Durum kötü translate Spanish
1,837 parallel translation
Durum kötü olmak.
Esto es mucho malo.
Karşılık olarak bir saldırı planlıyorlar. Durum kötü.
Creen que una campaña está en marcha.
- Durum kötü. - Emily.
Es bastante malo.
Durum kötü oğlum.
Esto está muy mal.
Durum kötü, Mike.
- Esto es malo, Mike.
Durum kötü.
Es malo.
Durum kötü.
Esto es malo.
Durum kötü.
Esto es malo...
Richard, durum kötü.
Richard, esto es malo.
En kötü durum senaryosu :
En el peor de los casos :
Üzgünüm ama hayatımı en kötü durum için yaşayamam.
Basta, lo lamento.
Belki kötü bir şey olacağını düşündü.. .. kızı da kötü durum için saklıyordu.
O quizá piense que algo terrible va a pasar y agrega una chica a su stock de provisiones.
Çok kötü bir durum!
¡ Qué horror!
Durum göz önüne alındığında, kendi kendime hareket etmem kötü bir fikir geldi.
Bajo las circunstancias actuales, conducir por mí mismo parece una mala idea.
Ama insanlar bu yaptığını öğrendikleri zaman.. .. bu durum senin itibarını kötü etkileyecek. Bu iş değil, kişisel.
Pero cuando la gente sepa lo que hiciste aquí, y aruine cualquier apariencia de reputación que tengas, no será negocio, será personal.
Justin, durum bu kadarda kötü değil tamam mı? Olduğundan daha abartılı hale getirme.
* * 3x23 Pongamos fin a todo esto * * Sincro :
Justin, durum bu kadarda kötü değil tamam mı?
Justin, la situación ya es mala, ¿ vale?
Durum düşündüğümüz kadar kötü, belki daha beter.
Es tan malo como pensábamos, quizás peor.
Pekala, tamam, durum ne kadar kötü?
Bien, ¿ qué tan malo es?
Bu durum bölgede otlanan birkaç çanlı için kötü.
Malas noticias para los pastadores que quedan.
Hayır. Ama aslında durum o kadar da kötü değil.
Pero sabes... ¿ no es tan malo?
Buna rağmen kaçırılması bizim için çok kötü korkunç, dehşet verici ve berbat bir durum.
Y que se le secuestrara así es malo, terrible, fatal, y una mierda para nosotros.
Senin için benimkinden daha kötü bir durum mehtemelen.
Y sé que es probablemente peor para ti de lo que es para mí. Pero, ¿ sabes qué?
Bu hamile deniz aslanı için durum daha da kötü.
Para esta leona marina preñada, los riesgos son aún mayores.
Lynette, bu kötü bir durum.
Lynette, eso es malo.
Bahsettiğimiz durum ne kadar kötü?
¿ Cuán grave es?
Şuna bak. Durum senin için oldukça kötü görünüyor.
Le voy a decir que parece que se ponen muy mal las cosas.
Çok kötü bir durum. Esteban'ın canı çok sıkılacak.
Es terrible, va a romper el corazón a Esteban.
Bu akşam yayınladığımız, en kötü durum senaryosu bir bilim kurgu filminden çıkmış gibi gelebilir ama bu dünyanın önde gelen bilim insanları ve düşünürlerinin çalışmalarına dayanmaktadır.
El peor de los escenarios en la emisión especial de esta noche suena como una película de ciencia ficción pero está basado en el trabajo de algunos de los más famosos científicos y pensadores del mundo.
Lucy'in hikâyesi, eğer şu anki yolumuzda devam edersek karşılaşacağımız en kötü durum senaryosudur.
La historia de Lucy, es el escenario más pesimista de lo que podría suceder. ... si continuamos nuestro actual camino.
Onun durum bizden kötü oldu, ha?
¿ Peor para él que para nosotros, eh?
İnsanları biraz daha geriye çekin. - Durum ne kadar kötü, efendim? - Oldukça kötü.
¡ Corran! Señor, ¿ Que tan grave?
- Evet, işin aslı, kafa yaralarında bazen durum olduğundan daha kötü gözükür.
Asi son las heridas de la cabeza. A veces parecen peor de lo que son.
- Durum ne kadar kötü?
¿ Cuánto?
Ama dikkatimizi gemiye verelim. Kötü durum senaryosu nedir?
Pero no perdamos de vista lo de la nave. ¿ El peor escenario?
Ensesi kalınlar için kötü bir durum bu.
Eso no le gustaría a los peces gordos.
Bu, çok kötü bir durum.
Esto es muy, muy malo.
El, durum kötü.
El, estoy fatal.
Kötü durum, onlara sadece heyecan vereceğiz.
En el peor de los casos, sólo le daríamos una emoción.
Durum çok kötü.
Esta mal.
durum çok mu kötü?
- ¿ Cómo de malo es?
Pek iyi değil, ekonomik durum kötü sinyal veriyor...
No muy bien.
Yani, burada durum çok kötü...
digo, está realmente mal- -
Tatlım, eğer bana bir şey olursa... Yani, burada durum çok kötü...
¡ Cariño, en caso de que algo me pase, es realmente malo!
kötü bir durum, anne olarak.
Esto no es tan malo.
simdi su an kötü bir durum, biliyormusun...
En este momento no puedo, sabes...
Seni, NBA'de, en düşük kademede bir takıma muhtemelen sokabiliriz, ama uzun vadede, bu durum kariyerini kötü etkiler.
Quizás consigamos el mínimo de la liga en algún sitio. Pero perjudicaría tu perfil a la larga.
Durum ne kadar kötü?
Como de grave es?
- Bu kötü bir durum. Ama yapabilirsin. Sadece derin bir nefes al.
Es difícil pero puedo hacerlo. ¿ Kara?
Bu yüzden bankalara yardım eder gözükmek çok popüler olmayan bir durum olduğu biliyorum, özellikle herkes onların kötü kararlarının sonucunda bu kadar çile çekerken.
Así que sé que la noción de ayudar a los bancos no es popular ahora mismo, sobre todo cuando todos están sufriendo en parte por las malas decisiones bancarias.
Ve bir gün arkana baktığında, bu bile o kadar kötü bir durum gibi görünmeyebilir.
Y un día, podrás mirar hacia atrás, e incluso esto no te parecerá tan malo.
kötü 450
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü çocuk 26
kötüsün 16
kötüyüm 22
kötülük 29
kötü adam 34
kötü bir şey mi oldu 23
kötü hissediyorum 25
kötü bir şey mi 21
kötü haber 90
kötü haberlerim var 53
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötü mü 170
kötü şans 106
kötü bir gün geçirdim 16
kötü olmuş 26
kötü bir rüya gördüm 21
kötü günde 30
kötü bir şey 23
kötü bir niyetim yoktu 24
kötü köpek 56
kötü mü 170