Bu yasak translate Spanish
807 parallel translation
Belki Vonnie bu yasak ilişkiden kalbi kırık bir şekilde ayrılmıştı ama Bobby kesinlikle öyle değildi.
Tal vez Vonnie estaba con el corazón roto, por como resultaron las cosas con el amorío, pero decididamente Bobby no lo estaba.
Ama bu yasak...
Yo, yo no puedo...
Hayır, evladım. Bu yasak.
No hija, está prohibido.
- Bu yasak!
¡ Prohibido!
Hayır, çünkü bu yasak.
No, porque esta prohibido.
- Nedir bu Yasak Vadi?
- ¿ Qué valle es?
Bu yasak.
Está prohibido.
Yetim endüstrisinin yasak olduğu Las Hurdes'te geçinmeleri için onlara verilen bu acınası para ancak çok uzak olmayan gün sonuna dek yetecektir.
Esta cantidad miserable servía para vivir a toda una familia hasta el día, no muy lejano, en que se prohibió en Las Hurdes la industria de los "pilus".
Üzügünüm çocuklar ama bu gece gazeteciler için tiyatro yasak.
Lo lamento, pero hoy no pueden entrar los reporteros.
Bu güne kadar hiçbir beyazın gitmediği buralarda biri veya bir şey var diyelim ki, bu şey yerlilerin korktuğu, gizemli, yasak ve rahatsız edilmemesi gereken bir şey.
Yo creo que allá, donde nunca ha estado el hombre blanco hay alguien, o quizás algo misterioso y formidable a lo que los nativos temen. Algo que no quiere ser molestado.
Bu kesinlikle yasak, tatlım!
¡ Rigurosamente prohibido, mi cielo!
Bu kadar çok cazibe kanunen yasak.
No se puede ser tan encantadora.
Biliyorsun ki bu yasak.
¿ Por qué has gritado?
Alsana biraz. - Bu yasak!
- ¡ Está prohibido!
- Camdan bağırmak da yasak, bu yüzden bir - - Postane kuracağım. Ruhlarımızın çıplak olması için -
Como muestra de mi gratitud... y como un medio de fomentar la comunicación- - dado que gritar por la ventana está prohibido... suministraré... una oficina postal en nuestra cerca... para alentar que sigamos... desnudando nuestras almas y revelando... nuestros secretos más pasmosos.
Bu ıssız adanda, kendi yasak şehrinde çok mutlu olmalısın.
Qué bien debes sentirte en tu isla desierta, en tu ciudad china.
Ani hareket etmek yasak, sizden öncekiler bu hataya düşmüştü!
No volváis a hacer movimientos bruscos, creí haberlo dejado bien claro.
Bu isim yasak!
Es un nombre prohibido.
Bu saçma yasak sonra ermeli!
Esta interacción asquerosa tiene que acabarse.
Üzgünüm bu gece park etmek yasak.
Lo siento, pero esta noche no puede aparcar aquí.
Gerçek hayatta Kharis, Ananka'ya aşıktı. Yasak bir aşktı bu. Baş rahibe tüm yeminlerle tanrı Karnak'a bağlı idi.
Kharis había amado a Ananka, era un amor prohibido... pues la princesa estaba destinada a Karnak en persona,
Bu bir yasak şarkı!
¡ Es una canción prohibida!
- Bu da mı yasak?
¿ Por qué me he de estar quieto?
Bu aksam askerlere satis yapmamiz yasak.
Esta noche esta prohibido atender a soldados.
Bu her ülkede yasak.
Eso está prohibido en todos los paises.
Özür dilerim hayatım. Ancak, bu laboratuara girilmesi kesinlikle yasak.
Querida mía... perdóname tú pero tengo estrictamente prohibido a todos el acceso a mi laboratorio.
- Yasak bir ilişki zaten yeterince kötü bir de bu yalanla örtbas etmek!
- ¡ Una aventura ya es algo terrible, pero encima esa mentira!
Papa hazretleri, bu konuyu açmanın yasak olduğunu biliyorum ama iskelenin yeniden kurulması gerekecek.
Ah, Santo Padre, sé que está prohibido... mencionar el tema de... Pero el andamio debe volver a construirse.
Buraya girmek yasak, bu yüzden geldim.
Nadie puede entrar aquí, por eso he venido.
Marcello, yasak bu!
¡ Marcello, eso está prohibido!
Bu binada değildin öyleyse. Buraya inmek de yasak.
No en este edificio, y no debería estar aquí.
Yasak bu.
Está prohibido.
Bu gece poker oynamak yasak!
Amigos, no habrá partida de póquer esta noche
Bu ahlaksızca şeyleri yapmanın yasak olduğunu biliyorsun.
Sabes que está prohibido cometer actos impuros...
Bu bölge yasak.
Esta zona está restringida.
Çatıya çıkmak yasak! Bu okulda çatıya çıkmak yasak!
Está prohibido ir al tejado.
Bu kadarı kesin. Yasak bölgede bir yerden geliyor.
Pero sí es cierto que viene de alguna parte de la zona prohibida.
Bu neden yasak?
¿ Por qué está prohibido?
Bu akşam konuşulması yasak.
Tema tabú esta noche.
İdare, bahse girmenin yasak olduğu uyarısında bulunuyor. Ama en sevdiğiniz çifte tezahürat yapabilirsiniz. Ve inanın bana bu harika gençler tezahüratı hak ediyor.
La dirección prohíbe las apuestas pero pueden animar a sus parejas favoritas, y, créanme, estos chicos se lo merecen, porque están padeciendo dolor, cansancio, agotamiento.
Bakıcılar bu kalabalıktan bizi farkedemezler nasılsa. Hayvanlara yem vermek yasak.
Hay mucha gente y los guardias no se dan cuenta... porque es prohibido darle comida a los animales.
Ve bu verimli toprakları bir zamanlar Yasak Bölge olan yerde bulacağız.
Y podemos obtener estas tierras en la que fue la zona prohibida.
Yasak Bölge'yle ilgili bize gelen bütün raporlardaki garip olayları siz de biliyorsunuz, bu garip olayları, söylememe gerek yok ama,
Ya está al corriente de los informes que hablan de fenómenos extraños ocurridos en la zona prohibida.
Bu odaya girmemiz yasak.
No está permitido entrar a su habitación.
Evet, ama bu beyazlar için yasak.
Pero está prohibido para los blancos.
- Bu tür bilgileri vermemiz yasak.
- No podemos dar esa información.
Aldo, eğer bir kral halkına bir yasak koyduysa, bu, o yasağa kendi de uyacak anlamına gelmez.
El rey prohibe a sus súbditos usar corona, pero él puede usarla.
Bu imkansız. Benim için yasak.
Es imposible, me está prohibido...
Sana yasak olan bu anlarına haricinde bir heyecan bulamadığın şu hayatta neredeyse kusursuz etkileyici bazen de yeni arzularla dolu bir mutluluk buluyorsun.
En esta vida sin desgaste... y sin más estremecimiento que esos instantes suspendidos, hallas un felicidad casi perfecta, fascinante, a veces repleta de emociones nuevas.
Bu vagona dokunmak yasak!
¡ Prohibido tocar este vagón!
Bu akşam buraya inmeniz yasak. Unuttunuz mu?
No pueden estar aquí.
yasak 63
yasak mı 20
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasadışı 25
yasak mı 20
bu yaz 17
bu yalan 50
bu yanlış 112
bu yanına kalmayacak 17
bu yasal değil 22
bu yasal mı 22
bu yaşta 24
bu yasadışı 25