Başarı translate Spanish
45,264 parallel translation
Evet, bu başarın sikimizde değil.
No, recién salido. Recién salido de la mierda. Sí.
Başarılı olan stajerleri ise tebrik ediyoruz.
A los seleccionados, felicidades.
Sizi yeni kaptanımızla tanıştırmak istiyorum. Kendisi yıllardır Hawaii bölgesini başarıyla işletiyordu.
Quiero presentarles a la nueva Capitana... que lleva años manejando la división de Hawái con mucho éxito.
Bu akşamüzeri gördüklerim karımla aranızdaki bazı benzerlikleri daha önce fark etmekte başarısız olduğumu gösterdi.
Vi esta tarde... algo que antes no había notado, ciertas semejanzas entre tú... Tú y mi esposa.
"Soyu tükenmiş yaban öküzlerini hayata döndürme planı başarısız oldu."
Su plan para revivir a los aurochs extintos fue un fracaso.
Gerçeği kabul etmeyi reddettim, Gerçeği kabul edemedi Hayatım boyunca bir defalığına başarısız oldum.
Me negaba a aceptar el hecho, no podía aceptar el hecho de que por una vez en mi vida me había fallado.
Yapamadım... Bu başarısızlığı kabul edemedim.
No podía... no podía admitir el fracaso.
Ve bu başarısızlık ne oldu?
¿ Y cuál era el fracaso?
- Her zaman başarılı gibi görünüyordu.
- El piso 17. - Siempre parecía exitosa.
- Bernie. Sana güvenebildikleri için başarılar mı?
¿ Cómplices, por que confiaron en usted?
Gerçekten çok güvenilir olduğunuz için başarılar Çok güvenilir görünüyordun
Cómplices, por que era tan digno de confianza, parecías tan digno de confianza.
Bilirsin... Şimdi bunu düşünüyorum, Benim en büyük başarısızlığım...
Ya sabes... ahora que lo pienso, mi mayor fracaso... o tal vez es mi mayor debilidad... es que siempre he querido complacer a la gente.
Her bir başarıya karar verdim, Profesyonel ya da şahsen her başarısızlık, Yaşadığı hayata karşı.
Juzgué cada logro, cada fracaso, profesional o personalmente, contra la vida que vivió.
Görüp görebileceğin en başarılı kadın Viagra'sı.
El Viagra más exitoso que jamás haya visto el mundo.
Benim başarılarıma bak.
Mira mi promedio de bateo.
Sonra kısa süreli başarıya ulaşıyor.
Y sigue... Tiene cierto éxito, efímero.
Başarılıp kız ölürse, Her biriniz 100.000 $ ekstra para kazanıyor.
Si tenemos éxito y la niña muere, cada uno de ustedes recibe un extra de $ 100.000.
Başarısız olursak... Eğer başka bir gün görmek için yaşarsa... Her görüştüğünüz avlanacak ve öldürülecek...
Si fallamos si vive para ver otro día cada uno de ustedes será perseguido y asesinado junto a su familia, amigos, mascotas.
Başarılarımı.
Mis éxitos.
Ben bu sal yapma başarı rozetini hiçbir şey yapmadan kazanmadım.
¡ Por algo me gané esta insignia de construcción de balsas!
Nasıl başarıyorsun bilmem.
Es como un milagro. No sé cómo lo haces.
Sen her şeyi başarırsın.
Vas a llegar lejos.
Okulda en başarılılar arasına girdi.
Quedó en el cuadro de honor en la escuela.
Başak mariusunun yaptığı gayretler içinde başarısız olması çok kötü.
Lástima que tu matón Marius fracasó en sus esfuerzos.
Başarılı olmak için yapılacak en iyi şey korktuğunu belli etmemek.
Lo más importante para el éxito de esta prueba... es no mostrar miedo.
Cömertliğiniz için teşekkür ederiz Bay Addison bağış toplamada en başarılı yılımız olacak.
Y gracias a la generosidad del Señor Addison, este será nuestro más... exitoso año de recaudación de fondos.
Bir daha başarısız olamam, Mark.
No puedo fracasar de nuevo.
İçeride, ne işte başarılısın keşfedersin.
En la cárcel descubres tus talentos.
Başarı deyince
# Él es fenomenal #
Korkarım en büyük başarısı ben değildim.
Pero yo no era un gran premio.
Akrabalarımın başarıya giden yolda beni engellemesine izin vermemeyi uzun süre önce öğrendim.
Hace mucho aprendí a no dejar que las trampas del ADN entorpecieran mi camino al éxito.
Evet ama bu sezon geldi, Cubs çok başarılı.
Pero este año a los Cubs les va muy bien.
Hep başarı hikâyelerimi mi anlatayım?
¿ Voy a vanagloriarme?
Çoğu başarı hikâyesi.
La mayoría son victorias.
Bu tünelin sonunda başarı olabilir.
Puede haber éxito al final de este túnel.
Şu anda oldukça başarılı.
El negocio va muy bien, de hecho.
Öyleyse önünüzdeki projeksiyonlarımın gözden geçirilmesi... Toplam piyasa başarısızlığı için.
Entonces, frente a ustedes esta la opinión de mis proyecciones... respecto al fracaso total del mercado.
... Toplam piyasa başarısızlığı.
- El fracaso total del mercado.
Başarısız olmak için çok büyük geçmiş şeylerden biridir.
Demasiado grandes para quebrar es una cosa del pasado.
Öncelikle, başarısız olursak ne olur...
Primero, ¿ Qué ocurre si fallamos?
George, başarısız olmayacağız.
Así es, George, no vamos a fallar.
Başarısaydınız kötü olur.
Sería muy malo si fallarás.
Ancak Clifton'un başarılı olacağına her inancım var.
Pero tengo plena confianza que Clifton tendrá éxito.
Başarıya ulaşmış olmalılar.
Seguramente tuvieron éxito.
Hayır, özellikle sizin için değil. Teksas'daki başarısız bir kaşif için değil.
No, no usted mismo específicamente, usted no es demasiado valioso del estado de Tejas.
- Başarısız bir muciy değilim.
No soy un noble.
İlerleme başarısız oldu, iticiler devre dışı.
Si esto falla, no hay otra opción.
Başarısız oldu.
Fallaste.
Başarılarını.
Los frutos de tu ambición ahora son
Bir de güzelce tosta basar mısın?
- Por ese comentario, $ 10.
Basar mısın şu gaza?
¡ Acelera ya!
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarısız oldum 33
başarısız oldu 30
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başarılar 28
başarılı 32
başarısız oldum 33
başarısız oldu 30
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardı 180
başardın 415
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başaracak 37
başaramadım 52
başaracağız 144
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başaracak 37