Ben bile translate Spanish
10,801 parallel translation
Karavanda yaşamama rağmen, ben bile dalga geçebiliyorum.
Es algo de lo que incluso yo podría mofarme, y vivo en una autocaravana.
Evet, ben bile duymuştum bunu.
Sí, no, he oído sobre ella.
Ben bile John Sweeney'i takip etmiştim.
Yo estaba siguiendo a John Sweeney.
- O ben bile değilim.
Ni siquiera soy el mismo.
- Ben bile bilmiyorum.
Ni siquiera lo sé.
Ben bile kendime güvenemiyorum. Çünkü bugün bir anlığına işlerin benim için değişebileceğini düşünmüştüm.
Ni siquiera puedo confiar en mí mismo, porque por un momento hoy, pensé que la cosas podrían cambiar para mí.
Ben bile hatırlamak istemem.
Ni siquiera quiero recordarlo.
Ben bile.
Hasta yo.
Maggie ben bile neden burada olduklarını bilmiyorken onlara nasıl yardım edebilirim?
Maggie, ¿ cómo puedo ayudarlos... cuando ni siquiera sé por qué están aquí?
Ben bile onun gözünde çözülecek bir problemim.
Soy su problema a solucionar.
- Bunu ben bile yapamam.
Ni siquiera yo puedo hacer eso.
Ben bile kendimi dava edebilirim.
Estoy contemplando la posibilidad de demandarme a mí mismo.
Ben bile hikayenin sonunu göremedim.
Ni siquiera yo podía ver el final de la historia.
Ben bile Tanrılardan korkarım.
Incluso yo temo a los dioses.
- Eğer oradaysa bile anısını bastırmış diyorum o kadar derine gömmüş ki, ben bile o konuda konuşturamıyorum onu.
Estoy diciendo que si estuvo ahí, reprimió su recuerdo... lo enterró tan profundo que ni siquiera puedo lograr que hable de ello.
- Ben bile daha açmadım.
Nunca las llegué a abrir.
Başımdan geçen bu olaylara ben bile inanmazdım.
Yo no creería la historia que me está pasando.
Orada ne olduğunu ben bile hayal edemiyorum.
No puedo ni imaginar lo que se siente estar ahí.
Şimdi sana soracağım, bu saçma soruyu söylediğime ben bile inanamıyorum ama... cihazı baban yerliştirmedi ise kimin yerleştirmiş olmasını umuyorsun ki?
No puedo creer que estoy a punto de usar estas palabras para hacer está ridícula pregunta, quién esperas que haya puesto un dispositivo de rastreo en ti que no sea tu padre?
Evet, ben bile ara sıra Heidi'den uzak durmam gerekiyor.
Sí, incluso yo tengo que alejarme de vez en cuando de Heidi.
Ben buradaki çoğu insanı tanımıyorum bile.
Yo ni siquiera reconozco a estas personas.
Ben kaptım bile.
Lo pedí primero.
- Sütçüye saygısızlık etmek istemem ama ki kendisi sadece burada bulunarak bile tüm övgüleri hak ediyor bence. Bu ineği ben buldum, o yüzden kaderini belirlemek beni kararım. Tamam mı Todd?
Con todo respeto al lechero aquí presente, que sin duda merece todos estos elogios básicamente por no hacer nada, yo encontré esta cosa, así que decidiré qué hacer con ella. ¿ bien Todd?
Phil benim için çok şey yaptın. "Tucson'da Yaşayan Var" tabelaları olmasaydı ben burada bile olmazdım.
Phil... has hecho tanto por mí. Quiero decir, si no fuese por las vallas de "Con vida en Tucson", ni siquiera estaría aquí ahora.
Ben de 16 yıl önce lüzum bile görmediğimiz biri hakkında biraz araştırma yaptım.
Así que investigué a alguien que nunca siquiera consideramos hace 16 años.
Ailem endişelense bile ben en sevdiğim kuzenim Justin geliyor diye mutluydum.
Aunque mis padres estaban como locos, yo estaba emocionado porque venía mi primo favorito Justin.
Ki ben çoktan "uykunun temeli" demeye başladım bile.
El cual ya he empezado a llamarlo "siestas 101".
Ben bile mi?
¿ Hasta yo?
Dolphins'in bir parçasına sahip olmayı Serena ve Venus bile yapabildiyse... -... ben neden yapamayayım? - Magic ve Jordan yaptı.
Serena y Venus pueden, ¿ por qué no podría yo con los Dolphins?
Ben bazen eşimin yüzünü bile göremiyorum.
A veces, no puedo ver la cara de mi mujer.
Ben senin kocanım evlendiğin adamım seni tahmin edebileceğinden bile daha çok seven insanım.
Soy tu marido, el hombre con el que te casaste... el que te ama más de lo que puedas imaginar.
Sen elini o silaha uzatan kadar ben sana üç kurşun yedirmiş olurum bile.
No, te meteré tres balas antes de que pongas tus manos en esa pistola.
Ben bu rıhtımdan adımımı attığım an yeni ismi olan yeni bir insanım ve eski hayatımdan bahsetmek için en ufak ama en ufak bir sebebim bile yok.
Mira, en el momento en que me marche de este muelle, soy una persona nueva con un nombre nuevo y no tengo razón alguna para decir nada, nunca, jamás a nadie sobre mi antigua vida, especialmente
Nasıl oluyor da onun kızı annemle tanışabiliyor da... ben onun ismini bile öğrenemiyorum?
Bueno, ¿ por qué su hija puede conocer a mi madre y yo ni siquiera puedo saber su nombre?
- Ben çocukken... -... hatta uzaylı kaçırılmaları bile...
- Cuando era niño... - incluso historias de abducciones alienígenas
Çünkü ben onunla tanışmadım bile.
Porque ni siquiera llegué a conocerle.
- Ben onu fazla tanımıyorum bile. Tamam mı?
- Apenas conocía al chico. ¿ Vale?
Ve ben eve döndüm bile bebeğim.
Y ya estoy en casa, cariño...
Bunu kim yapıyorsa bütün hayatıma ulaşabiliyor ve ben de kendime içki bile alamıyorum. Ki içkiler de amma pahalı.
O sea, quienquiera que esté haciendo esto tiene acceso a toda mi vida y ni siquiera puedo pagar una copa, cuyo precio es excesivo.
Rakibi kontrol mü? En azından ben, kahramanlık kursunda olsan bile çok böbürlenirsen ayağını kaydırırım bilesin.
¿ Investigar al enemigo? barreré el piso contigo.
Ve tabii ki ben, koca seçmeyi bile beceremeyen "zavallı Alison" hiçbir zaman sahneye çıkamayacak.
Y definitivamente no yo, "la dramática Alison" quien no escoge correctamente a su esposo, ella nunca estará sobre el escenario. Ali.
Gördün mü, işte ben bu yüzden Matt'i buranın yakınına bile yaklaştırmıyorum.
Mira, esto es por que yo no puedo traer Matt cualquier lugar cerca de este lugar.
Evet, hatta ben lavaboyu kendimle bile paylaşmayı sevmiyorum.
Sí, incluso no me gusta compartirlo conmigo mismo.
Yapabilirsin, ama sen ve ben biliyoruz ki tüm büyülerinle bile, bana zarar vermek için yeterli gücün yok.
Podrías, pero tú y yo sabemos que, incluso con toda tu magia, no tienes suficiente poder para herirme.
Sahip olduğum tek arkadaşımı bile ben seçememişim.
Así que la única amiga que tuve no fue mi amiga por elección.
Ben artık bunu ister miyim onu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé si aún quiero esto.
Ben sadece duygusal bir mesajı aktarmak istiyordum bu da bazen tek bir nota için bile içindeki her şeyi kullanmakla olur ya da şarkı söylemek zor geliyorsa, söylersin.
Lo que me interesaba era transmitir un mensaje emocional, y eso implica usar todo lo que llevas adentro para llegar apenas a una nota, y si tienes que esforzarte para cantar, lo haces.
İşin aslı ona söyledim bile ben.
La verdad es que ya se lo contamos.
Ben bir canavar yaratmadım. Ayağa bile kaldırdım sayılmaz.
No he creado un monstruo, simplemente he despertado uno.
Ben limitimi ne zaman doldurduğumu hatırlamıyorum bile ama bir daha asla eskisi gibi olmadığımı biliyorum.
No recuerdo el momento en el que llegué a mi límite, pero sí recuerdo... que nunca volví a ser el mismo.
Ben olmasam bu iş olmaz bile.
Sin mí, esto ni siquiera funcionaría.
ben bilemem 16
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bile 28
bilesin 23
bilet 55
bilemem 161
biletler 91
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilerek yapmadım 25
bilemedim 29
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
ben bir kadınım 61
bilemiyorum 2041
bilen var mı 30
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
biletiniz 28
bileğim 27
biletler lütfen 39
ben bir kadınım 61
ben benim 43
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25
ben bir doktorum 106
ben bir aptalım 43
ben bir 82
ben böyleyim 53
ben biraz 32
ben biliyorum 325
ben buldum 53
ben buyum 82
ben bir kızım 25