Bir dolar translate Spanish
9,392 parallel translation
Hatta fazladan bir dolar bile verdi.
Hasta me dio un dólar de más.
- İşte bir dolar.
- Sí, señora.
Bir dolarımı Annie'ye yatırıyorum.
Apostaré un dólar por Annie.
Bir dolar mı demiştik?
Hemos dicho un dólar, ¿ verdad?
- O zaman tek bir dolar alamazsın.
- Entonces no te daré ni un sólo dólar.
Bay Jessup. Bu şirkete bir milyar dolar kazandırabilirim.
Sr. Jessup puedo hacer que esta empresa gane mil millones.
Bir milyar dolar.
Mil millones de dólares.
Her bir çizik yüz dolar.
Cada línea son cien dólares.
Böyle bir iş için en azından 100 bin dolar harcarlar.
Gastarían al menos cien mil dólares.
Çünkü en büyük kasayı oraya taşıdılar 100 milyon doları alacak kadar büyük bir kasa.
Porque compraron "La Bóveda mas fuerte que existe" Suficientemente grande para guardar mas de $ 100M
Bir yıl önceden 32.500 dolar vergi yatıracaksın.
Rechazas $ 32,500 antes de los impuestos, al año,
Aylık ücret 20 dolar. Sana bir program yazarım, müsait olunca sana da bakarım.
Para un extra de $ 20 al mes, puedo darle ejercicios, el check-in en usted cuando puedo.
Bir gün reklamcı adam ve Universal'dan bir yönetici gelip "Bob" dediler... "Delorean'ı Ford Mustang ile değiştirirsen" "75,000 dolar alacaksın".
Un día, el tipo de publicidad y un ejecutivo de Universal vienen a mi oficina, y dicen : "Si cambias el DeLorean por un Ford Mustang",
Bir o, bir de bin dolar ödedi.
Por eso y porque me pagó $ 1.000.
Ve bir çifti sadece 1.39 dolar.
Y son solo 1.39 dólares el par.
Polis departmanı Brian'ın yakalanması sağlayacak herhangi bir bilgiye karşılık 65.000 dolar ödül koydu.
El departamento ofrece una recompensa de $ 65.000 por cualquier información que lleve a la captura de Brian...
Kongreden otomobil şirketi için bir ila bir buçuk milyar doları bulan federal kredi garantisini onaylaması istendi.
En los'80 realmente toman partida. Se le pidió al congreso que apruebe las garantías de préstamos federales para las empresas de automóviles. De un billón a un billón y medio de dólares.
- 10 bin dolar kaybettim ki bu bana bir bok ifade etmiyor.
- Y yo pierdo unos $ 10 mil, que, francamente, significa una mierda para mí.
Bir daha göremeyeceğim bir 300 bin dolar bana gayet hayır gibi geldi.
$ 300.000 que nunca voy a ver otra vez. Seguro suena como caridad para mí.
Pittsburgh şehri o görkemli Steelers takımına yeni bir stat yapmak için 233 milyon dolar harcadı.
La ciudad de Pittsburgh gastó 233 millones de dólares para un nuevo estadio de sus gloriosos Steelers.
Açık olmak gerekirse 32 milyon kahrolası doları kaybettim. Oldukça inanılmaz bir şey, tabii ki.
Para que quede claro, perdí 32 putos millones de dólares.
Sekiz bin dolar bir zenci için büyük para.
Ocho mil dólares es mucho para un negro.
Ama o aralar savaşta sertleşmiş asilere göre bir zenci kellesi için beş bin dolar çok iyi paraydı.
Pero en ese entonces para los rebeldes que peleaban duro, 5 mil sólo por cortar la cabeza de un negro. Ahora, eso es mucho dinero.
Bir duruşma, 700 dolar.
Un juicio... $ 700.
Şimdi ya üç doları öde, ya da içeri gidip bir etiket daha al.
Ahora o me pagas los $ 3, o regresas allí dentro y obtienes una etiqueta adicional.
O yüzden iki tane kurabiye alır ve bir de aşağı yukarı 17 milyon dolar kadar bir para.
Y 17 millones de dólares... en ese estadio.
Elizabeth, okyanusta 10 milyon doların üzerinde bir kınamak var.
Elizabeth, recibiste un apartamento... en frente del océano que cuesta más de diez millones de dólares.
Herhangi bir delik ya da çatlak olursa içeri su dolar ve hepimiz boğuluruz.
Si hubiera un agujero, una grieta empezará a entrar el agua y todos nos ahogaremos.
Şimdi 1 milyon dolar kazanabileceğiniz bir oyun oynayalım.
Juguemos a un juego donde podéis ganar un millón de dólares.
Bir milyon dolar. Şaka mı bu?
Un millón de dólares. ¿ Es una broma?
Birisi bir milyon dolar çalmış.
Alguien ha robado un millón de dólares.
20 dolarına, bir haftaya gideceğine bahse girerim.
20 dólares a que en una semana ya se ha ido.
- 35,000 dolar. Ne kadar küçük bir tutar.
Una suma tan pequeña... 35.000 dólares.
100.000 dolar değerinde hayat sigortası poliçesi, ve derginin özel yayın haklarını alması için 500.000 dolar, yediye bölünmüş bir biçimde.
100.000 dólares del seguro de vida y medio millón de dólares por los derechos en exclusiva a la revista, dividido entre siete.
Montreal'deki bir bankadan çalınmış 100.000 dolar değerinde devredilebilir bölüşülmüş bono.
Cien mil en bonos al portador negociables. Extraídos de un banco de Montreal.
Milyonlarca dolar harcıyoruz ama güzel bir yemek bile yiyemiyoruz.
Millones de dólares y no se consigue comida decente en ningún lugar.
Eğer operasyonunu durdurup geri çekilirsen bir kereye mahsus altı milyon dolar alacağını iletmemi istediler.
Me dieron instrucciones de decirte que si desistes de tus operativos se te va a hacer un pago único de seis millones.
Gacha'ya konulan ödül bir milyon dolar.
La recompensa por Gacha es de un millón de dólares.
Beş bin dolar alıyorsun ve tek yaptığın yaşlı bir sapıkla yatmak.
Recibe cinco mil dólares y duerme con ese viejo pervertido.
Bir dakikalığına o anahtarı bana verirsen sana en gıcırından 100 dolar veririm.
Si me permites esa llave por un momento... Te daré un nuevo billete de 100 dólares.
Bunu aramızda küçük bir sır olarak tutacağız bu yüzden o anahtarı birazcık bana ver. Ben de karşılığında 100 dolar vereyim.
Mantendremos este pequeño secreto entre nosotros dos... así que déjame tener esa llave por un momento... y en recompensa, te daré 100 dólares.
Bu da bir 100 dolar daha.
Así que son $ 100 más.
Ben, Dewey Crowe'um ve arabayı sürmeye devam edeceğim. Bu sayede Kentucky Eyaletini ve Amerika Birleşik Devletlerini taciz, "imhal" ve "görevi suismatil" suçlarından bir daha 300 bin dolar vermekten kurtaracağım.
Soy el puto Dewey Crowe... y voy a seguir mi camino para ahorrarle al estado de Kentucky... y al gobierno de los EE.UU. de América... otros 300.000 dólares por acoso, "negligencia"... y "malversidad" general.
Bir çifti 200 dolar.
$ 200 el par.
1,800 dolar civarı bir öğrenci kredisi ödemem var ve taciz edip duruyorlar.
Tengo este préstamo estudiantil como de $ 1800, y ellos están acosandome y...
Intersite server yükünü küçük bir bölüme daraltmak yılda onlara onlarca milyon dolar tasarruf ettirir.
Reducir la carga del servidor de Intersite en una pequeña fracción, podría ahorrarles decenas de millones de dólares al año.
Ama bir milyon dolar için... Çeviri : Aytaç Kara @ aytackara
Pero, por un millón de dólares...
Size fazladan satış yapmaya çalışmıyorum. Ama sadece 500 dolar fazla vererek kendinize gerçek bir silah alabilirsiniz.
Mire, no estoy tratando de hacerle la venta fuerte, pero por 500 dólares más, puede llevarse un arma de alta potencia.
Hatta bir milyon doları Pablo'nun annesinin koltuğuna bile sakladılar.
Hasta metieron un millón de dólares en el sillón de la madre de Pablo.
Eğer bir tane bile Amerikan vergisi olan doların o fahişelere gittiğini bulursam, sizin başınıza bela olacak.
Si descubro que un solo dólar de contribuyentes estadounidenses fue a parar a una de esas prostitutas, se las verá conmigo.
Kaynak ve istihbaratımız Kolombiya'daki imalathaneleri basmamıza yardımcı oldu. Hepsi yerle bir oldu. 1 milyar dolar değerinde kokain ele geçirdik.
Con nuestros recursos y datos, se hallaron laboratorios por toda Colombia, se quemaron y se confiscaron más de 1000 millones de dólares en coca.
dolar 51
dolar mı 25
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
dolar mı 25
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
bir dakika bekle 619
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80
bir daha olmasın 24
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir dahaki sefere 163
bir de bana sor 80
bir daha olmasın 24