English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Dans mı

Dans mı translate Spanish

5,295 parallel translation
- Dans mı ediyor?
- ¿ Está bailando?
Dans mı ediyordun sen?
¿ Estabas bailando?
Güzel kızların sadece bana dans ettiğini düşündüğüm sahne arkasına bayılırdım.
Amaba el backstage donde hermosas actrices parecían bailar para mí.
Yani dans ettiğimiz, giyindiğimiz, ağladığımız ve birlikte yattığımız her an...
Entonces cada vez que hemos bailado y vestido y llorado y dormido juntas...
Şampanya şişeleriyle jonglörlük yapmasını ve dans eden ayıyı yapmasını mı istiyorsun?
¿ De verdad quieres que haga malabares con las botellas y su clásico baile del oso?
Ateş dansıma bakın! Bunu yapmak zorunda mısın?
¡ Fíjate en mi baile del fuego! Oh. ¿ Debes?
New York'un Cleveland gibi olanı. Fark etmedim deme şimdi. Saçlarım rüzgârda ahenkle dans eder.
Es como Clevelandy, Nueva York, y... no te comportes como que no te has dado cuenta... mi pelo destaca al viento.
Tuvalet kâğıdımız bitmiş. Twerk dansını biliyor musun?
No hay papel higiénico. ¿ Sabes cómo menearlo?
En son hatırladığım sen... Dans dünyasında fırtınalar estiriyordun.
Lo último que recuerdo es que tú estabas, como... tomándote la danza con todo.
Imm, sanırım seni en son gördüğüm zaman dans şovunu hazırladığım zaman olmalı.
Hum, creo que la última vez que te vi tu... debe haber sido cuando estaba creando una pieza de danza para un show.
Sen dediğin anda düşündüm ki, "Katherine Meriss Dans dünyasında tanıdığım tek kişi."
- Exacto. Tan pronto como lo dijiste, pensé "Katherine Meriss... ella es más o menos la única persona que conozco en la danza".
Kalbini kırıp gün batımına doğru dans ederek gidemez.
No puede romperte el corazón y luego caminar hacia la puesta de sol.
Örgü işi, break dansı, bizim dışımızda bir şeyler.
- Lo sé, lo sé. - Lo que sea, aparte de nosotros. - Sí.
Dans molası, adamım!
¡ Descanso para bailar, tío!
Dans için seni bekledim yalnız hissetmeye başlamıştım.
Esperando por ti para frenar - bailar conmigo, -... Empecé a recibir solo.
Tamam. O zaman uğrar, dans için seni alırım.
Bueno, de acuerdo, entonces supongo que iré a recogerte para el rodeo.
Kardeşinin takım arkadaşlarından biriyle iddia dansı ediyor şu an.
Bailando por alguna apuesta con uno de los compañeros de equipo de tu hermano.
Yani, "O hiç kimsenin görmediği gibi dans ediyor" tarzında mı demek istiyorsun?
¿ Sospechosa de las que bailan como si nadie las viera?
Sana kafayı yemediğimi kanıtlayacağım iyi vakit geçireceğiz. Dans ederiz ya da başka ne yapmak istiyorsan.
Te voy a demostrar que no estoy loco y que... y nos lo pasaremos bien y que... iremos a bailar o lo que quieras hacer.
Beni ararsan dans katındayım. İyi eğlenceler.
Diviértete.
Step dansı ayakkabılarını mı getirdin yanında?
¿ Trajiste los zapatos de claqué a la fiesta de esta noche? No.
- Yaptığımız dans ne peki?
- ¿ Y cuál es el baile que hacemos?
Neden dansı seçmede yardım etmiyorum?
¿ Por qué no te ayudo a escoger un baile?
Üzerinde çalıştığım ufak bir dans hareketiydi. Aptalca bir şey.
Oh, es solo un pequeño paso de baile en el que he estado trabajando, una tontería.
Sen rahatsız olamazdı bir iki adım dans Onunla biz bitirmişti kadar?
¿ No podías haberle distraído un poco, ni que fuera bailando, hasta que hubiéramos terminado con él?
Pek de iyi tanımadığım bir avuç insanın önünde dans edece değilim.
No voy a bailar delante de tanta gente que apenas conozco.
Bu artık bizim dansımız, tamam mı?
Este es nuestro baile ahora ¿ vale?
Adam etrafta kahrolası Fresh Prince of Bel-Air'deki gibi dans ediyor amına koyayım.
Mierda, bailando por ahí como el maldito Príncipe de Bel Air.
İki-adım dansını biliyor musun?
¿ Sabe bailar paso doble? - Sí.
Buralarda dans kulübü gibi bir yer var mı acaba?
¿ No sabe dónde hay clubes de baile o algo por el estilo?
- Dansına bayıldım.
Me encantó como bailaste.
Dansım için.
Para mi baile.
Ama bir süre Savannah Guthrie'yle dans etme fırsatım oldu.
Pero terminé bailando con Savannah Guthrie un rato.
Benim Alkmini'm çok güzel dans eder.
Mi Alkmini baila muy bien.
Fotoğrafı yok ama karısı hamileydi ve biz dans ederken kolumu boynuna doladım.
No, no hay ninguna foto... Pero su esposa estaba embarazada, y cuando bailamos... tiré mis brazos alrededor de su cuello, y él dijo : "¡ Signe no hagas eso!"
Ofisinde çırılçıplak bir halde Kazak dansı yaptım.
Bailaba una danza cosaca en su oficina. Completamente desnuda.
♪ Bu benim Bulgogi dansım... ♪
Es mi baile Bulgogi.
Dans derslerinin, hukuk fakültenin ödemelerini yapacağım, talebin üzerine uysal atlar ve zeki eğitmenler getirteceğim.
Pagaré por tus clases de baile, y escuela de derecho, a petición tuya traeré caballos dóciles y los maestros sabios.
Daha önce yelpaze dansı yaptınız mı, Bayan Fisher?
¿ Alguna vez ha bailado con abanicos, señorita Fisher?
Bayan Lyon'un yetişkinler kulübünde sadece gösteri dansı yapılmadığını düşünmekte haklı mıyım?
Señorita, ¿ me equivoco al pensar que "espectáculo de danza" no es todo el que está en oferta en el club de caballeros de Madam Lyon?
Daha önce böyle bir okul dansında hiç bulunmadım.
Sabes... en realidad nunca he estado en uno de estos bailes del colegio antes.
# Ben bir kızım, yeteneklerim var # # 10 cm topuklularla tüm gece dans edebilir # # ve seni dünyadaki en şanslı çocukmuşsun gibi hissettirebilirim #
* Tengo una chica, tengo habilidades * * Puedo bailar toda la noche con tacones de 12 centímetros * * Y hacer que te sientas como el chico con más suerte del mundo *
Araştırdım da orada ünlü bir dans organizasyon şirketi varmış.
Entonces, averigüe un poco y al parecer hay una famosa compañía de baile allí.
Öldüğünüzde, tabutunuz sarsılmaya başladığı zaman bilin ki ben ve iş arkadaşlarım mezarınızda dans ediyoruz demektir.
Cuando hayas muerto y tu ataúd empiece a temblar... será porque yo y mis colegas bailaremos sobre tu tumba.
Yeni dansımı görmek ister misin?
¿ Quieren ver el nuevo baile que inventé?
Kemosabe'ye * bağlayıp bir büyü fırlatmamı... ve yağmur dansı yapmamı mı istiyorsunuz?
¿ Quieren que vaya en plan kemosabe y lance un hechizo y haga la danza de la lluvia?
Dans etmeye başladığım zamandan itibaren.
Desde el día en que empecé a bailar, cuando pasó el primer show...
Onunla sahnede dans edebilmekten dolayı çok minnettarım.
Estoy muy agradecida porque pude bailar con ellos en escena.
Sana yardım ettim ve dans partisi yapalım diye ısrar ettin.
Te ayudé a entrar... e insististe en tener una fiesta de bailar.
Bu benim dansım ve maharetimi özenle yerine getiririm ardından da terk ederim, sayısız partnerimle hep böyle oldu.
Es mi baile y debo interpretarlo con finura y soltura con incontables parejas.
Özellikle onlar için hazırladığımız dans gösterimizi sahneleyerek bayanlara teşekkür etmek istiyoruz.
Nos gustaría agradecer a estas señoras enseñándoles nuestra coreografía que hemos preparado especialmente para ellas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]