Bir itirafta bulunacağım translate Spanish
118 parallel translation
Bir itirafta bulunacağım Madeleine.
Tengo algo que confesarte, Madeleine.
- Hayatım, bir itirafta bulunacağım.
- Querida, tengo que confesarte algo.
Bir itirafta bulunacağım. Gelmeyi istemeni umuyordum.
Lo reconozco, esperaba que quisieras venir.
- Bir itirafta bulunacağım.
- Tengo que confesarle algo.
- Bir itirafta bulunacağım.
- Debo confesarle algo.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesarte algo.
Sana bir itirafta bulunacağım :
Tengo que hacerle una confesión.
Açıkçası, felek çalışan kızı korur. Şimdi bir itirafta bulunacağım.
Dios protege a la mujer trabajadora.
Ben... bir itirafta bulunacağım, Lalage.
- Tengo que confesarte algo.
Bir itirafta bulunacağım, Albay Casey...
- Lo admito, coronel Casey.
Size bir itirafta bulunacağım. Christian'a yalan söyledim.
Debo decirle la verdad, mentí a Christian.
Bir erkeğe dahi söyleyemeyeceğim bir itirafta bulunacağım.
Te confesaré algo que no diría a ningún hombre.
- Bir itirafta bulunacağım.
- Tengo que hacer una confesión.
Ben bir itirafta bulunacağım.
Lo que es, lo que hago...
Bir itirafta bulunacağım.
Gustaría confesar.
Tam tersine, esas ben size bir itirafta bulunacağım.
Al contrario, Princesa, soy yo quien debe confesar algo.
Küçük bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesarte una cosita.
- Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesarte algo.
Sevgilim, bir itirafta bulunacağım.
Tengo algo que confesar, mi amor.
Ben de bir itirafta bulunacağım.
Yo también tengo una confesión.
Dinle, Mohan. Bir itirafta bulunacağım.
Mohan tengo que confesar.
Bir itirafta bulunacağım.
Arriesgare todo.
Bende bir itirafta bulunacağım :
Debo confesar algo :
Ben de bir itirafta bulunacağım.
Pues yo también tengo algo que confesar.
- Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que hacer una confesión. Esto va a ser bueno.
Pandu, bir itirafta bulunacağım.
Pandu... Tengo que confesarte algo.
Ben de bir itirafta bulunacağım. Ben de evliyim.
Yo también tengo que confesarte algo : yo también estoy casado.
- Dinleyin, bir itirafta bulunacağım.
Escuchad, tengo algo que confesaros.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesarte algo. - Si dime
Size bir itirafta bulunacağım, Poirot.
Voy a confesarle una cosa, Poirot.
Will, bir itirafta bulunacağım.
Will, tengo una confesión que hacer.
" Hans, bir itirafta bulunacağım.
" Hans, tengo que confesarte una cosa.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesar una cosa.
- Bir itirafta bulunacağım.
Debo hacer una confesión.
Simpson, bir itirafta bulunacağım.
Simpson, tengo que confesarle algo.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesar.
- Hımm, hayatım... Bir itirafta bulunacağım.
Cariño, debo confesarte algo.
Size bir itirafta bulunacağım.
Tengo algo que confesar.
- Al, bir itirafta bulunacağım.
Tengo que hacerte una confesión.
Küçük bir itirafta bulunacağım.
Tengo que confesarte algo.
- Bir itirafta bulunacağım Frasier.
Frasier, tengo que confesarte algo.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo una confesión que hacer.
Bir itirafta bulunacağım.
Debo hacerte una confesión.
Sana bir itirafta bulunacağım.
Tengo que hacerte una confesión.
Buffy, bir itirafta bulunacağım.
Buffy, tengo que decirte...
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo algo que admitir...
Ben de sana bir itirafta bulunacağım.
Verás, yo también tengo algo que confesarte.
Hanımefendi, bir itirafta bulunacağım.
Querida señora, debo confesarle algo.
Bir itirafta bulunacağım.
Tengo que hacer una confesión.
Ben de küçük bir itirafta bulunacağım.
Yo también debo hacerte una pequeña confesión.
Sana bir itirafta bulunacağım, Jackie.
¡ Casi me congelo pasando una noche en la naturaleza!
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36