Bacaklarını aç translate Spanish
485 parallel translation
Bacaklarını aç!
Encoge las piernas.
Babamın dediği gibi bacaklarını açıp oturan bir domuzun çite dolanma olasılığı yoktur.
Como decía mi padre si no tomas decisiones nunca avanzarás
Bacaklarını aç.
Piernas separadas.
Bacaklarını aç!
¡ Ábrete!
Bacaklarını aç.
- Palmas sobre la pared, sepárenlas.
Bacaklarını aç!
- Separen los pies.
Ve şimdi, bacaklarını aç.
Y ahora, separa las piernas.
Yalnızca bacaklarını açıp tavana bakıyor...
No araña ni muerde, se abre de piernas tan tranquila. Y espera contando las moscas del techo. ¡ Mierda!
Bacaklarını aç, hepinize söylemem mi gerekiyor?
Abre las piernas, ¿ lo tengo que repetir siempre?
Yat ve bacaklarını aç! çabuk!
¡ Túmbate, venga!
Tamam. Şimdi çok yavaş bir şekilde silahı yere bırak merdivene dayan ve bacaklarını aç.
Ahora quiero que, lentamente, dejes tu arma en el suelo apoyes las manos y abras las piernas.
Bacaklarını aç.
Abre las piernas, Ilsa.
Fabrikadan çıktığında, koltukaltlarını yıkamalısın. Buraya geliyorsun, düdüklenmek için bacaklarını açıyorsun ve evine gidiyorsun.
Sales de la fábrica, te lavas los sobacos, vienes aquí, abres las piernas para echar un polvo y te vas a casa.
Bacaklarını aç.
- Abre las piernas.
Bacaklarını aç.
Separa las piernas.
Aç şu uzun bacaklarını!
¡ Mantén esas largas piernas en marcha!
- Senin bacakların acımıyor mu?
- ¿ Y no te duelen los pies? - Por supuesto.
Onu kaybetmenin acısını konyakla geçiremezsin, bacaklarının acısını da geçirememiştin, sadece kendini öldürebilirsin.
No calmarás el dolor de su pérdida con coñac, como haces con el de tus piernas. Te matarás.
Aç bacaklarını.
Cachéalo.
Bacaklarım biraz açılsın.
Iré a estirar las piernas.
Dişlerinizi iyice sıkıp, bacaklarınızı açın.
Separen las piernas y aprieten los dientes.
Hatun bacaklarını iki yana açınca bizimki heyecandan titremişti!
Este imbécil temblaba en el momento de besarla.
Beş dakika dolaşın bacaklarınız açılsın.
Estiren las piernas cinco minutos.
Kalçamın ve bacaklarımın sızısı çok acıtıyor.
Me duelen la cadera y la pierna.
Diyorlar ki, celladın havaya kaldırdığı baş hâlâ yaşarmış gözler hâlâ görür dil hâlâ acıdan kıvranır ve yerdeki kollarla bacaklar da hâlâ titrermiş.
Dicen que la cabeza sostenida por el verdugo aún vive que los ojos aún ven que la lengua aún se mueve y que, abajo los brazos y las piernas aún tiemblan.
güzel Sally sokaklarda bacaklarını erkeklere gösterir... ama fazlasını istersen para ödenir eteğini kaldırırken nerede duracağını bilir... um-pa-pa, bu işler böyledir um-pa-pa, bunu herkes bilir... ister gizli olsun isterse açık... hiç fark etmez um-pa-pa... saf bir genç kız hamile kalmış bir erkeğin evine sığınmış, o da onu ayartmış... sızlanmanın alemi yok, bu yola girmiş bir kez o da paralarını sayar ve şarkı söyler...
"La hermosa Sally Baja caminando por la calle " Enseña los tobillos A todos los hombres " Se le ven las ligas Pero eso no es gratis
Yüzükoyun! Bacaklarınızı açın!
¡ Separad las piernas!
Sabit dur! - Aç bacaklarını, kıpırdama.
- Piernas abiertas, así, no te muevas.
Gözlerini yuvarlayacaksın kollarını ve bacaklarını çevireceksin kısa süreli hareketlerle ve istem dışı bir şekilde acı içinde kıvranacaksın.
Pondrá los ojos en blanco moverá los brazos y piernas en espasmos cortos y espásticos y se retorcerá por ahí descontroladamente.
Hadi bakalım açılsın bacaklar!
Venga acá. Abra las piernas.
Haydi, aç bacaklarını.
Vamos, suéltate.
Onlar artık sadece kolların ve bacaklarındaki yorgunluk can sıkıcı migrenin ve Nescafe'nin acılığına dönüştü.
Son únicamente la pesadez de tus miembros, tu insidiosa jaqueca, el amargor y la tibieza del Nescafé.
Aç bacaklarını.
Aleje las piernas.
Mesela, bir kadının kukusu, ıslak ve güzeldir bacakları sonuna kadar açıktır.
Por ejemplo en el coño húmedo de una mujer con sus piernas abiertas.
Bacaklarını ve kollarını aç.
Extiende brazos y piernas.
Bacaklarınızı açın.
Extiéndanlas.
Aç bacaklarını.
Mea, abriendo bien las piernas.
Öyleyse bacaklarını aç.
Por lo tanto, abrir las piernas.
Sadece bacaklarını mı açıyordun hepsi bu mu?
Es que sólo abres las piernas?
Senin bacaklarını sabahtan geceye kadar açık görmek istiyorum.
Me gustaría verlo a usted en mis zapatos, con las piernas abiertas de la mañana a la noche.
O bacakların, ıslandığında açılmasını.
Esas piernas largas, firmes y jugosas.
- Bacaklarını geniş aç, Arnold.
- Abre bien las piernas, Arnold.
- Biraz daha aç bacaklarını.
- Abre un poco más las piernas.
Bacaklarını iyice açıp "Baba" demişsin.
Dice que decías "padre", cuando te abrías de piernas.
Bacaklarımızın arası hafifce açılmış...
"Lo colocamos de modo que podamos sentarnos a horcajadas sobre el,"
- Bacaklarını aç. - Sekiz.
¡ Ocho!
Bu bacaklarını nasıl kaybettiğini açıklıyor.
David perdió las dos piernas.
Kadının bacakları açılmıştı.
La mujer está de... espaldas, con las piernas separadas, la falda subida, dejando ver los... muslos.
Bacaklarınızı açın.
Sepáralas
Bacaklarını aç.
¡ Abre!
Bacaklarınızı açın!
Abran las piernas!