Bir kitap translate Spanish
6,638 parallel translation
- Bir kitap mı?
- ¿ Un libro?
Onun karısını elinden aldın, hakkında bir kitap yazdın onun gibi bir öğretmen oldun.
Robó a su esposa, escribió un libro sobre él, se convirtió en profesor como lo era él.
Oğlunuz hakkında bir kitap yazıyorum.
Estoy escribiendo un libro sobre su hijo.
Her zaman beni bir kitap gibi okuyabildiğini söylerdin.
Siempre dijiste que podías leerme como un libro.
İncil dışında bir kitap en iyi böyle işe yarar.
Aparte de la Biblia, no verá libro mejor utilizado.
İyi bir kitap.
Un buen libro.
Kenya ile küçükken, eski Avrupa şehirlerinin fotoğraflarının olduğu bir kitap bulmuştuk.
Sabes, Kenya y yo, cuando éramos pequeñas encontramos un libro que tenía fotografías de viejas ciudades europeas.
O zaman neden Rusça bir kitap okumayı denemiyorsun?
Entonces ve a leer un libro ruso.
Sully Sullivan hakkında bir kitap yazıyorum.
Estoy trabajando en un libro sobre Sully Sullivan.
Hızlıca, senin önerebileceğin ebeveynlikle ilgili iyi bir kitap var mı?
Muy rápido, ¿ algún libro bueno sobre paternidad que puedas recomendarme?
Sherlock Holmes adında bir çok kitap var ama Memur Hernandez adında bir kitap yok.
Está lleno de libros que se titulan Sherlock Holmes y no hay ninguno que se titule Oficial Hernández.
Walpole'dayken insanların neden nefret ettikleri hakkında bir kitap okudum.
Cuando estaba en Walpole... Leí un libro del por qué la gente odia.
Bir kitap buldun değil mi Stan?
Encontraste un libro, ¿ verdad, Stan?
Caddenin yukarısında oturan babamdan bir kitap almaya gittim. Dönerken de bir uğrayayım dedim.
Estaba en la calle eligiendo un libro para mi padre... y pensé que sería...
Sonunda ailede bir kitap sever daha çıktı.
Oh, finalmente, otro lector en la familia.
Kendi başına bir kitap okuyordum.
ESTABA EN CASA LEYENDO UN LIBRO.
Herhangi bir kitap değil.
No es cualquier libro.
Sol cebimde bir kitap var.
Hay un libro, bolsillo izquierdo.
Bu yüzden bunun hakkında bir kitap yazdım.
Por eso escribí un libro al respecto.
Marcus Fox için bir kitap yapılmamıştı.
No se hizo libro para Marcus Fox.
Tanıdığı bir sanat tarihçisi della Francesca üzerine bir kitap yazıyormuş.
Un historiador del arte que él conoce está escribiendo sobre della Francesca.
Geçenlerde karantina bilimiyle ilgili bir kitap okumuştum,... sizinle tartışmayı bekliyordum.
De hecho, acabo de leer un libro sobre la ciencia de la cuarentena... y ansío poder discutirlo con usted.
Göçte mültecilerle ilgili bir kitap yazıyordum.
Estaba haciendo un libro sobre los refugiados, sobre el éxodo.
Bir Atlantik Ormanını yeniden yeşillendirmeyi öğreten bir kitap yoktu.
No había libros que enseñaran a replantar una selva atlántica.
Bana bir kitap gönderdi.
Me ha enviado por mensajero un libro.
Charlie Skinner'ın görev peşinde olduğunu ve sana bir kitap gönderdiğini söyledin. Don Kişot Bakın.
Has dicho que Charlie Skinner tenía una misión y que te mandó por mensajero un libro.
- İkizler hakkında bir kitap.
- Un libro sobre gemelos.
- Sadece ilginç bulabileceğin özel bir kitap.
- Solo un libro excepcional que puedes encontrar interesante.
Sadece ana Kütüphanede olduğunu bildiğin bir kitap söyle.
Nombre un libro,... algo que usted sabe que sólo está en la Biblioteca principal.
Kim aldıysa yerine 20 dolar bırakmış, neredeyse bir kitap fiyatı.
Um, quien llevó el pollo se Quede Atrás 20 BUCKS que es el valor contable azul bastante.
Ve süpürgeliği çıkardığımızda, bu notun içinde olduğu bir kitap bulduk.
Y cuando separamos el rodapié con una palanca, encontramos un libro con esta nota dentro.
Bu bir kitap.
Es un libro.
Brendan sahte bir 19. yüzyıl kitabı yapmaya çalışmıyordu... 19. yüzyıl'a dikkat çeken bir kitap yapmaya çalışıyordu.
Brendan no estaba intentando crear un libro falso del siglo XIX... creó un libro que apuntaba hacia el siglo XIX.
- Orada bir kitap evim var.
Soy dueño de una librería allí.
Muhtemelen yıllık ücreti olan bir özel okuldur. Ve sonra seni ek para için sıkıştırırlar. Kitap parası vb...
Probablemente sea algún colegio privado que cuesta un millón de dólares al año y luego te exprimen más dinero todavía con ferias del libro y subastas secretas.
Hesap-kitap yapmadan yalnızca sapma açısını hesaba kattığımızda bile bina, bir günden fazla ayakta kalamayacaktır.
Teniendo en cuenta el ángulo desviación, el edificio no resistirá más de un día.
Bir sürü kitap var.
Hay un montón de libros.
Bir süre onları dışarı çıkarmaktan, onlara kitap okumaktan ve oyunlar oynamaktan memnun oluruz.
Nos alegra pasar el rato, leer a los niños, quizás jugar a algún juego.
Kitap turumdaki bir sonraki mekanı arayıp, Don Todd oynamaya devam ediyor diyeceğim.
Voy a llamar a mi próxima parada de la gira de mi libro para decirles que Don Todd pasa.
Kutsal kitap dilin huzursuz, kötülük dolu ölümcül bir zehirli olduğunu söyler.
Las Escrituras nos dicen que la lengua es un mal inquieto lleno de veneno.
Oradan bir şey almışsın bir de, kitap gibi...
¿ Y que fue lo que le quitaste? ¿ Fue...?
Kitabın kendine has bir havası olsun istiyorum işte. - Kitap mı?
Quiero que el libro parezca autentico.
Elindeki bu kitap ölümün bir ceza olmadığını kanıtlamaktadır.
Que este libro esté en tus manos demuestra que la muerte no es un castigo.
Bizim için Kitap bir bilgi kaynağı ama İnsanlığın Düşmanları'nın elinde tüm ordulardan güçlü bir silah olacaktır.
Para nosotros, el Libro representa conocimiento. En manos del Enemigo del Hombre, será un arma más poderosa que cualquier ejército.
Bir sürü havalı kişiyle ve muhteşem kitap zevki olan güzel kızlarla tanışıyorsun.
Te expones ante toda esta gente guay, como chicas guapas con un gusto genial en libros.
Kitap dükkanına yakın bir çöplükte küçük bir şişe bulduk.
Encontramos un frasco con popper en una papelera cerca de la librería.
O zaman bu sahte bir nadir kitap?
¿ Entonces es una falsificación de un libro raro?
Her neyse, kitap dükkanına geri gidebilir miyim diye soracaktım, Brendan oranın karmakarışık olmasını hiç istemezdi, ve bir süpürge kapıp düzene sokmak istiyorum.
Cambiando de tema, esperaba poder volver a la librería ya sabes, sé que Brendan no querría que estuviera desordenada y solo barrería para limpiar un poco.
Bir çeşit kitap-hastası mısınız?
¿ Es usted una especie de bibliófila?
Öyleyse, kitap bir sigorta poliçesi gibiydi.
Así que el libro era como su póliza de seguro.
Belki kitap kulübümüz için bir şey önerebilirsin o zaman.
Quizá nos puedes recomendar algo para nuestro club de lectura.
kitap 137
kitaplar 88
kitap mı 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
kitaplar 88
kitap mı 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kere 190
bir katil 56
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50
bir kız mı 24
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kaza 50