English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Durduk

Durduk translate Spanish

1,748 parallel translation
Ama aslında, ikimiz de daireler çizip durduk.
De hecho, ambos hemos estado dando vueltas en círculo.
- Durduk yerde mi?
¿ Así nada más?
Neden durduk?
Por que paramos?
Bizim yerin önünde durduk.
Terminamos delante de mi casa.
İkincisi ise, senin yüzünden yaklaşık olarak yirmi defa durduk.
¡ Hemos parado veinte veces por cu pa tuya!
Durduk yere, adamın göğsüne sıçmış...
De repente, se sentó sobre su pecho,
Müzik ile ilgili konuşup durduk.
Hemos estado hablando de música.
Bilmiyorum ne oldu ya da niye durduk.
No sé por qué paramos.
Zaten o cehennem gibi sıcak odada, o kablolarla uğraşıp durduk, ikimiz de hasta olduk, içimiz dışımıza çıktı.
Ya hemos trabajando en esa apestosa caja caliente, antes de abrir este lugar hasta que nos enfermamos, Vomitando las tripas para afuera.
Durduk.
Nos detuvimos.
Neden durduk?
¿ Por qué hemos parado?
Onların köle gemilerine karşı durduk, şimdi de savaş gemilerine direneceğiz.
Sobrevivimos a sus barcos de esclavos y sobreviviremos a sus barcos de guerra.
Gerçek eserlerin önünde aylarca dikildik durduk. Hatta yıllarca!
¡ Hemos estado parados frente a las piezas originales por meses!
Ateşinizin dumanını görene dek denizde dolanıp durduk.
Navegamos alrededor hasta que vimos el humo de tu fogata.
Neden burada durduk?
¿ Por qué nos paramos aquí?
Paralı yol tıkalıydı. Fabrika satış mağazalarında durduk.
En lugar de salir con una loca, fantasiosa palabra para hacerte parecer inteligente, cuando en realidad, no podes conservar un trabajo y aún vivis en casa con má.
Sanırım bizler her zaman güvenli bir yer yalanına inanıp durduk. Fakat güvenli değil.
Siempre hemos intentado fingir que lo era pero no lo es.
O gece Finn'le yakalanmadan önce, bir yerde durduk.
Antes de que nos arrestaran a Finn y a mí esa noche, él hizo una parada.
Yaptığımız şeyden o kadar emin görünmene rağmen durduk yere o soruyu sorman açık söyleyeyim beni korkuttu.
No podía creer lo seguro que parecías acerca de todo esto, por eso me asusté cuando de golpe empezaste a cuestionarlo.
Gördük ve durduk.
Asi que lo vimos y paramos.
- Neden burada durduk?
¿ Por qué paramos aquí?
Tepeden aşağıya doğru geliyordu, sirenler açıktı dönmeye başladık, tam kavşağın önünde durduk o ve bisikleti geliyordu, tam bize çarpacakken kavşağın önünde durdu.
Bajaba por la colina, encendí la sirena paramos con el camión justo en la intersección. No pudo detener su carro y chocamos.
Bana durduk yere uzay yolculuğundaki en büyük felâketi hatırlattın.
Tenías que recordarme la mayor maldita catástrofe en los viajes espaciales.
Sete'den 20 mil uzakta bir benzin istasyonunda durduk.
Paramos en una estación cerca de Sete.
Kırmızı ışıkta durduk.
Había una luz roja.
"Namussuz herif durduk yere adamcağızı öldürmeye çalıştı" mı diyorlar?
Ese hijo de puta trató de matar a un hombre sin razón, ¿ es eso?
Neden durduk?
¿ Por qué nos detenemos?
20 yıldan bu yana düşmana karşı şiddet kullanmalıyız deyip durduk.
Durante dos décadas hemos dicho que sólo la fuerza aplastará al enemigo.
Durduk yere bu kadar iltifat niyeyse... Ama, gerçekten teşekkür ederim.
Un agradecimiento repentino y salido de la nada.
Hiç de durduk yere değildi, Jane.
No totalmente salido de la nada, Jane.
Çocukluğumdan beri neredeyse dokuz ayda bir taşınıp durduk.
Nos mudamos cada nueve meses desde que soy pequeña.
Yoksa durduk yere öleceksiniz! Teşekkürler, baba!
¿ A dónde van?
Durduk.
Paramos
Kök hücreleri durduk yere buharlaşmaz.
Las células madre no se evaporan.
Orada öylece hareketsiz birbirimize bakarak durduk.
Nos quedamos ahí, mirándonos fijamente.
İki gündür, sadece o topun üstünden dönüp durduk ve balık yağı karışımlarını içtik!
¡ Solo giraremos alrededor de una bola, y beberemos licuados durante dos días!
Bütün gece aynı yerlerde dolanıp durduk.
Toda la noche nos hiciste dar vueltas sin llegar a ninguna parte.
Arabalar ve atlar durduk yere kaybolmaz!
¡ Carros y caballos no desaparecen por sí solos!
Ortalık bayağı bir sessizdi, bizde bir yerde durduk merdivenleri çıkıp bir eve girdik.
Todo estaba tranquilo, así que subimos a una de las casas
Giderken bir yerde durduk, Hugo'nun canı taco istedi.
Cargamos el equipo y luego Hugo quería parar para tacos.
Bilemiyorum Peter, bütün gün bekledik durduk ama tek bir kadın bile masaj salonumuza ilgi göstermedi.
No lo sé, Peter. Hemos estado aquí todo el día y no hemos sido capaces de interesar a ninguna mujer a tomar un masaje en nuestro salón.
Durduk.
Vamos a parar.
Charley'e bakmak için durduk.
Nos detuvimos a ver a Charley.
Durduk.
Nos estamos deteniendo.
Neden durduk?
- ¿ Porqué nos detuvimos?
En sevdiğimiz öğretmenimizin arkasında durduk, yani sizin.
Estamos defendiendo a una maestra popular. A usted.
Durduk yerde başıma bela açtım.
Estoy preso en esto.
Sonra o benzin istasyonunda durduk. Ve ben kaçmaya başladım.
Paramos en esta estación de gasolina y simplemente salí corriendo.
Eğer patronun bizi görmek istemiyorsa durduk yere ikinci kez askerlik eğitimi yapmaya gerek yok kendi yolumuza gidiyoruz. Joshua?
Así que si tu jefe no quiere que ejerzamos nuestro derecho a portar armas, nos vamos. ¿ Joshua?
Kampta boşuna durduk, şehre gitmeden önce boş yere oyalanıyoruz.
Pero estábamos sentados desocupados, aburridos frente a una fortaleza.
sonra arabayla iki saat... sonra durduk... ve bizi aşağıya götürdüler... hatırladıklarım bunlar...
Eran 9 o 10 horas de un largo vuelo... luego dos horas en coche... Luego se detuvo... nos metieron abajo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]