English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Degil mi

Degil mi translate Spanish

393,261 parallel translation
Değil mi?
¿ Verdad?
Değil mi Kemiksiz?
¿ No es así, Deshuesado?
Değil mi?
¿ Lo entendiste?
Kiliseniz sadece kendinizi övmek için kullanılan bir mezhep değil mi?
¿ No es su iglesia solo un culto glorificado?
Değil mi?
¿ verdad?
Sence öyle değil mi?
¿ No te parece?
Hey, hayatı yaşamak yanlış bir şey değil, değil mi?
Tener una vida no tiene nada de malo, ¿ verdad?
Kori, senin kuyunu kazmayacağımı biliyorsun, değil mi?
Kori, sabes que nunca socavaría tu autoridad, ¿ no?
Ben de diğerleri gibi oyununun parçasıydım, değil mi?
Me estudiaste como a todos los demás, ¿ no es así?
Yeni bir kız var, değil mi?
Hay una chica nueva, ¿ no es así?
Dunphy, değil mi?
Dunphy, ¿ verdad?
Bebek gibi, değil mi?
Se está comportando como un crío.
Bu önlük için adam öldürecek sürüyle insan vardır ama bana göre değil bu.
Hay muchísima gente que mataría para llevar este delantal, pero este no es mi camino.
İyi geldi, değil mi?
Está bien, ¿ no?
Ayrıca sevgilim de değil.
Y no es mi novia.
Bebek onların bile değil mi?
¿ El bebé no es de ellos?
Seni temin ederim ki Gideon benim arkadaşım değil.
Te aseguro que Gideon no es mi amigo.
Jafar intikam ateşiyle yanıyor, değil mi?
Jafar es un hombre con venganza en su corazón, ¿ sí?
Yükseklikten korkmuyorsun, değil mi?
No tienes miedo a las alturas, ¿ verdad?
Asla çok vakit geçiremiyoruz, değil mi?
Nunca tuvimos mucho tiempo, ¿ verdad?
O senin aradığın adam ya da benim aradığım kahraman değil.
No es tu hombre y no es mi héroe.
Sen Ezop değilsin, değil mi?
No eres Esopo, ¿ verdad?
Koç Jones konusunu hâlâ konuşabiliriz biliyorsun değil mi?
Sabes que puedes hablar conmigo sobre el entrenador Jones, ¿ verdad?
Tanıyorum onu değil mi?
La conozco, ¿ verdad?
Buna sen değil ben karar veririm, anlaşıldı mı?
Esa es mi decisión, no la tuya, ¿ entendido?
Onu Ellen için yaptın değil mi?
Hizo eso por Ellen, ¿ verdad?
FBI'dan olduğumu biliyorsun değil mi?
Eres consciente de que trabajo para el FBI, ¿ verdad?
Hala şarap tatmaya gidiyoruz değil mi?
Todavía vamos a ir a la bodega ¿ verdad?
Şaka yapıyorsun değil mi?
Bromeas, ¿ verdad?
- Evet, birkaç toplantıya gittim, konuşulanları dinledim, bir kitap aldım ve sonra bir gece kendimi " Mitch bunlar senin insanların değil, bu insanlar bırakanlar.
- ¿ De verdad? - Sí, fui a un par de reuniones, Escuché el rollazo, compré un libro y entonces una noche miré a mi alrededor en la sala y me dije a mí mismo, " Mitch, esta no es tu gente, esta gente es cobarde.
Güzelim değil mi?
Soy bonita, ¿ a que sí?
Pardon, Sadece arkamdaki annneye birşey soracağım. Laptopumda Game of Thrones izlemeyi kesmemi söyleyen sen değil miydin? Eğer "Uçaktaki en kötü adam" hala bensem.
Disculpa, solo me gustaría preguntarle a la madre detrás de mí que me dijo que dejara de ver Game of Thrones en mi laptop si sigo siendo "la peor persona en este avión."
Bu da bir çeşit geziydi, öyle değil mi?
Vaya, fue tremendo viaje, ¿ verdad?
- değil mi, çocuklar?
-... ¿ no es cierto, chicos?
- Oh! - İşi biliyorum değil mi?
Lo sé, ¿ verdad?
Artık eğlenceli durmuyor değil mi?
No es muy divertido, ¿ verdad?
Uygun bir haiku bile değil, değil mi?
Ni siquiera es un haiku de verdad, ¿ no crees?
- O yine de benim biliyorsun, değil mi?
- Sabes que sigo siendo yo, ¿ verdad?
Bunlar zaten ölü değil mi?
¿ No está todo el mundo muerto ya?
Bu bölge savcısı yardımcılığından daha önemli, değil mi?
Es mejor que ser una simple fiscal, ¿ no?
Aklında çakışmamız benim suçum değil.
No es mi culpa que hayamos tenido sexo en tu cerebro.
Başardık! Şimdi artık İmparatorluk ile iletişime geçemeyeceği için eve dönecektir, değil mi?
Ahora que no puede contactar al Imperio, regresará a su base, ¿ cierto?
Oyun değil, sadece rakibimin üstesinden geliyorum.
No un juego, sólo ser más astuta que mi oponente.
Ve şu an senin yaptığın şey bu değil mi?
¿ Y no es eso lo que haces ahora?
- Kaçtın, değil mi?
- Escapaste, ¿ verdad? - ¡ No!
Fakat insanlarının inandığı şey bu, değil mi?
Pero eso es lo que tu gente cree, ¿ no?
İlk dönme dolap değil mi?
Esa es la primera noria, ¿ verdad?
- Belki kendini önemsemiyorsun, ama Wyatt ve Rufus'u önemsiyorsun, değil mi?
- ¿ De qué está hablando? - Quizá no te importe lo que te pase a ti, pero sí que te importa lo que les pase a Rufus y Wyatt, ¿ verdad?
Ama sen bütün bunları zaten biliyorsun, değil mi Lucy?
Pero tú ya sabes todo esto, ¿ verdad, Lucy?
Delilik işinin bir parçası değil mi?
La locura es parte del trabajo, ¿ no?
Çok fazla kadın öldürdün, değil mi?
Y ha habido muchas otras mujeres, ¿ verdad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]