Ben yalnızım translate Spanish
1,573 parallel translation
Ben yalnızım. Hiçbir tiyatro bana iş vermiyor.
Estoy solo y en ningún teatro me quieren.
Ben sizi yalnız bırakayım.
Bueno, les dejaré a solas.
Bu moral verici konuşmanın ardından ben siz ikinizi, serbest piyasa ekonomisi üzerine daha detaylı konuşabilmeniz için yalnız bırakayım.
Animadora observación. Les dejaré a las dos conspirar contra la libre economía.
Evet ama ben de havuz evinde yalnız başıma oturuyor olmazdım böylece.
Y así no estaría aquí sentada en la casa de la piscina.
- Tamam, ben sizi yalnız bırakayım.
- Bueno, les dejaré privacidad.
Ben de Ryan gidince, Newport'ta yalnız başıma kalırım sanmıştım.
Pensaba que con Ryan fuera, estaría solo en Newport.
Ben sadece... hayatımın geri kalanını yalnız geçirmeyeceğime inanmak istedim.
Es sólo quería creer que no pasaría el resto de mi vida sola.
Yani bilirsiniz işte, ben de herkes gibi yalnızım.
Claro que me siento solo como todos los demás.
Ben yalnız yapacağım.
Lo haré solo.
Ben çıkayım da sizi yalnız bırakayım. Konuşacaklarınız vardır.
Oh, entonces me voy y os dejo que hagáis lo que necesitéis hacer
Pekala, ben yukarı çıkıyorum ve üçünüzü yalnız bırakıyorum böylece birbirinizi rahatlatırsınız, tamam mı?
Muy bien. Me voy arriba y los dejo solos para que puedan chupársela entre ustedes, ¿ está bien?
Sezar uzakta ve ben burada yalnızım.
César está lejos y estoy sólo aquí.
Ben hep yalnız kaldım.
Estuve sola.
- Evet, sanırım öyle yalnız, ben akşam evime, sıcak yatağıma gideceğim.
Sí, eso creo. Aunque yo me iré a casa esta noche y me meteré en una cama calentita.
Beni bundan kurtaracak tek kişi başmüdürdür. Ve ben bu kavgada yalnız olmayacağım.
La única persona que podría sacarme de esto es el jefe... y no sin una pelea feroz de mi parte.
Yarın ben düğündeyken yalnız kalmaman için, eve bir yardımcı gelecek. Tamam mı?
Asi que mañana, mientras estoy en la boda vendra a casa un asistente para que se quede contigo y no este solo vale?
Ben bu ülkede yalnızım.
Yo estoy solo en este país.
Aslında, bayan, sanırım ben biraz yalnız kalmak istiyorum. Ben de.
En realidad, señora, creo que me gustaría algún tiempo a solas.
Ve diğer çorap çiftlerini görüyorum, ve sadece ben varım, ve bu kendimi yalnız hisetmeme neden oluyor.
Veo todos estos otros pares de medias, yo estoy solo, y eso me hace sentir solitario.
Erkek, erkektir ben inşaat alanına karımın yaklaşmasına asla izin vermedim ve yalnız yaşadım.
Pero un hombre es un hombre y, cuando yo iba a la obra, no iba con mi mujer. Vivía solo.
Eminim Lana'nın aklında bu portföy için 36 beden... bir çift meme var. Ben de onları okşaman için seni biraz yalnız bırakacağım.
Seguramente Lana tiene ideas doble D para la cuenta, y los dejaré solos para que puedan acariciarlas.
Ben sizi yalnız bırakayım da biriken işleri tamamlayın.
Ahora las dejaré para que se pongan al día.
- Yalnız ben İtalyanım.
- Solo que soy italiano.
Ekselansları sizin de bildiğiniz gibi, ben her zaman yalnız avlanırım.
Su Excelencia ya debería saber que yo siempre cazo solo.
Ben.... sizi..... yalnız bırakayım.
Yo... los dejo, caballeros... con su reunión.
Ve bugün bana en çok ihtiyaç duyduğun bu fırtınada, ben seni yalnız bıraktım.
Y hoy, cuando me has necesitado... ni siquiera te he apoyado.
Şu an kendimi çok aptal hissediyorum, ben sadece... Şu an o kadar yalnızım ki. Param yok, şehre yeni geldim.
No, me siento tan estúpido pero ahora me siento tan solo no tengo dinero, acabo de llegar de Adelaida.
Paul, ABD'ye gidecek. Ben de evde yalnız kalacağım.
Tiene que cruzar la frontera y yo estaré sola.
Beni duydun, Kont. Görünüşe göre ben yalnız biniyorum. Pekala yapalım o zaman.
Ya lo oiste, conde.Parece que montare solo.
Doğruyu söylemek gerekirse, ben her zaman yalnız kalacağım beklentisindeydim.
A decir verdad, siempre he pensado que voy a terminar solo.
Ben ikinizi yalnız bırakayım. Dört adet zeytin vardı.
Hay cuatro aceitunas.
Yalnızım, sadece ben ve oğlum var.
Estoy sola. Solo somos mi hijo y yo.
Seni yalnız bırakamayacak mıyım ben?
¡ No te puedo dejar sola ni un minuto, chica!
Ben yalnız gözlerimi kapatacağım.
Si, cerrados. Ahora dime, querido Como se siente?
- Ben sizi yalnız bırakayım.
- Los dejo.
Teşekkürler, ben yalnız çok rahatım.
Estoy muy bien sola.
- Yo ben yalnız çalışırım.
No, trabajo sólo.
Ben yalnız kaldım.
Salí.
Ben... orada yalnız mı olacağım?
Yo, sola allí
Ben yalnız çalışırım.
- Trabajo solo.
Yalnız ben varım.
Somos los únicos. Cambio.
Alan'ı az önce duydum, ve ben... Yalnız mısın? Polis burada.
- La policía está aquí.
Tamam mı? Ben gidip hayaleti yalnız yakalayıp ona yardım edip edemeyeceğime bakacağım.
Estare con el fantasma a solas y ver si puedo ayudarlo.
Belki de ilk ben gidip annenle yalnız olarak konuşmalıyım
Quizá debería ir a hablar con tu mamá yo primero.
Ben sadece yalnızların yalnızıyım yalnız bir yoldaki.
Soy sólo un solitario aislado en un camino solitario.
Ama ben yalnız çalışırım Ben yalnız kurdum
- Pero trabajo a solas. Soy un lobo solitario. - ¿ Usted es un lobo solitario?
Ben hiç yalnız kalmadım.
Yo nunca podría estar sola.
Ama ben buradayım. istediğin gibi yalnızım.
Y estoy solo, tal como me lo pidió.
- Ben yalnız çalışırım.
- No juego bien en grupo. Trabajo solo.
Ben birşeyler alacağım ve sonra yatacağım. Yalnız. Gene.
Voy a sacar algo para comer y volveré sola a la habitación, de nuevo.
Ben varım dedim. Yalnız, filmi ben seçeceğim.
Sólo permíteme elegir la película.
yalnızım 166
ben yokum 169
ben yaptım 316
ben yoruldum 32
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yokum 169
ben yaptım 316
ben yoruldum 32
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68