English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Dondurma

Dondurma translate Spanish

6,038 parallel translation
Sence Diego Salcedo dondurma kamyonlarını kullanarak şehirlere kaçak mallar mı taşıyordu?
¿ Crees que Diego Salcedo está usando camiones de helado para mover productos de contrabando por la ciudad?
Dondurma için çok fazla para.
Mucho dinero para una paleta.
- Meyveli dondurma da yapabiliriz!
- ¡ Podemos comer helado!
Dondurma yiyebilir veya sinemaya gidebiliriz.
tomar un helado, ir al cine...
Koroya gelmiyorum, seninle dondurma yemeyeceğim, şimdi lütfen beni yalnız bırak.
Ni iré al coro ni a tomar un helado contigo. ¡ Y ahora déjame en paz!
Bana külahta dondurma almanı istiyorum.
Quiero que me compres un cono de helado.
2 top dondurma.
Dos bolas.
Bir keresinde dondurma tadında kahve almıştım.
Una vez, tomé helado con sabor a café.
Aa, dondurma.
Helado.
Oranın en iyi dondurma dükkanı...
Está esa heladería en el parque que hace las mejores...
Hey, beraber dondurma almaya ne dersin?
Oye, ¿ quieres ir a tomar un helado conmigo?
Dondurma güzel mi?
¿ Esta bueno el helado?
Eskiden annem beni Little Italy'ye dondurma yemeye götürürdü.
Mi mamá solía llevarme por un helado a Little Italy.
- Dondurma gibi yalamak istiyorum onu.
Quiero chuparlo como a un granizado.
Ve acıkırsan tezgahın üstünde dondurma var.
Y si te da hambre, hay bocadillos en la barra.
Hadi gidip dondurma alalım.
Vamos a comprar un helado.
Kuralları çiğnersen, dersleri aksatırsan kayıt dondurma konusunu ciddi şekilde konuşmamız gerekecek.
Si rompes las reglas de nuevo, tienes mala conducta o no vas a clases, tendremos que hablar en serio ¿ Entendido?
Yani onca yıl babam bunu gizli tutuyor sanmıştım, yani özel dondurma ısmarlama işini hiçbir kardeşim bilmiyor sanıyordum ama sonra geçen yıl fark ettim ki hayır, hepsini götürmüş gizlice dondurma yemeye.
Así que todos estos años pensé que mi padre me llevaba en secreto, a tomar un helado especial que ninguno de mis hermanos y hermanas tenían, y luego, como, el año pasado descubrí no, no, él los llevaba a todos... Oh, no. A tomar un helado especial.
Yani bir günde dört dondurma alıp annemle başını belaya sokmamanın yolunu böyle bulmuş.
y así es como el conseguía cuatro helados en un día y no se metía en problemas con mi madre, así que...
Kim dondurma seviyormuş, belli oldu.
Al parecer le encantan los helados.
Ben de seni tanımıyor olsam midenle dondurma arasında büyük aşk var derdim.
Bueno, si no te conociese un poco mejor, diría que el helado está embelesando con tu estómago.
Ya dondurma ol ya da hiç bir şey.
Sé helado o no seas nada.
- Dondurma alabilir miyiz?
- ¿ Podemos tomar helado?
Ben her zaman dondurma için bir beşlik var.
Siempre tengo uno de cinco para helado.
Biz dondurma için gidiyorsun?
¿ Vamos a por helado?
Bir dondurma külahının bile yapabileceği bir işti bu arada.
Lo que un cucurucho de helado podría hacer, por cierto.
Kuyruğuyla dondurma yapacaklar.
Hacen un sorbete con el rabo.
Dondurma ne iş?
¿ Qué pasa con el helado?
biraz çikoltalı dondurma alıyım gitmişken claire çok seviyor.
Y buscaré algo de helado con chips de chocolate. Porque es el favorito de Claire.
Bu lezzetli jöle-turşu-taco-karamelli dondurma karışımından ister misin?
¿ Te gustaría probar este delicioso helado... con tacos y pepinillos de gelatina?
Sen ve çocuklar neli dondurma istersiniz?
¿ Qué sabor de helado les gusta a ti y a los niños?
Dondurma paket servisi işine girelim ve milyon dolar götürelim.
Un servicio de entrega de helado - y ganar un millón de dólares.
Yumurtalı beykın ve gözleme ve dondurma.
Huevos con beicon, tortitas. Y helado.
Külah dondurma.
Es un cono de helado.
Çubuklu dondurma yerken her zaman ortalığı batırıyor.
Siempre hace un desastre cada vez que come un chupa-chup.
Dondurma öyle emilip durulmaz adamım.
Es como, colega, deja de chupar el chupa-chup así, tío.
Buz gibi dondurma ve gün ışığı gibi gözüküyordu ta ki beni sıkıştırana kadar.
Era como un helado y un día soleado... hasta que me apuñaló.
Her pazar günü Petticoat Lane'da sana çilekli dondurma alan amcan.
El que te compraba helados de fresa en Petticoat Lane, cada domingo.
"Ben amcayla çilekli dondurma" derdin.
"Helado de fresa con el Tío Ben", eso era lo que decías.
Buradan çilekli dondurma isteyen oldu mu?
¿ Hay alguien de aquí que te haya comprado un helado de fresa?
Onlara dondurma alsam olur mu?
Oye, ¿ está bien si las llevamos a comer helado?
Keşke hâlâ dondurma yapılıyor olsaydı.
Desearía que aún hicieran helado.
Seni dondurma yemeye götürmek isterdim.
Me encantaría llevarte por un helado.
Diane, sen kızları dondurma yemeye götür ben de bu kanalizasyonda yaşayan lağım cadısından kurtulayım.
Diane, ¿ por qué no llevas a las niñas a tomar helado mientras me deshago de la bruja que habita en los desagües?
Dondurma kedicik, bana bir dilim peynir ver!
¡ Gatito Helado, dame queso!
Dondurma kedicik, bana bir dilim peynir ver!
¡ Gatito Helado, dame una rebanada de queso!
Gitmek zorundayız, biliyorsun, dondurma kitty.
Tu sabes que tenemos que irnos, gatito de helado.
Sanırım son yemeğimi yiyorum. Dondurma günü olduğu için minnettar olmalıyım.
Supongo que si esta es mi última comida... debería estar agradecida de que hoy toque helado.
Dondurma kalesine hoş geldiniz.
Bienvenido a la Ciudad del Castillo de Helado.
Dondurma mı olacakmış?
¿ Va a haber helados?
Eczanede nasıl dondurma sattıklarını biliyor musunuz?
Oye, ¿ sabes cómo venden helado en la farmacia...?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]