English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bir düşünsene

Bir düşünsene translate Spanish

1,654 parallel translation
Yine de bir düşünsene.
Piensa un poco en ello.
Bir düşünsene.
Piénsalo.
- Bir düşünsene?
- Imagínate.
O kürklerle dikebileceğimiz mantoyu bir düşünsene.
¿ Puedes imaginar el abrigo que puedo hacer con esas pieles?
Bu kürklerin ardı arkası kesilmeden geldiğini bir düşünsene, patron.
¿ Puedes imaginar un abastecimiento completo con esas pieles, jefe?
Bir düşünsene. Kazadan beri bir hayalet görmedim, Hastanede bile.
No he visto un solo fantasma desde el accidente ni siquiera en el hospital.
Bir düşünsene.
Pero piensa en eso.
Bir düşünsene.Annem gittiği her yerde bir ceset buluyor sanki, değil mi?
Bueno, piénsalo. ¿ No parece que a dónde sea que mami va, encuentra cadáveres?
1500 dairenin satış tutarını bir düşünsene.
Imagina la cantidad de dinero de vender 1,500 unidades.
Evet ama bu bunalımla çok daha iyi başa çıkabilirsin bir düşünsene nefis, rahatlatıcı bir...
Piensa en lo bien que lidiarás con esa crisis luego de unas relajantes...
Bir düşünsene.
Piensa en ello.
Ama o bizim tek bağlantımız. Yani, bir düşünsene.
Bueno, al menos es nuestra única conexión.
Yani bir düşünsene... eğer Nehirkenarı'ndan hiç ayrılmasaydın... Brooke'u asla elde edemezdin... hem de iki kez.
Es decir, si nunca te hubieses ido de Rivercourt, nunca habrías conseguido a Brooke.
Bir düşünsene.
Imagínatelo.
Bir düşünsene.
Sólo piénsalo, ¿ sí?
Bir düşünsene, çok mantıklı.
Parece lógico si lo piensas.
Bir düşünsene!
¡ lmagínate!
Yine de bir düşünsene.
Si lo piensas...
Kalçama, sırf canı istediği için tokat atan her erkekten bir dolar alsaydım..... bir düşünsene.
Si me hubiesen dado un dólar por cada tío que me ha palmoteado el culo solo porque tenía ganas... aunque ahora que lo pienso, lo hice.
Hayır, bir düşünsene.
No, piensa en ello.
Yani, bir düşünsene, o kadar uzak bir gezegenden gelip Xcalibur'a gelip bowling oynamazsın.
Quiero decir, piénsalo, no hay manera de venir desde otro planeta e ir a la bolera Xcalibur. Habrías conseguido un rock'n'bolo.
Haydi, Mihrapta seni görünce Judith'in suratını bir düşünsene.
Oh, vamos. Imagina la cara de Judith Ccuando te vea entrar al altar.
Seni takip edip aynen benim gibi olduğunu gördüğümde neler hissettiğimi bir düşünsene.
Imagino cómo te sentiste cuando me rastreaste y descubriste que eras exactamente como yo.
İnsan bedenini yemek için nasıl da kararlı olman gerektiğini bir düşünsene
Piensa en las ganas que tienes que poner para comer un cuerpo.
Bir düşünsene, bu hafta sonunda, Cabo'da olacağız.
Sólo piensa esto, el fin de semana estaremos en El Cabo.
Bunu bir düşünsene.
Piénsalo.
Yani, bir düşünsene...
Quiero decir, piénsalo...
Buranın büyük bir oda olduğunu söylemeye çalışıyordum. Düşünsene monitörler açıkken, buraya sadece yedi kişi girebiliyor.
Sólo digo que es un cuarto gigante, considerando que sólo 7 personas... pueden estar en él cuando los monitores están encendidos.
Eve sırtımda bir dövmeyle gitsem düşünsene babam ne derdi.
- No. ¿ Te imaginas lo que mi padre me haría de aparecer con un tatuaje?
Düşünsene bir kere bu veritabanına katıldıktan sonra, işverenlerimiz, sigorta şirketlerimiz genetik kodlarımızı yalnızca yarınımıza bakmak için değil onu sınırlamak için de kullanabilirler.
Piensa en eso. Con esa base de datos, nuestros empleadores y compañías de seguridad pueden usar nuestros códigos genéticos y no vislumbrar nuestro futuro sino limitarlo.
Düşünsene, bunlar eğer gerçek kafa olsaydı felaket bir gün olurdu.
Sólo piensa, si fueran cabezas verdaderas sería un día terrible.
Bir kadının bunu taktığını düşünsene.
¿ Te das cuenta de que lo usó una mujer como nosotras?
Bir ay sonra Erik'le yapmaya karar verdiğini düşünsene.
Imagina dentro de un mes cuando decidas hacerlo con Erik.
Düşünsene bu güzel bir plan.
Es decir, piénsalo.
Ayrıca düşünsene kaçak bir katil sadece onun konumunu sağlamlaştırır.
Y con un asesino suelto, su puesto se hace más importante.
Bir eleştirmenin "Entiripüftenizm" yazdığını düşünsene.
Imagina a un crítico escribiendo una reseña de "Próstata-y-ella".
Demek istediğim, bi'düşünsene. o adam ile senin aranda bir bağ olabilir.
Piénsalo, tú y ese tipo podrían ser parientes.
Nasıl bir çocukluk geçireceğini düşünsene.
Imagínate el tipo de niñez que tendrá.
Sen söyle, katolik bir okul ihbar etmeyecek yüzdeliği düşünsene.
Si consideras que es una escuela católica el porcentaje disminuye aún más.
Bir de şimdi düşünsene.
¿ Te puedes imaginar?
Düşünsene, sosyeteden birinin bir göz ameliyatından sonra görmek isteyeceği son şey, yanında birinin kan nakli yapıyor olması.
Si lo piensas lo último que una persona de la alta sociedad quiere ver luego de su operación es que a alguien le estén haciendo diálisis, ¿ verdad?
- Bir düşünsene :
- Sí, piénsalo.
Bir düşünsene.
Me imagino...
Düşünsene, daha bu akşam resmi bir yazar benim kusmuğumu temizledi.
Solo pienso : Temprano esta noche, un nuevo poeta publicado limpió mi vómito.
Düşünsene bir.
Piénsalo.
Bir de yakalandığını düşünsene.
Oye, estar preso debe ser una joda.
Düşünsene bir.
Pensad en ello.
Bir de kaskını taktığını düşünsene.
Imagínate su hubiera usado un casco.
Hiç de değil. 36 saatlik bir uçak yolculuğu yaptığını düşünsene.
Eso noe s verdad.Imagina que tuvieras un vuelo de 36 horas.
Dünyanın bizim olduğunu bir düşünsene.
Solo piensa que el mundo entero es nuestro.
Ya düşünsene, gökyüzünde bir metal yığının içindeyiz.
Pienso en un trozo de metal en el cielo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]