Ben bilemem translate Spanish
311 parallel translation
Şey, bunu ben bilemem, değil mi?
No tengo manera de saberlo.
Henüz yıldız olmadığımdan ben bilemem elbette.
Claro que no siendo aún una estrella, no podría saberlo. Podrías serlo si te comportaras.
Elbette ben bilemem ama bence aydınlanmadan önce daha da kararacak.
Claro que yo no lo sé pero creo que oscurecerá más antes de que amanezca.
- Onu ben bilemem.
- Eso es asunto de ustedes.
- Ben bilemem. Kız olduğumdan. - Kutlarım sizi.
Yo no entiendo de eso, soy una auténtica Srta.
Tanrı'nın tasavvuru nedir, ben bilemem. Ama Tanrı'nın takdirinden şüphe etmeyin.
No sé qué visión se le ha concedido, pero no dude de los caminos de la providencia.
Ben bilemem.
- No sé.
Bunu ben bilemem Norman.
No podría decírtelo, Norman.
Ben bilemem.
Sacerdote.
Ben bilemem. Uzm.
No sabría decirte.
Ben bilemem.
Es solo el efecto de la luz.
Ne için yaptıklarını ben bilemem.
No tengo ni idea de qué tiene sentido para ellos.
Sanırım olur, ama ben bilemem.
Supongo que bien, no sabría decir.
Ben bilemem, Memur Bey.
No lo sé, Agente.
Ben bilemem.
No sabría decirte.
Hayatının değeri. Onun değerini ben bilemem.
Si Ud valora a su vida yo no valoro a la de él
Ben bilemem.
Yo no.
Bunu ben bilemem.
No me corresponde a mí decirlo.
Doğru olup olmadığını ben bilemem.
No es cuestión de qué está bien o mal, o mal o bien.
Priz nerede, bilgisayar girişi nerede ben bilemem.
No sé distinguir un enchufe de un terminal de computadora.
Madam Fanny'i bilemem ama ben hayatımda bir tane bile mektup açmadım.
No puedo hablar por Madame Fanny, pero yo nunca he abierto una carta en mi vida.
Onu bilemem. Ben baya iyi bir gösteri çıkardım.
Le he visto actuando.
Onları bilemem ama bundan sonra ben evime gidiyorum.
Yo no sé vosotras, pero yo me voy en cuanto acabe esta pieza.
Pekala, ben seni bilemem... ama ben bu soygun işlerinden biraz yoruldum.
Bueno, no sé tú... pero yo me estoy cansando de robar bancos.
- Ben eğlence olsun diye söylemiyorum. - Bak Sam! Mutfakta olanları bilemem ama bence suçlu olan Milly'dir.
No sé lo que ocurrió en la cocina, pero Milly tiene la culpa.
Ben bir yabancıyım ve siz beyler kadar iyi bilemem...
Yo soy un forastero y naturalmente no conozco bien este medio.
Ben bilemem.
No lo sé.
Başkalarını bilemem ama ben emirleri Steve'den alırım.
Bueno, no puedo hablar por los otros, pero yo recibo órdenes de Steve.
- Ben kimin ne demek istediğini bilemem.
- Yo nunca entiendo a nadie.
Ve ben aklında ne olduğunu asla bilemem.
Y nunca sé lo que piensas.
İki yetişkin gibi davranıp güzel bir plan hazırlayalım, ben iş görüşmelerimi yapabileyim, siz de... o görüşmeleri her nasıl adlandırıyorsunuz, bilemem.
Qué lástima. Intentemos ser adultos, hagamos un plan para que yo pueda llevar a cabo mis llamadas de trabajo y usted las suyas de... como quiera llamarlas.
Hayır, bilmek zorunda değilim, Ben kadınım bilemem, sadece hissederim.
No, hay poco que yo sepa. Soy mujer, yo sólo intuyo cosas.
Siz ne diyorsunuz bilemem ama ben ilgilenmesine sevindim.
No sé lo que pensáis al respecto pero yo me alegro de que se interese.
Sizi bilemem ama ben sonunu görmek istemiyorum.
Si deseáis quedaros hasta el final...
Ben kendisine avukat olarak kefilim, ama iş dışında bilemem.
Señorita, responde de él como abogado. Lo demás no puedo garantizárselo. Puede maltratarle.
Yeri bilemem. Ben kendimi biliyorum.
Yo no respondo del lugar, sólo de mí mismo.
Sen, bir kadınla olmanın, know Bilemem çünkü eğer ben soruyorum.
Sabe, estando con una mujer así, me pregunto porque no me caso.
Ne yapacağını bilemem Ben, ama ben hiçbir şey yapmıyorum.
No sé qué harás tú, Ben. Yo no voy a hacer nada.
Ben bunu bilemem ki. Rio'daydım.
Como voy a saberlo, si yo estaba en Río.
Seni bilemem Chambers, ama ben sözümün eriyimdir.
A diferencia de ti, Chambers, yo cumplo mi palabra.
- Ben orasını bilemem.
No es así. - No lo sé. ¿ Y tú?
Ben... ben çok iyi bilemem.
Yo no... Yo no sé mucho.
Ben koymadım. Seni bilemem.
Yo no, ¿ y tú?
Ben kazandım ama seni bilemem!
Yo sí, ¿ pero usted?
Ben olsam aşağıya inmezdim. Tabi zevklerin değiştiyse bilemem.
Yo no bajaría ahí a menos que tengas un gusto un poco raro.
Ben sadece dişileri bulurum, kişiliklerini bilemem ya.
Localizo mujeres, no garantizo su comportamiento.
Ben ne diyeceğimi bilemem.
Yo no sabré qué decir.
Sizi bilemem ama ben Wizard of Oz'ı çok beğenirim.
Yo le tengo mucho cariño a "El Mago de Oz".
- Ama ben bilardo bilemem.
- Pero no sé jugar al billar.
Ve ben asla doğru zamanı bilemem.
No sabré cuándo es el momento oportuno y todo eso.
Bakın, ben... Baştan, yanıma nasıl insanlar aldığımı hiçbir zaman bilemem.
Y ya ves, yo nunca sé de antemano qué tipo de gente vendrá conmigo.
bilemem 161
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bile 38
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bir erkeğim 58
ben bilmiyorum 104
ben burdayım 35
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bittim 83
ben buradayım 348
ben bir askerim 29
ben bulurum 51
ben bir erkeğim 58
ben bilmiyorum 104
ben burdayım 35