Bir kaza translate Spanish
6,420 parallel translation
Sam beni arayıp kötü bir kaza geçirdiğini söyledi.
Sam me llamó y me dijo que habías sufrido un terrible accidente.
Atış poligonunda bir kaza mı oldu?
¿ Hubo un accidente en el polígono de tiro o algo?
Taksirle öldürme ya da tamamen bir kaza olabilir.
U homicidio imprudente o un accidente.
Bir kaza oldu.
Hubo un accidente.
Biliyorum ama fark edip beğenince garip oluyor. Bir kaza olduğunu falan mı sanıyor ne?
Lo sé, pero entonces es raro porque cuándo se dará cuenta, y cuando lo haga, ¿ creerá que es un accidente?
- Muhtemelen sadece bir kaza falandır.
Tal vez sea un accidente o algo.
Sadece bir kaza olduğunu söylediler.
Solo hablaron de una especie de accidente.
O bir kaza değildi.
No fue un accidente.
Küçük bir kaza geçirdim.
Tuve un pequeño accidente.
- Siz ve ortağınız bir kaza geçirdiniz.
Usted y su compañero tuvieron un accidente.
- Dinleyin o bir kaza falan değildi.
- Tranquila. ... ese choque no fue un accidente.
Annen bir kaza geçirdi.
Tu madre. Hubo un accidente.
Ona gelince, bir kaza geçirdi ve iyi bir şekilde toparlandı.
En lo que a ella respecta, tenáa un accidente y ella hizo que fuera muy bien.
Bu ölüm bir kaza olabilir.
Ya sabe, esta muerte podría ser solo un accidente.
- Terry herkese bunun bir kaza olduğunu söyledi.
Terry le dijo a todos que fue un accidente.
Çok kötü bir kaza.
Un accidente ahorrible.
Komiser Fontaine kaldığınız yerden bir kaza ihbarı aldıklarını söyledi.
El Comisario Fontaine dijo que la policía había acudido a un aviso de accidente en vuestra residencia.
İlk bakışta, bir kaza gibi görünüyor.
¿ Qué sabemos? Por lo que se ve, parece un accidente.
Ayrıca bu kazanın neden bir kaza olmadığını da açıklayabilir.
Sí, y por qué su accidente tal vez no fue un accidente.
O zaman bunun bir kaza olduğunu düşünüyorsunuz? - Öyle.
¿ Así que cree que fue un accidente?
- Yüzerken bir kaza geçirdiğini duydum.
Oí que tuvo un accidente nadando.
- Oldukça ciddi bir kaza.
- en un accidente serio.
Bayan Trevorrow, bunun bir kaza olmayabileceğine inanıyoruz.
Sra. Trevorrow, tenemos motivos para creer que no fue un accidente.
Bana bir kaza olduğunu anlatmaya çalışmayın.
No me estarás diciendo que fue un accidente, ¿ no?
Bisikletiyle kötü bir kaza geçirdi, efendim.
- Tuvo un accidente en bicicleta, señor.
Tekerlekli sandalyenizle merdivenlerde bir kaza.
Un accidente en las escaleras en su silla de ruedas.
- Bir kaza olduğunu duydum.
Tengo entendido que fue un accidente.
- Ne korkunç bir kaza.
Qué accidente tan terrible.
Kontrolü gerçekten kaybettiğinizde de bir kaza uydurma planınız neredeyse tamamen engellendi.
Y tu plan de simular un accidente casi fue frustrado cuando perdiste el control de verdad.
Efendim, bir kaza olmuş.
Señora, ha habido un accidente.
O, artık burada değil oğlum, altı ay önce, bir kaza geçirdi.
Porque ella no está aquí. Tuvo un accidente hace 6 meses.
Ne tür bir kaza?
- Qué clase de accidente.
Catherine, annen bir kaza geçirdi. İnme mi geçirmiş?
- Catherine, hubo un accidente.
Olanların bir kaza olduğunu sanmıyorum baba.
Papá, no creo que hoy sea un error.
Bunun gerçekten de bir kaza olduğunu mu söylüyorsun?
¿ En serio te estás refiriendo a eso como un accidente?
Onlar olmadan bunun cinayet mi yoksa talihsiz bir kaza mı olduğuna karar vermek yanlış olur.
Sin ellos sería atrevido calificar los hechos como homicidio o trágico accidente.
Bunun bir kaza olduğunu zannediyordum.
Pensé que era un accidente.
Bunun bir kaza olmadığını mı demek istiyorsun?
¿ Quieres decir que esto no es un accidente?
Bu talihsiz bir kaza mı yoksa bir örtbas etmek mi?
¿ Se trata de un desafortunado incidente o de una tapadera?
Küçük bir kaza geçirdiğimi de bilmen gerekiyor tabii.
Bueno, si quieres saberlo, tuve un pequeño accidente.
Hah burdasın.Errol ufak bir kaza geçirdi.
Aquí estás. Ha habido un pequeño accidente con Errol.
Bir kaza çıkmadan gelebildik.
Pudimos hacerlo sin incidentes.
20 yıl önce bir kaza oldu ve burası kapatıldı.
Tuvieron un accidente hace 20 años y cerraron.
Annen bir kaza geçirdi.
Hubo un accidente.
Kaza geçirdi ve bir gözü kör oldu.
Tuvo un accidente, se quedó ciega de un ojo.
Ajan Ressler, kaza sırasında bir kafa travması geçirmiş.
El Agente Ressler sufrió un trauma considerable en la cabeza en el accidente.
Kaza olmayacak diye bir şey yok.
Los accidentes pasan.
Fran, küçük bir omurga kırığı var Lütfen skydiving kaza.
Fran, tienes una pequeña fractura vertebral de tu accidente de paracaidismo.
Dinle, ah, küçük bir kaza oldu.
Tuve un accidente.
Yoldan geçen bir sürücü kaza yerinden aramış.
Bueno, un conductor que pasaba llamó y avisó del accidente.
Bir tanesi maktulun bulunduğu yere 400 metre uzakta kaza yapmış.
Uno que se estrelló a medio Km. de donde se encontró a la víctima.
bir kaza oldu 74
bir kazaydı 140
bir kaza geçirdi 16
kazan 69
kazak 25
kaza 70
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
bir kazaydı 140
bir kaza geçirdi 16
kazan 69
kazak 25
kaza 70
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazara 18
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazandın 147
kazandık 165
kazandı 52
kazanan 93
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazaklar 20
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazayla oldu 24
kazara oldu 25
kazaydı 82
kaza mı 58
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazaklar 20
kazandım mı 18
kazandık mı 21
kazayla oldu 24
kazara oldu 25
kazaydı 82
kaza mı 58