Bir daha olmayacak translate Spanish
2,225 parallel translation
Bir daha olmayacak.
No volverá a... suceder.
Kusura bakma. Bir daha olmayacak.
No volverá a pasar.
Bir daha olmayacak.
Y solo me ha pasado una vez.
Bir daha olmayacak.
No lo harás la próxima vez.
Bunu aklından çıkarmasan iyi olur çünkü bir daha olmayacak.
Ahora recuerda esto porque nunca volverá a suceder.
Bir daha olmayacak.
- No volverá a pasar.
Bir daha olmayacak.
No volverá a pasar.
Bir daha olmayacak.
Se acabó.
Üzgünüm, bir daha olmayacak, sayın yargıç.
- Disculpe. No se repetirá.
Bir daha olmayacak.
No volverá a suceder.
Aynı zamanda anne, baba ve bakıcı olamazsın. Bir daha olmayacak.
Mira, no puedes hacer de padre, de madre, de chacha, y encima, trabajar.
Bir daha olmayacak söz veriyorum.
Le prometo que nunca volverá a pasar.
Bir daha olmayacak.
No pasará otra vez.
- Bir daha olmayacak.
- No va a pasar otra vez.
Bu bir daha olmayacak.
No pasará de nuevo.
Bir daha olmayacak, söz.
¡ No volverá a pasar, lo prometo, lo siento!
Bir daha olmayacak.
Eso no volverá a pasar.
Bayan Donaghy sürekli beni kandırıp uzaklaştırıyor ama bir daha olmayacak.
La Sra. Donaghy me sigue engañando y escapándose, pero no más.
Bir daha olmayacak, diyecekler.
Nos dirán que no volverá a suceder.
- Bir daha olmayacak.
- No volverá a suceder.
Bir daha olmayacak anne.
no volverá a suceder, mamá.
Bir daha olmayacak.
Y no volverá a suceder de nuevo.
Lester, söz veriyorum bir daha öyle bir şey olmayacak.
Lester, prometo que no los golpearé más.
Böyle bir şey bir daha asla olmayacak!
Eso no va a pasar nunca, nunca más.
Bir saat daha kalabilmek için yalvarmanın hiçbir yararı olmayacak.
¡ Ah! Y no va a ayudar que me ruegues que te deje quedarte una hora más.
- Bir daha asla olmayacak.
- Esto nunca pasará de nuevo.
Daha sonra bize bağlayabilecekleri bir kanıtları olmayacak.
Y no hay forma de dejar rastro hacia nosotros.
Ve bu bir daha asla olmayacak.
Y... Eso no volverá a pasar.
Artık senin yardımına ihtiyacım yok bir daha da olmayacak.
Ya no necesito tu ayuda, ni ahora ni nunca.
Bir şey olmayacak. Daha uzun bir süre başımdasın.
No te librarás de mí por mucho tiempo.
Dinlenmeden devam edersek bir daha saldırdıklarında, Rahibelerle savaşacak gücümüz olmayacak.
Si seguimos sin descansar... no seremos capaces de enfrentarnos a las Hermanas cuando vuelvan a atacar.
Bu bir daha asla olmayacak.
Pero eso no volverá a pasar nunca más.
Bir daha Stan Lee ile dondurma yeme şansım hiç olmayacak.
- No, no.
Bir daha olmayacak.
- Lo era.
Seninle bir daha asla hiçbir cinsel münasebetimiz olmayacak.
Nunca volveremos a estar juntos de una forma sexual.
Onarınca da yarıklar ve uşaklar olmayacak artık. Gardiyan da sana bir daha asla zarar veremeyeceği yere kapatılacak.
Cuando eso suceda no habrá más grietas no habrá más Poseídos y el Custodio quedará encerrado y nunca volverá a lastimarte.
"Daha fazla bahane olmayacak" sloganından daha iyi bir seçim kampanyası sloganı olurdu.
Eso es un lema de campaña mucho mejor que : "Basta de excusas".
Bir daha asla olmayacak. Söz veriyorum.
Nunca volverá a pasar, lo prometo.
Bir daha hiç haberleşme olmayacak. Numaralara ne oldu?
No habrá más comunicaciones.
- Bir daha hiç haberleşme olmayacak. - Başardın, Angela.
"No habrá más..." Lo hiciste, Ángela.
Bir daha hiç haberleşme olmayacak.
"No habrá más comunicaciones."
Bir daha hiçbir şeye ihtiyaçları olmayacak.
Nunca necesitarán nada.
Bunu yapmamız için zorlarsanız, bir hasat mevsimi daha olmayacak.
Si nos hacen hacer esto, no habrá otra temporada de cosecha.
Böylece az önceki şey bir daha asla olmayacak.
Para que cosas como esas no vuelvan a pasar.
Son sınıf oyunumu kaçırdın bir daha asla olmayacak ve çok başarılıydık.
Te perdiste mi obra de teatro, y no se repetirá, y fue un gran éxito.
Hiçbir şey olmayacak, tamam mı? Bir yol daha var.
Se pondrá bien, ¿ verdad? Hey. Hay otra manera.
Çok üzgünüm bir daha hiç asla olmayacak.
Lo siento y - y nunca volverá a pasar.
Eğer iş birliği yapmazsan bir daha hiçbir haber yazma şansın olmayacak.
Si no cooperas, no tendrás oportunidad de escribir ese o cualquier otro artículo de nuevo.
Bir daha asla olmayacak.
Eso no volverá a pasar.
Bir daha asla olmayacak.
No volverá a ocurrir.
Jimmy'nin evinde olanlar bir daha asla olmayacak.
Lo que sucedió con Jimmy nunca debe volver a ocurrir.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmasın 24
bir daha olmaz 55
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmasın 24
bir daha olmaz 55
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha ki sefere 39
bir daha yapmam 21
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dilek tut 57