Dans etmek translate Spanish
3,058 parallel translation
* Tatlım, dans etmek istemiz misin benimle *
# Nene, ¿ no quieres bailar sobre mí? ¿ Estás listo?
Buradaki tek işimin dans etmek olduğunu herkes bilir.
Todo saben que estoy aquí para hacer una cosa : bailar.
Ben sadece dans etmek istiyorum.
Solo quiero bailar.
Düğünde Carole ile dans etmek istiyorum.
Y quiero mover el esqueleto con Carole en esta boda.
Yürümek gibi basit şeyler. Karınla dans etmek, çocuklarınla oynamak bizi insan yapan şeylerdir.
Son las cosas simples, como dar un paseo o bailar con tu esposa, acostar a los niños lo que nos hace humanos.
Ozaman dans etmek ister misin? Bana güvenebilirsin.
¿ Quieres bailar, entonces?
"Ama ben dans etmek istiyorum"
Pero sólo quiero bailar
Kim dans etmek ister? Ben isterim.
- ¿ Quién quiere bailar?
Stacey dans etmek istedi. Biz de müziği kökledik.
Luego Stacy quería bailar, así que subimos el estero a todo volumen.
"Bale gösterisinde dans etmek istiyorum ben!"
"¡ Sólo quiero bailar en el ballet!"
Tek başıma dans etmek zorunda bırakmazsın beni, değil mi?
No me vas a dejar darme y machacarme a mi misma, ¿ verdad?
Dans etmek ister misin?
Le gustaría bailar?
Dönmek ve dans etmek ve kutular.
Los giros y los bailes... Y... y las cajas.
Sürekli dönmek ve dans etmek hakkında bir şeyler söyledi. Teslayla bizi vurdu, Artie.
Siguió hablando de girar y bailar y... nos dió con la Tesla, Artie.
Dönmek ve dans etmek.
Girar y bailar, ¿ verdad?
Myka Hugo'nun sürekli dönmek ve dans etmek dediğini söylemişti.
Myka dijo que Hugo siguió hablando de girar y bailar.
Eğer okulda kötü bir gün geçirmişsem veya bir arkadaşımla kavga etmişsem... dans etmek kaçmak için mükemmel bir yol.
Si tenía un mal día en la escuela o una pelea con un amigo... bailar era el lugar al que escapaba.
Dans etmek konusunda Miss Raine'i dinlemeye karar verdim. Fakat arkadaşlarımı kendim seçeceğim.
Decidí escuchar a la Señorita Raine acerca del baile, pero eligire a mis pripios amigos.
Evet, ona dans etmek dersen.
Sí, si lo puedes llamarlo así.
Dans etmek zorunda değilsin.
No tienes que bailar.
- Dans etmek ister misin?
- ¿ Quieres bailar?
Eğer dans etmek istyorsan tek yapman gereken sormak.
Si querías bailar, todo lo que tenías que hacer era preguntar.
... dans etmek.
... bailar.
Dans etmek bedeninin daha iyi farkına varmanı sağlayacak ve onu nasıl daha kontrollü hareket ettireceğini öğretecek.
Bailar te puede enseñar como, ya sabes, a ser mas consciente de tu cuerpo y... y te enseñará cómo moverte de una manera más controlada.
Dans etmek öyle mi, baba?
El baile, ¿ eh, papá?
Yani seninle dans etmek tamamen iğrenme üzerine.
Entonces bailar contigo se basa en repulsión
Joe, Mark'ın dizi gittiyse Mel ile sen dans etmek zorunda kalacaksın.
Guau, Joe, si la rodilla de Mark está rota entonces tendrás que bailar con Mel.
Bu gece nasıl da dans etmek istemiştim.
Oh, yo quería bailar esta noche.
Ama senin için dans etmek istemiştim, Lennox, ve şu çocuklar içinzzzz.
Oh, pero quería bailar para ti, Lennox. Y los chicozzzzzzzzzz.
Tahta gibisin. Artık kimse seninle dans etmek istemiyor.
Estás en el pellejo nadie quiere bailar con voh
Todd, dans etmek ister misin?
Todd, ¿ quieres bailar?
Güz partisinde beraber dans etmek. Benimle ta... k mı geçiyorsun?
Bailar juntos en un baile formal. ¿ Estás bromeando?
Mısır kraliçesi ile dans etmek ister misin?
- ¿ Quieres bailar con la reina de Egipto?
Piste çıkıp dans etmek ister misin?
- ¿ No quieres ir a bailar?
Dans etmek için yaşıyorum ben.
Vivo por el baile.
Al Bri. Eğer bu kızlardan biriyle dans etmek istersen bu jetonlardan ver, tamam mı? - Vay be.
Ten, Bri, si quieres un baile de una de las chicas, sólo les das estos billetes, ¿ de acuerdo?
Peki, dans etmek ister misin?
Así que... ¿ Quieres bailar?
- Dans etmek istedi.
Ella quería bailar.
Dans etmek istedi.
Ella quería bailar.
- Dans etmek istedi.
¡ Ella quería bailar!
Dans etmek ister misiniz?
¿ Quieres bailar?
Dans etmek için para aliyorsun, kiçinin üzerinde oturup içki içmek için degil.
Te pago para que bailes, no para que te sientes a beber.
Tamam o zaman, kim dans etmek ister?
Entonces bien, ¿ quién quiere bailar?
Kim dans etmek ister değil mi?
Está bien.
Dans etmek mi istiyorsun?
Bien, ¿ quieres bailar?
Dans etmek zorunda değilsin.
No tienes porque bailar.
Biz buraya "yılda tek dans" olayını protesto etmek için geldik.
Estamos todos aquí bajo una "una única danza" de protesta.
Bu adam biliyorsun ki topa vurabilen bir evlat istiyordu ama oğlu dans etmek istedi. Hayır.
No, él quería un niño con quien pudiera jugar pelota.
Dans mı etmek istiyorsun?
¿ Quieres bailar?
Dans mı etmek istiyorsun Decepticonlu?
¿ Quieres bailar, Con?
Hayvanlar aşklarını itiraf etmek için dans ediyorlar.
Los animales bailan cuando se confiesan.