English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Değil mi sam

Değil mi sam translate Spanish

372 parallel translation
- Neler hissettiğimi biliyorsun, değil mi Sam?
- Sabes cómo me siento, ¿ no, Sam?
Bunu sen de hatırlıyorsun, değil mi Sam?
¿ Te acuerdas?
- Bana inanıyorsun, değil mi Sam?
- ¿ No me crees, Sam? - ¿ La crees?
Ama Sam onu iyileştirdi. Öyle değil mi Sam?
Sam lo curó.
Biraz kilo vermişsin, değil mi Sam?
Perdiste peso, Sam.
Zevkin biraz değişmiş, değil mi Sam?
- Tu gusto cambió, Sam.
Şu haline bak Sen hep kafasızın biriydin, değil mi Sam?
Nunca has tenido cerebro, ¿ verdad, Sam?
Değil mi Sam, ne söylemeye çalışıyorsun?
¿ No es eso lo que tratas de decir, Sam?
Bana ihtiyacın yok değil mi Sam?
Me puedo ir, ¿ verdad?
Gün içerisinde hoş bir mola oluyor, değil mi Sam?
Tipo de un buen descanso en el día, ¿ no?
Bay çürük diş kendine dikkat etsen iyi olur, değil mi Sam?
Sr. Caries mejor cuidado, Sam.
- Hoş, genç biri, değil mi Sam?
- Nice persona bastante joven, Sam?
Bir kıvılcım var, değil mi Sam?
Hay una chispa, no está ahí, Sam?
Buraya geldiklerinden eminiz, değil mi Sam?
Estamos seguros de obtener ellos aquí, ¿ no?
- Evet. - Güzel değil mi Sam?
- ¿ No es agradable, Sam?
Sam, o benim Pietro değil.
Sam, ese no es mi Pietro.
- Likör içiyorsun değil mi, Sam?
- ¿ Bebes licor, Sam?
Biz de buna engel olacaktık, değil mi?
Estamos como al principio, ¿ eh, Sam?
İlginç bir isim değil mi Bay Masterson? Sam.
¿ A que es raro, señor Masterson?
- Sam bir yere gitmiyor, değil mi?
- Sam no se va, ¿ verdad?
Sam, bana inanıyorsun, değil mi?
¿ No me crees?
Bunu biliyordun öyle değil mi Sam?
Tú lo sabías.
Sam'in kanun kaçaklarına rağmen seni yalnız bırakması tuhaf değil mi?
Qué extraño, ¿ no? Que te deje solo aquí, con esos forajidos sueltos.
Sam, sen Jubal Troop'un arkadaşısın, değil mi?
Sam, tú eras amigo de Jubal Troop, ¿ no?
Bak, Sam, Miami'de işler sana göre değil.
Mira, Sam, no es mi responsabilidad acusarte por lo de Miami.
En önemli şey bir ödül koymak, öyle değil mi, Sam?
Lo más importante es el ofrecer una recompensa, ¿ verdad, Sam?
Sam, dostuz değil mi?
Sam, ¿ eres mi amigo, verdad?
Köpeğin var, değil mi, Sam?
Tienes un perro, ¿ verdad, Sam?
- Benim adım Sam değil.
- Mi nombre no es Sam.
Onu bulacağımızı düşünmüyorsun, değil mi, Sam.
No crees que vayamos a encontrarlo, ¿ verdad, Sam?
Herşeyden daha kötüsü yaralanmak görünüyor, değil mi, Sam.
Eso es lo que más duele, ¿ verdad, Sam?
Sam Hollis burada değil mi?
- ¿ Sam Hollis está aquí?
O kadını Sam öldürmedi, değil mi Mike?
Sam no mató a esa mujer, ¿ no?
- Şişko Sam'ın yerini deneyeceğiz, değil mi? - Tabii!
- No quiero volver a intentarlo en este lugar otra vez.
Sam Kung burada değil mi?
¿ No está aqui?
Onların da haberi var, değil mi?
Lo saben, ¿ verdad, sam?
Sam, gerçekten bunu düşünmüyorsun, değil mi?
Sam, no lo eres en realidad pensar en ello, ¿ verdad?
Ama Sam bu işlerden elini eteğini çekmiş olanlar arasında düşündüğün ilk kişiydi değil mi?
Pero ¿ Sam fue el primer tipo retirado en que pensaste?
- Yani Gino, Sam'in çocuğu değil mi?
Entonces, ¿ no es su hijo?
- Sam ile değil mi?
- ¿ No está con Sam?
Sen, eskiden Sox'ta atıcı olan Sam Malone'sun, değil mi?
¿ Eres el Sam Malone que lanzaba para los Sox?
Harika değil mi, Sam?
¿ No es maravilloso?
Buster Crabbe'in televizyon taktığı kemer değil mi, Sam?
¿ Cómo el que lleva Buster Crabbe en la tele?
Bahis kaybettin, değil mi Sam?
¿ Perdiste una apuesta, Sam?
- Bence de çok mantıklı. Sam bunu asla yapmaz, değil mi Sam?
Sam nunca haría algo así.
Sam, aile hukuku benim alanım değil.
El derecho de familia no es mi especialidad.
- Şanslıymışım, değil mi, Sam?
- Un poco de suerte, Sam?
Sam, senin için bir mahsuru yok, değil mi?
Sam, esto está bien con usted, ¿ no?
- Cidden Sam'e asılıyor, değil mi?
Realmente se está tirando un lance con Sam, ¿ no? Sam.
Sam, Diane'e fazla güvenmiyorsun, değil mi?
- Sam, no confía mucho Diane?
Sam'in dışarı attığı tuhaf adamın, değil mi?
Es raro que la artista Sam tiró fuera.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]