Bir kadın mı translate Spanish
9,215 parallel translation
İri bir kadın mıydı?
Era una mujer de gran tamaño?
Kutsal bir kadın mı?
¿ Una mujer santa?
Dişsiz yaşlı bir kadın mıyım?
¡ ¿ Soy una mujer vieja desdentada?
Bir de yaşlı bir kadın mı çalıştırıyorsun?
- Vaya, ¿ explotas a una viejecita?
Bırakalım Kral dürüst bir Fransız kadınıyla evlenebilsin.
Liberar al rey para casarse con una honesta mujer francesa.
Artık farklı bir kadınım.
Ahora soy una mujer diferente.
Bir kadının yardımıyla.
Una mujer me ayuda.
Seni hayatın boyunca tanıyorum George Tucker. Ve ne zaman istediğini almak için bir kadına oynadığını anlarım.
Te he conocido toda tu vida, George Tucker, y sé cuando estás intentando convencer a una mujer para conseguir lo que quieres.
Çok şanslı bir kadınım.
Soy una mujer muy afortunada.
Gravely bu adam yarım perde arkasına saklanıyordu, bir kadın olma numarası yaparak.
Gravely... este hombre se escondía detrás de una cortina a media asta pretendiendo ser una mujer.
Bir kadın olarak tanınmadan önce,... - Jason'ın hayatını bize anlatır mısınız?
Podría contarnos sobre la vida de Jason, cuando fue que se presentó como una mujer?
Yani kadın elbiselerini giymesi bir kenara bırakıp mı karanlık taraf diyorsunuz?
Quiere decir un lado oscuro aparte de la parte donde se viste de mujer?
Seni böylesine güzel bir kadın olarak gördüğümde arzularımı güçlükle kontrol edebiliyorum.
Apenas puedo controlar mi deseo cuando veo a una mujer tan hermosa.
Seni bir kadın yapacağım.
Voy a hacer de ti una mujer.
Warrant'ı gerçekleştirmemize yardım ettin. Kızı kurtardın, kitle imha silahını deli bir kadından kurtardın.
Digo que nos ayudaste a cumplir la orden, salvar a la chica, e impedir que un arma de destrucción masiva cayera en manos de una señora loca.
Zar zor tanıdığım bir kadın için bütün hayatımı çöpe mi atayım?
¿ Quieres que arroje mi vida entera a la basura - por una mujer que apenas conozco?
Ne? Bir kadın kaldıramaz mıyım?
¿ Crees que no puedo seducir a una maldita mujer?
Ben eğitimli bir kadınım.
Soy una mujer educada.
Bir kadının sezgisine ihtiyacım var.
Necesito la intuición de una mujer.
Magnolia'nın erkek arkadaşı Chet'le tanıştım. Ukala, gıcığın teki. Rodeoda boğalara biniyor diye Tanrı'nın kadınlara bir lütfu olduğunu sanıyor.
Bueno, acabo de conocer a Chet, el noviete de Magnolia, ese gallito, pequeño bastardo molesto que cree que es un regalo de Dios para las mujeres porque monta toros en el rodeo.
Ben yetişkin bir kadınım ve senden çok hoşlanıyorum yani çıkalım bitsin işte.
Soy una mujer mayor. Y me gustas así que hagamos esto.
Belki bana bakınca yaşlı bir kadın görüyorsundur. 61 yaşındayım zaten.
Quizá, cuando me mira, ve usted a una mujer mayor, y tengo 61 años.
Demem o ki sırf yaşlı bir kadınım diye sırtım pek, karnım yumuşak sanma.
La cuestión es... no asuma, solo porque soy una mujer mayor, que mi espalda es débil y mi estómago no es fuerte.
Yani pratikte diyorum bir insan, evli bir insan olarak tam kapasitesini karşılayan hayatı sürmediğinden endişeli bir kadınım.
Lo que digo es que se asemeja. Como persona, una persona casada, una mujer a la que le preocupa no estar sacando todo su potencial.
Yanan Adam'ı bir sonraki kundaklama sahasında bulsak bile kaçırdığı genç kadın ölmüş olur. - Daha fazla kaynağa ihtiyacımız var.
Aunque encontremos la casa que va a quemar el Pirómano, la joven que ha secuestrado ya estará muerta.
- Kurtaracağımız genç bir kadının hayatı var hala.
Lo del Pirómano es un rescate. Aún tenemos que salvar la vida de una chica.
Daha önce tanışmadığımız hatta adını duymadığımız bir kadını getirmek mi?
¿ Una mujer que nunca conocimos ni de la que hemos oído hablar?
Yaşlı bir kadını mı gasp ettin?
¿ Le has robado el bolso a una abuela?
Bedenini öğrenmeli, cüzdanımı kullanarak bir beden küçük, hoş bir şeyler almalısın. Kadınlar buna bayılır.
¿ Por qué no coges mi cartera, y le encuentras una talla, le compras algo bonito, una talla menos?
Yani ben kimim de hamile bir kadını hamur işlerinden mahrum bırakacağım?
Después de todo, ¿ quién soy yo para negar a una mujer embarazada sus pasteles?
Hiç bir siyah erkek, kadın, veya çocuk size yardım etmeyecek Dedektif.
Ningún hombre negro, mujer o niño va a ayudarte, detective.
Geride kaldı ve umarım o kadını bir daha asla görmek zorunda kalmam.
Bueno, se terminó, y con suerte, no tendré que ver más a esa mujer de nuevo.
Ben bir profesyonelim ve ayrıca evli bir kadınım.
Soy una profesional y una mujer casada.
Bana dürüst ol, zengin ergenlerle başa çıkmak için yaşlı bir kadını mı kazıklıyorsun?
Eres una quisquillosa conmigo por vender a adolescentes ricos y ¿ tú robas a una anciana?
- Ben güçlü bir kadınım.
No. Soy una mujer fuerte, ¿ bueno?
Devam eden bir soruşturma. Fotoğraftaki kadın ve gençle ilgili ufacık bir yardım bile oldukça yardımcı olacaktır.
Es una investigación en curso, así que lo que pueda contarnos sobre esta mujer o el joven de la foto lo agradeceríamos mucho.
Halbuki ben..... gerçekten erdemli bir kadını, esir hayatından kurtarmaya çalıştım.
Mientras que yo me esforzaba para salvar a una mujer genuinamente virtuosa de una vida de servidumbre, y pena.
Eğer benim kadınım olsaydın asla böyle bir şey yapmak zorunda kalmazdın.
Si fueras mi mujer, nunca habrías tenido que hacer eso.
Bu dünyaya bir kadın sokmadım. Oğlumun birisinin orospusu olduğunu görmek için mi?
No traje una mujer... a este mundo, ¿ y veo que mi hijo se convierte en la puta de alguien?
- Suçlu kocasına eşlik eden bir kadın, hiç duymamıştım.
Una mujer acompañando al criminal de su marido... - nunca lo había oído.
Artık adamımız bu ; kızamığın kırıp geçirdiği kabileden sağ çıkan iyi bir Hıristiyan ailenin yanına aldığı balina avcısının ve yerli bir kadının oğlu.
Ahora, nuestro hombre de aquí... hijo de un ballenero y una nativa. rescatado después de que el sarampión borrara su tribu... recogido por una buena familia cristiana.
- Tasha'yı çok zengin bir kadın yaparım.
La convertiré en una mujer muy rica.
Ofisin veya büron beni aradı elbette fakat geçen akşam, resim çekmeye çalışan kızıl saçlı, iğrenç bir kadını buradan uzaklaştırmak için polis çağırdım.
Me llamaron de su oficina o agencia, por supuesto, pero anoche tuvimos que hacer que la policía retirara a una repulsiva mujer pelirroja que intentaba sacar fotos.
Bu gece, yanındaki büyüleyici kadının eşlik edişinin keyfini süren sıradan bir adamım.
Esta noche, soy solo un hombre que disfruta la compañía de una mujer cautivadora.
Acil bir durumu çözmek için yardımıma, uzman bir iş kadını olarak yeteneklerime ihtiyacın olduğunu söyledin ama sadece gelip bira aldık.
Bueno, dijiste que necesitabas mi ayuda, mi experta agudeza empresarial para lidiar con una emergencia. Y solo has comprado cerveza.
Ben yetişkin bir kadınım kendi başımın çaresine bakabilirim.
Soy una chica mayor. Puedo cuidarme sola.
Yürüyüp gidebilirdim ama böyle benzersiz bir kadın tanımadım hiç.
Debería haberme alejado, pero... nunca he conocido a una mujer como ella.
Ben görevdeki bir kadınım.
Soy una mujer con una misión.
- Çünkü ben renkli bir kadınım.
- Porque soy una mujer de color.
Kadın doktorları kabul eden bir yasayı imzaladığımı hatırlamıyorum.
No recuerdo haber firmado leyes que permitieran mujeres médicos.
- İyi bir kadının var mı?
Tienes una buena mujer?
bir kadın 232
bir kadın olarak 17
bir kadının 32
bir kadına 18
kadın mı 89
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
bir kadın olarak 17
bir kadının 32
bir kadına 18
kadın mı 89
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004