Ben benim translate Spanish
14,013 parallel translation
Çünkü bu sorun bende olsaydı kafamda hesap yapıyordum. Kafaya kurşun yemenin sana ödeme günü vermekten daha ucuz olduğunun farkına varıyordum. Ama ben benim.
Porque si esta mierda fuera yo... y estuviera haciendo los números en mi cabeza... creo que me daría cuenta de que poner una bala en tu cabeza... es mucho más barato que pagarte, pero ese solo soy yo.
Ben sana yalvarıyorum, lütfen bunu benim için yap.
Te... lo ruego, por favor... Hazlo por mí...
Ben buna katılmıyorum işte çünkü benim şubem havaalanında değil.
no me haré cargo de eso... porque mi unidad no está en el aeropuerto.
Ben ve Layla hakkındaki gerçek ortaya çıktı. Martun benimle ilgili mutlu değil. O nedenle Toros benim birçok işimi devralacak.
Ahora la verdad sobre Layla y yo ha salido, y Martun no está demasiado contento conmigo, por lo que Toros se hará cargo de muchos de mis negocios.
- Bilgisayar benim, ben yapmalıyım.
Ya sabes, esa es mi computadora. Yo debería hacerlo.
- Belli ki benim söz hakkım yok. - Ben seviyorum.
- Si, bueno, aparentemente no tengo voto.
Herkesin benim deli olduğumu düşünmesini sağlamandan sonra olamaz mı? - Ben de oğlumdan bunu aldım.
Así que ¿ podría ser después de todo eso, cuando... haces pensar a todo el mundo que yo estaba loca... así sería alejada de mi hijo.
Benim adım Jiang Liu-er, ben bir gezgin kesişim.
{ \ fs12 \ pos ( 190,257 ) } Mi nombre es Jiang Liuer, soy un monje viajero.
Hayatımdaki en önemli iki erkeğin ben olmadan benim hakkımda karar verecekleri bir durum meydana getirdi.
Se las arregló para construir una situación... donde los dos hombres más importantes de mi vida... están tomando decisiones sobre mí sin mí.
Benim için geliyorlar, ama aslında ben onların peşindeyim.
Vendrán por mí. Pero yo estoy yendo por ellos.
Benim için geliyorlar, ama aslında ben onların peşindeyim.
Vendrán por mí. Pero yo iré por ellos.
Ve ben seçene kadar ben ona vermeyecektir kitap, benim.
El libro es mío, y no se lo daré hasta que lo decida.
Aşk, ben şimdi, Faith anlıyorum ve benim iman ile, ben...
En el amor, ahora entiendo la fe, y con mi fe, yo...
Düşmanları benim düşmanları Eh, ben, size anlatacağım.
Te diré una cosa, tus enemigos son mis enemigos.
Bu benim planımdı. Ve herkes kendini tehlikeye atarken ben bir kafeste saklandım.
Este era mi plan, y me escondí en una jaula mientras todos los demás se arriesgaban.
Babası benim. Kalbinin kilidini sadece ben açabilirim.
Soy su padre... solo yo puedo desbloquear su corazón.
Benim görevim New York'ta yaşayan vatandaşları korumak ve ben görevimi herkesten iyi yaparak sonuçlar alacağım.
Mi trabajo es proteger a los ciudadanos de Nueva York, y lo haré haciendo mi trabajo mejor que nadie y consiguiendo resultados.
Ben de burada yaşıyorum. Demek ki benim de söz hakkım var.
También vivo aquí, eso significa que también tengo algo que decir.
Seni duyuyorum, Chella. Yani adamın biri 42 kadını izinsiz ve yasa dışı şekilde videoya çekiyor. Ben suçunu itiraf etmiş bir katili kendi isteğiyle videoya çekiyorum ve başı belaya giren benim?
Entonces un tipo graba ilegalmente a 42 mujeres sin su permiso, y yo accedo a grabar a un asesino, ¿ y estoy en problemas?
.. biliyorum ki sen gerçekten, gerçekten dünyanın en berbat para aklayıcısı ve en büyük salağısın ama..... benim dostumsun ve ben seni seviyorum, ve sen benden daha iyi bir arkadaşı hak ediyorsun.
Sé que eres realmente, realmente... el peor blanqueador de dinero... y el más grande imbécil de mierda en el mundo, pero... eres mi compañero y yo te amo, y te mereces un mejor amigo que yo.
Ben de diyorum ki ilerici dünyamızda bile benim ve diğer kadınların başına gelen birçok ince detay bulunuyor. Ayrıca biri, özellikle de erkek arkadaşım hiçbir kişisel tecrübeme sahip olmadan yanıldığımı söyleyince rencide edici oluyor.
Lo que digo es que hay muchas cosas sutiles que me pasan a mí y a todas las mujeres, aun en nuestro universo progresista, y cuando alguien, en especial, mi novio, me dice que me equivoco sin saber cómo es mi experiencia personal,
Hayır, Ben size benim için savaşın diye sormuyorum.
No, no estoy pidiéndote que luches por mí.
Bilmiyorum, Ama eğer ben haklıysam bu Lucifer, Hatırlıyor sen ve benim ona ne yaptığımızı.
No lo sé, pero si estoy en lo cierto y esto es Lucifer, él va a recordar lo que tú y yo le hicimos.
- Benim için olduğundan daha kolay. Çünkü bunu sen seçtin, ben seçmedim.
Más fácil de lo que lo es para mí, porque tú lo has elegido y yo no.
Benim adım Chloe Tousignant. Ben DGSE'n, n özel ajanıyım.
Me llamo Chloe Tousignant.
Ben Shafer benim arkadaşımdı.
Ben Shafer era mi amigo.
Bu beni şaşırtır. Çünkü o benim şeye inanmamı sağladı... Ben inanıyordum...
Me haría sentir... sorprendido... porque ella me hizo creer... yo creía...
Sivilcelerin çekip gidecek. Ve ben burdan gidene kadar benim favorim olacaksın.
Tus espinillas se irán... y me atrevería a decir que eres mi favorito.
Ben de sadece benim için olduğunu düşünürdüm.
Solía creer que era sólo para mí.
Ben Dedetif Şefi Chrissie Read. Ve benim meslektaşım Dedektif River.
Soy la inspectora jefe Chrissie Read... y él es mi colega, el inspector River.
Ama sen ördek lambalarını benim için attığından dolayı. ben de koltuğunu kaplatmayı düşündüm.
Pero dado a que botaste esas lámpara patos por mí, pensé en darle a tu silla un refrescamiento.
Bu benim planım, ben yapacağım.
Es mi plan, mi responsabilidad.
Ama benim istediğimi yaptık ve o kişiler tarafından kurulmuş bir tuzağa düştük. Bu arada ben çantamı kaybettim.
Hicimos lo que yo quería y acabamos en una trampa tendida por esa gente y perdí mi mochila.
Sen benim hayatımı kurtardın, şimdi de ben seninkini kurtarıyorum.
Salvaste mi vida y ahora salvo la tuya.
O benim dışarı çıkmamamı istedi ve ben de kabul ettim.
Él no quería que yo fuera y acepté.
Ve ben... Benim yüzümden öldü.
Y... murió por mi culpa.
Benim yaşlı peder. Ben çocukken ayrıldı.
Mi viejo se fue cuando uh, cuando yo solo era un chico.
- Sen biliyorsun ama ben bilmiyorum. - Git başımdan! Lucille olmasaydı benim en yakın arkadaşlarımdan biri olurdun.
Si no fuera por Lucille, quizas tu serias uno de mis mejores amigos.
Şey, ben sanırım benim duygularım yavaş yavaş gelişti.
Pues, yo... yo... mis sentimientos fueron creciendo poco a poco, supongo.
Benim arkamı kollayın ben de sizi bu ülkeden çıkarayım. Sizi kovalayan her kimse bir adım önde olursunuz.
Me apoyáis y yo os saco a toda leche fuera del país un paso por delante de quien os esté persiguiendo.
- Benim, kapın açıktı, ben de iyi misin diye bakmaya geldim.
Sí, la puerta estaba abierta. Solo quería ver si estabas bien.
Ben de bu benim hikayem değil dedim.
Y pienso, "esta no es mi historia".
Zaten biliyosun bunu 2010 dan beri eşin dahil üç kadını ortadan kaybettin yani ben senin yerinde olsaydım benim de bir avukat ordum olurdu
Pero tu ya lo sabías. Bueno, has desaparecido con éxito tres mujeres desde 2010, incluyendo su propia esposa, así que si yo fuera usted, tendría un ejército de abogados, también.
Eğer ne yaptığımıza gelirsek benim için tek önemli olan bu ortaklık yani sen gidersen ben de giderim.
Cuando se trata de lo que hacemos, lo único que me importa es nuestra asociación, por lo que ir, me voy.
Ben catering işi yapıyorum ve bir şeyler taşıyorum diye arabulucu bana cipi, Ryan'a da benim yepyeni arabamı vermek istedi.
Y por mi negocio de catering, el mediador me dio la Jeep, Ryan se quedó con mi auto casi nuevo.
Bu sefer ben önde çarpışacağım, sen de benim desteğim olacaksın Kakashi.
Yo seré el protagonista. Kakashi.
Bu arada yardımın buraya gelmeden, çoktan ölmüş olacaksın ve ben köprü tarafında benim için bekleyen sigara teknesinde olacağım.
En el momento en que su ayuda llegue aquí, estarás muerto, también, y voy a estar en ese barco de cigarrillos esperando a que yo por el puente.
Ben söyledim çünkü benim adımı öylesine bir defterden çıkarıp seçmedin.
Yo, porque no me escogiste viendo el directorio.
Hastaneye gittim çünkü Harvey burada sabahı göremeyeceğimi düşündüğü için doktora para verdi. Ben de seni benim için yalan söylemek zorunda kalacağın bir duruma sokmak istemedim.
Harvey le pagó al doctor porque no confiaba en que lograría pasar la noche aquí y no te lo dije porque no quería ponerte en una posición
- O kişi benim. - Ya ben senin yardımını istemiyorsam?
Yo soy ese alguien.
Eğer benim de zamanım bitiyor olsaydı ben de şeker içinde bu şeyi boğarak öldürürdüm.
Supongo que si mi reloj corriera tanto, estaría asfixiando mierda en azúcar también.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benim de 449
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benim de 449