Değil mi ya translate Spanish
9,911 parallel translation
- Değil mi ya.
Ya.
Değil mi ya?
Lo sé.
- Değil mi ya?
- ¿ A que sí?
Anladın değil mi?
Ya lo has oído, yo.
Ama cevabı zaten biliyordun, değil mi?
Pero ya sabías la respuesta, ¿ verdad?
Bugün okula gitmeyeceklerini biliyorsunuz, değil mi?
Y digo, ¿ ya sois conscientes de que hoy no van a ir a la escuela, no?
Sana söylemiştim, o benim erkek arkadaşım değil!
¡ Ya te lo dije, no es mi novio!
Bu randevuyu daha önce yaşadık, değil mi?
Ya hemos tenido esta cita, ¿ verdad?
Artık benim evim değil orası, yani benim çatım da değil yani sızıntı da benim değil.
Ya no es mi casa, lo que significa que no es mi techo, lo que significa que no es mi gotera.
Doğru, ketçap. Zaten herkes pankeke ketçap koyar, değil mi?
Claro, ketchup, porque ya sabes todo el mundo se pone ketchup en sus tortitas ¿ no?
Size söylemiştim, değil mi?
Ya se lo he dicho, ¿ vale?
Evet. Kağıt üzerinde daha güzel görünüyor değil mi?
Ya, bueno... suena mejor en teoría, ¿ no?
Sarayda bir tane bile hurda ya da kötü eser yoktur, değil mi?
No existen migajas cortesanas que no aproveches para agacharte a recoger, ¿ verdad?
Onu zaten işe aldın, değil mi?
Ya lo has contratado, ¿ no?
Onu zaten işe aldın, değil mi?
Ya lo contrataste, ¿ Cierto?
Joe, bu seninle ya da benimle alakalı değil.
Joe, esto no es acerca de ti o de mi.
Bize halihazırda kızgınlar zaten, değil mi?
Ya les hemos tocado las narices, ¿ verdad?
- Neden sadece beni öldürmek değil mi?
¿ Por qué no me matas y ya está?
- Bunu daha önce de söylemiştin değil mi?
Sí, bueno, ya lo dijo antes, ¿ verdad?
Ya bunun kulağa nasıl geldiğinin farkındasın, değil mi?
Vale, sabes cómo ha sonado eso, ¿ verdad?
- Değil mi ya?
- ¿ Verdad?
Bir kere gladyatör olduysan hep gladyatör olarak kalırsın değil mi?
Bueno, ya sabes, una vez gladiador, siempre gladiador ¿ no?
Onu çözdün, değil mi?
Ya lo tienes claro, ¿ verdad?
Yeterince korkutucu değil diye mi harika değil?
No es impresionante, ya que no da miedo lo suficiente, ¿ o, eh...?
Değil mi? Niye artık küçük bir kız olmadığımı kabul edemiyor ki?
No sé por qué no puede aceptar que ya no soy una niña pequeña.
Gelse çoktan burada olurdu zaten, değil mi?
Bueno, si iba a venir, ya estaría aquí, ¿ eh?
Hatta hayatımda değil, bedenimde.
No ya en mi vida, en mi cuerpo.
Görünüş ya da politika için değil karım olduğun için.
No por las apariencias o por política ni porque seas mi esposa.
- Yeter artık Robbins. Bu tümörü daha önce gördüğümü biliyorum ama her şey benim eğitimimle ilgili değil.
No, entiendo... entiendo que ya he visto tumores así antes, pero esto no puede tratarse solo de mi educación.
7güzel yoğun birkaç işi hallettim, ve bebk odası için bir şeyler aldım bebeği şimdiden şımartıyoruz öyle olsa iyi olur güzel değil demiştin öyle mi?
Ocupado. Hice unos mandados y compré algunas cosas para el cuarto del niño. Ya el bebé se está malcriando.
O yüzden ameliyatı pek önermem. Doğum sancılarına neden olabileceğinden dolayı ve bunu gerçekten istemeyiz, değil mi?
Por lo que recomiendo seriamente evitar la cirugía... ya que, bueno, podría provocar el parto...
Biliyorsunuz, devrimden sonra Afganistan'daki kadınlar aynı erkekler gibi olacak, değil mi?
Ya sabes, después de la revolución, la mujer en Afganistán será mismo, como el hombre, ¿ no?
"Ne diye düzleştirmekle uğraşayım ki" dedim. Değil mi?
Ya no quise ir contra la naturaleza.
South Bronx'ta aşırı tutuluyor resmen. - Değil mi Dave? - Hadi ya.
Se está creando un movimiento en el sur del Bronx. ¿ No, Dave?
Diyarlar arasına girebilmek için bir Asgardlıya ihtiyacımız var, değil mi?
Necesitamos un asgardiano para conseguir nosotros entre reinos, ¿ no?
Ya da bu onları görmeye gitmenin asıl sebebi değil mi?
¿ O esa no es la verdadera razón... por la que vas a verlos?
O yüzden artık itibarım umrumda değil, tamam mı?
Así que... Ya no me importa mi reputación, ¿ de acuerdo?
Tanrı'ya ot için şükürler olsun değil mi?
Gracias a Dios por la hierba, ¿ eh?
Sue'ya ezik ve göt surat dediğinde ve onun için "Tanrı Aptalus" kitabını yazdığında şaka yapıyordun, değil mi?
¿ Cuando llamas a Sue perdedora, y le dices que tiene cara de trasero, y que si escribieran un libro sobre ella se llamaría "¿ Estás ahí, Dios? Soy yo, Bobalica", solo estás bromeando, verdad?
- Bana pahalıya patlayacak değil mi?
Esto me costará, ¿ cierto?
Sana güvenlik tutmanı söylediğim zamanları hatırlıyorsun değil mi?
¿ Ya sabes todas esas veces que te dije que necesitabas seguridad?
- Artık değil mi?
¿ Ya no?
Artık hazır olmak üzeredir herhâlde, değil mi?
Creo que ya debe estar listo, ¿ no crees? - Nick.
Aralarında bir şeyler olduğunu biliyorsun değil mi?
Bueno, ya sabes lo que pasa entre los dos, ¿ no?
─ Fakat, artık burada yaşıyorsun, dürüst olmak gerekirse, değil mi?
~ Pero entonces, ya está todo aquí, en realidad, si somos honestos, ¿ no es así?
Bu gece Martha'ya gitmen gerekiyor, değil mi?
Tienes que ir esta noche a casa de Martha, ¿ verdad?
Çok üzgünüm Georges ama güzel eşiniz artık... müzik kulübümüzün üyesi değil maalesef.
Lo siento mucho, mi querido Georges, pero su deliciosa esposa ya no forma parte de nuestro Círculo de música.
- Onlar zaten çok küçük, değil mi?
¿ No son ya muy pequeñas?
Ya da Lucifer seviyesinde ama ona soramayız değil mi?
O nivel de Lucifer, pero no pueden preguntarle exactamente, ¿ no?
Sen çoktan buldun değil mi?
¿ Ya lo descubriste, no?
- Birkaç defa bu döngüyü yaşadık değil mi?
¿ Hemos atravesado este bucle un par de veces ya, cierto?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil misiniz 34