Başın belada translate Spanish
2,295 parallel translation
- Başın belada mı?
- ¿ Estás en problemas?
- Başın belada değil ya da bela tehlikesi bile yok.
No estás metida en un lío, ni corres peligro de estarlo.
Yasaları çiğnediğin için başın belada!
¡ Estás en problemas porque violaste la ley!
Başın belada falan değil Henry. Dediklerimi harfiyen yaptığın sürece.
No estas en ningún problema, Henry... mientras hagas exactamente lo que yo digo.
Başın belada mı?
¿ Estás en problemas?
Sen isen, başın belada.
- Si es asi, estas en graves problemas.
- Başın belada.
Tu tienes problemas.
Çünkü başın belada.
Porque estás en problemas.
Pis, Giovanni, daima başın belada.
Mierda, Giovanni, siempre tienes problemas.
Simdi Billy, başın belada O bir bağımlı, çorabında iki paket kokain yakaladık. Sonra... arabasında ise 2 kilo.
Billy está en libertad condicional y tenía 3.5 gramos de coca en su media y 57 gramos en su auto.
Başın belada, dostum. Çünkü onlardan bir tanesini yaptım. Pekâlâ.
Bueno, tienes un problema, colega, por que ya he hecho una de las dos cosas.
Başının ne kadar belada olduğuna dair bir fikrin var mı?
¿ Tiene idea del problema en el que está?
Şimdi başın cidden belada.
Ahora en verdad estás en problemas.
Başın büyük belada.
Tienes muchos problemas.
Bay Obiya'nın başı şimdi belada.
Ahora todo depende del Señor Obiya.
Bay Dorfman'ın başı belada.
El Sr. Dorfman está en problemas.
- Yeni adamınızın başı belada mı?
Así que, ¿ tu nuevo chico tiene problemas?
Başın belada olmayacak.
No pasa nada.
Bak, Ian bir şeylerin ters gittiğini, başının belada olduğunu görebiliyorum.
Mira, Ian, puedo ver que las cosas no van bien, que están en problemas.
Butters, dinle. Başın büyük belada.
Butters, escucha, tienes un grave problema.
Başın büyük belada doktor! Gerçekten mi?
¡ Tiene usted un montón de problemas, doctor!
Başın büyük belada.
Eso es un montón de mierda.
Başının belada olmasını gerektirecek bir şey oldu mu?
Y si pudiera pensar en alguien así saldría de aquí y lo mataría yo misma ¡ antes que pudiera acercarse a mi hijo! Nadie. ¿ Alguna razón para que él estuviera en problemas?
- Başının belada olduğunu söyledi. Yardımıma ihtiyaç duymuş.
Dijo que tenía problemas y necesitaba ayuda.
- Başım büyük belada dostum, yardımın lazım.
- Estoy en un problemón, colega. Necesito tu ayuda.
Görünüşe göre başınız biraz belada.
Parece que tenéis un problemita allí.
kaptan, buraya hayvanların basının belada oldugunu soylemeye geldikti
Capitán, venimos a decirle que hay un animal en problemas.
Cape Town'daki başının belada olduğu kadar diyelim.
Casi tantos problemas como que estuvieras en Ciudad del Cabo.
Başının belada olduğunu ve Dış İşlerindeki. arkadaşımız Michael'a bir şey vermemi istedi.
Dijo que estaba en un lío y que necesitaba que yo llevase algo a nuestro amigo Michael del Departamento de Estado.
Şimdi başınız belada olduğu için ve sizi kurtaracak birisine ihtiyacınız olduğu için beni seviyor musunuz?
¿ Ahora les caigo bien porque están en problemas y necesitan a alguien que os salve? Sí.
Başın büyük belada.
Estás en grandes problemas.
Çünkü başının belada olabileceğini düşünüyorum.
Porque creo que puede estar en problemas.
Şimdi başın belada.
Estás en problemas.
- Başımızın belada olduğunu anlamışlardır.
Deben de haberse dado cuenta de que tenemos problemas.
Başınız belada.
Está en problemas.
Cinayet masasından Dedektif Marano'yu görmek için buradayım. "Bir karakolda, maymuncuk seti ile yakalanırsanız başınız belada demektir."
Estoy aquí para ver al detective Marano, de homicidios.
Başın büyük belada, anladın mı?
Estás en serios problemas, ¿ entiendes?
Diana'nın başı belada.
Diana esta en problemas.
Seninle başım belada, sen nereye bakacağını bilmiyorsun. Al işte. "Ne istersen, istediğin zaman"
Tu problema es que no sabes donde buscar.
- Başın çok pis belada!
¡ Estás en serios problemas!
Ama en baştan başımızın belada olduğunu nereden bildiniz?
¿ Pero cómo sabía que estábamos en problemas en primer lugar?
Başın büyük belada ve kimsenin, sana yardım edebilmek için yapabileceği bir şey yok.
Se ha metido en un lío, señorita, y tal vez nadie pueda hacer nada para ayudarla.
Bana, başımın belada olduğunu ve kimsenin yardım edemeyeceğini söyledi bile.
Ya me había dicho que estaba en peligro, y me dijo que nadie podría ayudarme.
- Kaptan'ın başı belada!
- ¡ El Capitán está en problemas!
Todd senin başın belada. Öyle olmamasına çalışıyorum.
Tratando con mucho esfuerzo de no estarlo.
Başın büyük belada!
Estas en problemas, eres hombre muerto.
Başının belada olduğunu biliyordum.
Sabía que no era bueno.
- Başının belada olduğunu anladığında tırnağını yiyor. - Cidden mi?
Se muerde las uñas cuando sabe que está frito.
Cinayet zanlısı arayan 2 polis ev halkının başı belada olabilir düşüncesiyle bir eve giriyor.
Dos policías buscando a un sospechoso de asesinato entran en un casa donde sus residentes corren peligro.
Birbirlerine vurdukları için anne babamın başı belada mı?
¿ Están mis padres en problemas por pegarse uno al otro?
Başınız belada görünüyor.
Esto parece problemático.
başın belada mı 17
beladan uzak dur 27
basın 48
basınç 29
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başına dikkat et 60
beladan uzak dur 27
basın 48
basınç 29
başın sağolsun 19
başın sağ olsun 33
başınız sağolsun 27
başınız sağ olsun 59
başın mı ağrıyor 20
başına dikkat et 60