Bir kadın olarak translate Spanish
1,523 parallel translation
O beni asla bir kadın olarak sevmedi. Asla da sevmeyecek.
Ese hombre jamás me amó y nunca lo hará.
Ama bir kadın olarak... neler yaşadığımı biliyorsun.
Pero como mujer sabe hacia donde voy
Bir kadın olarak, bu tür duruşmalar bana hakaretmiş gibi geliyor.
Como mujer, me ofende la avalancha de estas demandas.
Hey, anne, Alex çekici bir kadın olarak insanlardan bedavaya bir şeyler alabileceğini keşfetti.
Mamá, Alex ha descubierto que es una mujer atractiva, que puede conseguir cosas de la gente.
Benim merak ettiğim, hepimizin sizi heteroseksüel olarak yanlış tanımamıza yol açarken, beni siyah bir kadın olarak açılmaya nasıl bu kadar zorlarsınız?
Lo que quiero saber es cómo justificas presionarme tanto para que me "descubra" como una mujer negra cuando mientras tanto, nos has intentado hacer creer que eres heterosexual
Pekala, danışma için, Dana, bir kadın olarak bir erkekten aynı nitelikleri arıyorum.
Bien, por tu información, Dana yo busco las mismas cualidades en un hombre que en una mujer.
3 yıl, bir kadın olarak saklandı.
Por tres años, se escondió como una mujer.
Güvenlikten bir kadın olarak geçmek.
Pasar el control de seguridad como mujer.
Sadece hissetme şansı istiyor. Ya da en azından... ereksiyon olmak için kadınları cinsiyetsizleştirecek kadar... korkak erkeklerin olduğu o ülke yerine, bu ülkede yaşasaydı... bir kadın olarak nasıl görünürdü, işte bunu görmek istiyor.
Lo único que quiere es una oportunidad de sentir, o en último caso... de verse como la mujer que podría haber sido si hubiera vivido aquí... y no en un lugar donde los hombres son tan cobardes... que tienen que castrar a sus mujeres para poder tener una erección.
Bizim, bir erkek ve bir kadın olarak olduğumuz her şey için orada duran sosu?
¿ El jarabe que representa todo lo que somos como un hombre y una mujer?
Sanırım buradan özgür bir kadın olarak çıktı.
Creo que acaba de salir como una mujer libre.
Bir kadın olarak, anlayış göster.
De mujer a mujer.
Bir kadın olarak itibarımı bana verirken bir öğretmen olarak bütün itibarını yitirmiştin.
Al darme dignidad como mujer..... tu perdiste toda dignidad como maestro.
Bir kadın olarak, en iyi ırk. Özellikle de, benim gibi aktris olmak istiyorsan.
Como mujer, es la mejor raza especialmente si quieres ser actriz, como yo.
Bir kadın olarak, etkilenmemek elde değil... hergün mahkemeye gelişi... çenesini dik tutuşu, göğsünü... göğsünü ileri çıkarışı. Gözlerindeki çelik gibi sağlam kararlılık...
Como mujer, es difícil no sentirse inspirada por su marcha hacia la corte cada día con su mentón en alto, con su pecho su pecho erguido una dura determinación en sus ojos...
Çok zayıf bir kadın olarak uyanacağım.
Cuando me despierte voy a estar tan flaca.
Böyle yapalım dedik, çünkü Dan ile evlenmeden önce bağımsız bir kadın olarak dağıtmak için son fırsatım.
Decidimos que al ser mi última noche como mujer libre... antes de casarme con Dan, enloqueceríamos.
Siyah Latin bir kadın olarak, bir kimlik oluşturmak için kendi ırksal sınıfımızı hakettiğimizi düşünüyorum Jerry.
Soy latinegra y necesitamos nuestra propia categoría racial. Eso pienso yo.
Bir ev kadını olarak görevlerini yerine getiremiyor musun?
Eres incapaz de hacer tus tareas de "ama de casa"?
Tanrı'nın dilekleri doğrultusunda biz asla bir erkek ve kadın olarak birlikte olmadık.
De acuerdo a los deseos de Dios nunca estuvimos juntos esposos.
O, kadın bir ermiş olarak çok çalışırmış.
Hacia milagros como una santa.
Şimdi... Artık onu bir eş ya da kadın olarak değil de daha çok bir insan olarak görüyorum.
Pero ahora la veo menos como una mujer o una esposa... y más como un ser humano.
İşte bu yüzden insanlar sürekli, "Rap müzik kadınları aşağılıyor... "... kadınları meta olarak görüyor. " diyor. Fakat şöyle de bir gerçek var ki rap seven kadınların hiç biri bu söylenenlerin hiç birisini siklemiyor.
por eso la gente dice que el rap es misógino y degrada a las mujeres pero de lo que me di cuenta, es que a las mujeres que les gusta el rap no les importa una mierda a las mujeres que les gusta el rap no les importa que están diciendo
Ve ben bir yaşlı kadın olarak, size geldim.
Así que yo, una mujer mayor, te pido..
Yatağını paylaştığın kadının seni bir amaç için zavallı bir araç olarak kullandığını öğrenmek çok utanç verici olmalı.
Que embarazoso debe haber sido enterarse de que la mujer con la que has compartido tu cama, solo te estaba utilizando como un inoportuno medio hacia un fin.
Angel, gerçekten çekici bulduğun çoğu zaman düşündüğün dünyayı savaşmaya değer hale getiren şeylerin en azından bir parçasını temsil eden ve seni sadece yaslanacak bir omuz olarak görmeyen bir kadın varsa bu konuda bir şeyler yapmalısın.
Angel... si ahí fuera hay una mujer... que encuentras realmente atractiva, en la que piensas, digamos, la mayor parte del tiempo, que incluso representa parte de lo que importa y por lo que merece la pena luchar y que no te ve como un hombro asexuado sobre el que apoyarse... tienes que hacer algo con eso.
Ama bir bilim kadını olarak, daha yüksek değerlere bağlısınız.
Pero, como científica, su deber es aún mayor.
Bende de bir uyurgezer var ki adli olarak cinayet işleme kapasitesi olmamasına rağmen elleri ölü bir kadının içindeydi.
Y tengo una sonámbula que es físicamente incapaz de asesinar, aunque tuvo sus manos dentro de una mujer muerta.
Merkez kamptan beş nokta uzaklıktaki bir binada düşman vardı. Biz de içeri girdik ve onları çıkardık. On kadın ve çocuk öldürdüklerini kesin olarak biliyoruz.
Teníamos hostiles en un edificio a cinco kilómetros del campamento base entonces entramos y los sacamos y supimos por un hecho que matamos diez mujeres y niños.
Şimdi Foxxy'i gerçek olarak. Güçlü bir kadın, bir insan, Ve en önemlisi bir dost.
Ahora veo a Morocha como realmente es una mujer fuerte, un ser humano y lo más importante una amiga una amiga negra
adlı kitabınızda "bir siyah, sosyalist, feminist, lezbiyen kadın olarak beyaz, erkek egemen, kapitalist toplumla mücadele edeceğim" cümlesini okuyunca lezbiyen kelimesinin "sonda" olduğunu farkettim.
"Siendo una mujer negra, socialista, lesbiana feminista, trabajando para derrocar la patriarquía del hombre blanco capitalista" Noté que "lesbiana" venía último
Spermini kendi içinin bir uzantısı olarak görüyor. Buna karşın diğer adam daha sonra ne olacağını düşünmeksizin herhangi bir kadının içine ateş etmeyi hedefliyordu.
Ve su esperma como una prolongación de él mismo mientras que antes se tiraba todas las mujeres sin pensar en lo que podía pasar.
On yıl önce kimliği belirsiz bir kadın Norfolk'ta idman alanında tecavüz edilip öldürülmüş olarak bulundu.
Correcto. Hace diez años, se halló a otra Desconocida violada y estrangulada en una alcantarilla en una pista en Norfolk...
Onu gibi erkekler, bir kadını... o şekilde tatmin etmeyi zayıflık olarak görür.
Los hombres como él creen que satisfacer así a una mujer es una debilidad.
Çünkü, beni çalışan bir kadın, tasarımcı olarak ciddiye almıyorsun.
Porque no me tomas en serio como mujer trabajadora o como decoradora.
Biyolojik olarak bir çocuk, anne ve babanın bir araya gelmesi... Ve sonra bir adam... Ve sonra bir kadın...
Y el método biológico en el que los niños son creados por hombre y mujer es y entonces el hombre y la mujer...
Uyuşturucu kuryesi olarak çalışan bir kadını arıyoruz ve eroinin kimyasal analizlerine göre siz ve o aynı şebeke için çalışıyormuşsunuz.
Buscamos a una mujer que trabajaba como mula de droga y en base al análisis químico de la heroína parece que tú y ella trabajaban para el mismo clan.
Politik olarak siyah bir kadın beyaz bir...
Que una mujer negra sea reemplazada por un blanco...
Bu kadın bir çalışan değil ve Barrel onun hareketlerinden yasal olarak sorumlu değil.
- Lo siento. Esta mujer no trabaja aquí y el Barril no se hace responsable de sus actos.
Seni bir Amerikan kahramanı olarak görüyor. Bunalımdaki bütün kadınların moralini düzeltiyorsun.
Piensa que eres un héroe americano haciendo que las mujeres deprimidas se sientan bien.
Nancy olarak teşhis edilen genç bir kadın, William Sykes isimli meşhur, tehlikeli haydut tarafından hunharca dövülerek katledildi.
Se cree que la víctima, una jovencita ahora identificada como Nancy fue brutalmente golpeada hasta morir por un tal William Sykes un notorio y peligroso villano.
Turkana Gölü'nün güney ucunda beyaz bir kadın ve zenci bir sürücü bulunmuş. Ölü olarak...
Los encontraron esta mañana en la parte sur del lago Turkana... muertos.
Anne Ateş Böceği olarak bilinen bir kadın bugün polis gözetimine alındı. Silahlı çatışmada dört polis memuru öldü, yedisi de yaralandı.
Una mujer llamada como "la madre luciérnaga" fue tomada en custodia por la policía hoy... después de un tiroteo violento con la policía que dejó 4 oficiales muertos y 7 heridos.
Kendilerine bir oyuncak olarak ondan daha iyi bir şey olmadığını düşünen kadınlara saygı duymam.
Claro que menos comprendo a las mujeres que no saben hacerse respetar.
Çünkü, buranın yakınlarında bir kadın Bakire Anne olarak doğdu.
Porque cerca de aquí, una mujer nació para convertirse en la Virgen Madre.
İsviçre'ye iki kişilik bir gezi kazandınız. Ayrıca bir Ford Mustang, bir kadın, bir erkek Longines saati, ve nakit olarak da 3.440 dolar 64 sent kazandınız.
Ganó un viaje para dos a Suiza, un Mustang Ford, relojes Longines para él y para ella y 3440.64 dólares en efectivo.
O zaman anladım ki, Alec muhtemelen ölüme hayatında bir kadını gerçekten çıplak olarak görmeden gitmişti.
Y comprendí que seguramente Alec había muerto... sin haber visto una mujer desnuda en la vida real.
Yüzüne, boynuna ve memelerine sürmeyi ise, bir çok kadın iyi bir şey olarak biliyordu, erkeğe değil ama sana.
Y ponérselo en la cara, en el cuello y en el pecho... muchas mujeres saben que es bueno, no para él sino para ella.
Kadının yerleştirildiği yer kadın için onur kırıcıydı, çünkü kadını seks objesi olarak görüyordunuz, tam bir insan olarak değil.
El papel que ha elegido para las mujeres las degrada... porque ve a las mujeres como objetos sexuales... y no como seres humanos. - Bueno, obviamente...
Meryem İncili, Filip İncili ve Thomas İncili dahil gizli kitaplara baktığınızda, Yeni Ahit'te Mecdelli Meryem yalnızca kadınlardan biri olarak gösterilmiştir. Havari değildir, sadece çok marjinal bir karakterdir.
Queda claro, cuando vemos estos evangelios apócrifos, el de María Magdalena, el de San Felipe y el de Santo Tomás, que María Magdalena, que aparece en los evangelios del Nuevo Testamento sólo como una mujer más, no es un discípulo,
Petrus'un Meryem'le yaşadığı sorun onun bir kadın olarak bu sözleri söylemesi yüzünden miydi yoksa, kendini bir numaralı havari pozisyonuna sokmasından mıydı?
- ¿ El problema de Pedro con María...? - Le problème de Pierre avec Marie. - C'est quoi comme problème?
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kadının 32
bir kadına 18
olarak bilinir 22
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kadın mı 37
bir kadının 32
bir kadına 18
olarak bilinir 22
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kız mı 24
bir kez olsun 43
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kuş 32
bir kez olsun 43
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kuş 32