande.
Vizeyi aldım ve gelecek hafta kızla birlikte ayrılıyorum.
Mira que ya me dieron la visa y la otra semana me voy con la niña.
Bir hafta sonra, Philly'den ayrılıyorum.
Dentro de una semana me voy de Filadelfia.
Cumadan geçerli olmak üzere şeflikten ayrılıyorum.
Así que a partir del viernes, renuncio a mis funciones como jefa.
- Ayrılıyorum.
- Me despido.
- İki gün içinde ayrılıyorum.
- Salgo en dos días.
Buradan ayrılıyorum.
Voy a dejar este trabajo.
Kanun namına tutuklusun, Jill. Ve senden ayrılıyorum.
Estás bajo arresto, Jill, y estoy terminando contigo.
İşleri güvenli ellere teslim ederek ayrılıyorum.
Dejo el negocio en buenas manos.
Ranbeer senden ayrılıyorum
Ranbeer, voy a cortar contigo.
Şehirden ayrılıyorum demek.
Significa que me voy de la ciudad.
- Buradan ayrılıyorum.
- Me largo de aquí.
Senden ayrılıyorum.
Terminemos.
Her iki durumda da otelden ayrılıyorum.
De cualquier forma, Estoy dejando este hotel.
Bu akşam ayrılıyorum, çocuklar götürüyor.
Me voy esta noche, los chicos me llevan.
Bu aileden ayrılıyorum. - Evet!
Renuncio a esta familia.
Ayrılıyorum.
me estoy marchando
Yakında ayrılıyorum gerçekten gitmeliyim.
Me iré pronto, y de veras tengo que marcharme.
Ama ben, seni çok sevdiğim için senden ayrılıyorum.
Pero yo te dejo porque te amo demasiado.
Ve her yıl büyük, koca bir zamla ayrılıyorum.
y le digo que renuncio, y cada año, salgo de allí con un gran y gordo aumento.
Şimdilik ayrılıyorum.
Ya me voy. ¿ Qué pasa con esas sobras?
Ayrılıyorum demiştin... ... ama hepimize yalan söyledin.
Dijiste que te ibas, y el que hizo los mentirosos de todos nosotros.
Hayır, Patrick, Senden ayrılıyorum.
No, Patrick, estoy, estoy rompiendo contigo
Metropolis'den ayrılıyorum.
Me iré de Metrópolis.
- Bu iş nereye gidiyor? - Ondan ayrılıyorum.
La estoy dejando.
Hemen şimdi ayrılıyorum.
Me iré ahora mismo.
Yarın sabah ayrılıyoruz. En azından ben ayrılıyorum.
Nos iremos mañana temprano al menos yo lo haré.
Chuck'dan ayrılıyorum, dediğimi biliyorum ve ayrılıyorum.
Sé que dije que iba a dejar a Chuck. Y lo hice.
Smallville'den ayrılıyorum.
Me voy de Smallville.
Ayrılıyorum.
Me voy.
Hastaneden ayrılıyorum.
Dejo el hospital.
CSI'dan ayrılıyorum.
Voy a dejar CSI.
Yarın emekliye ayrılıyorum.
Mañana me jubilo.
Kız arkadaşımdan ayrılıyorum.
Estoy rompiendo con mi novia.
Partideki yönetimden bakanlıktan, komutanlık rütbemden ve Küba vatandaşlığından resmen ayrılıyorum.
Hago formal renuncia de mis cargos en la dirección del partido de mi puesto de ministro, de mi grado de comandante y de mi condición de cubano.
Partiden ayrılıyorum.
Voy a renunciar al partido.
Ordudan ayrılıyorum.
Me voy a retirar del ejército.
Buradan ayrılıyorum.
Fuera de aquí.
Bu işi unut, ben bu şehirden ayrılıyorum.
Es por eso que renuncié y salir de la ciudad! - Go ¿ Qué estás esperando?
? Şimdi anlıyorum bu ayrılığın ne kadar zor olduğunu?
# Ahora sé que mi corazón se puede romper #
Ayrıca senin nasıl gördüğünü de anlamıyorum.
Por otra lado, tampoco sé porque tú puedes verme.
Ailesi 20-30 yıl önce ayrılmış hatta ölmüş bir sürü yetişkin tanıyorum. Hala içten içe anne babalarının cennette aynı yatağı paylaşacağını umut ederler.
Conozco un montón de adultos cuyos padres llevan separados hace 20 o 30 años e incluso fallecidos, y ellos esperan todavía, en lo más profundo de sus corazones, que sus padres y sus madres compartirán una cama en el paraíso.
- Ayrıntılı olarak hatırlıyorum.
Si, y con detalles.
Şimdi yanından ayrılıyorum.
Ahora vete.
Ayrıca üç sayılık atışı gözlerin kapalı yapabileceğini sanmıyorum.
Y además, no creo que consiguieras meter un lanzamiento de tres con los ojos cerrados.
Çarşamba sabahı ayrılıyorum. Noel günü. 2 yıllık bir görev için.
"Me voy la mañana del jueves día de Navidad para pasar dos años en una misión en Carmona, España para limpiarme y empezar a nuevo".
Ayrıca'hatunlar'derkenki çekingenliğni takdirle karşılıyorum.
20 %, y aprecio tu obvia evasión de la palabra "niñas".
Ondan ayrılıyorum.
Lo voy a dejar.
Marge, ayrılık işini bırakıyorum.
Marge, me saldré del negocio de las rupturas.
Stark Endüstri'yle bağlantılı olarak gerçek bir vatanseverle çalışmanın ayrıcalığını yaşıyorum.
Como el enlace de Industrias Stark he tenido el privilegio de servir con un verdadero patriota.
Ayrıca iyi aktrislerle aynı sahnede olmaya bayılıyorum.
Además, me encantó trabajar con tantas actrices femeninas de carácter.
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54
ayrıldım 20
ayrılmak 17
ayrıl 63
ayrılalım 66
ayrılın 293
ayrıldı 31
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrılıyoruz 54