English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Durumu

Durumu translate Spanish

27,781 parallel translation
Kız arkadaşımın... Ronkonkoma Gölü'nde ailevi bir durumu vardı.
Mi novia tenía una cosa de la familia... en el lago Ronkonkoma.
Bak, durumu kontrol altına aldım.
Mira, lo tengo todo no controlado.
Yok. Bütün kurbanların durumu farklı.
- No, eran de lugares distintos.
Şirkettekilerle bu durumu konuşurum.
- Está bien, mamá, yo quiero
Galiba beni buraya getirmek çok zekice bir durumu ima etmekte ve...
Yo me lleva a pensar en traer Implica algo muy inteligente acerca de...
- Ortada ödeme yapılma durumu mu var?
¿ Hay una recompensa?
Indiana'ya gidiyor olmam gerek. Annemin durumu hiç iyi değil.
Se supone que tengo que estar camino de Indiana.
Ateş edildiğine dair ihbar aldım, rehine durumu.
Tenemos un informe de disparos, situación de rehenes.
Ona ablasının içinde bulunduğu durumu söyle.
Dile que su hermana está en una situación.
Hastanın durumu kötüleşiyor.
El paciente está en estado crítico.
Çok sevindim. Hastanın durumu için değil organ bulunduğu için.
Estoy tan contenta... no por el paciente, sino por la adquisición.
Jenny, beni dinle. Bu durumu düzeltebilirim.
Jenny, escucha, puedo arreglar esto.
Bebeğin durumu iyi.
Pero el bebé está bien.
Senin yanımda olduğunu düşünmek beni mutlu etti. Ama şimdi, ikimizin de durumu değişti.
Me alegró pensar en tenerte a mi lado, pero ahora, las circunstancias de los dos han cambiado.
Ben Detektif Griffin B ve E durumu.
Habla el Detective Griffin para reportar un allanamiento de morada.
Adam Hessler'ın durumu nasıl?
Adam Hessler. ¿ Cómo se encuentra?
Durumu stabil mi Doktor?
¿ Él está estable?
Beşinin durumu hâlâ kritik.
Cinco en estado crítico.
Durumu daha da kötü hâle dönüştürmeyelim.
No hagamos esto peor de lo que es.
Bu durumu başarıyla atlattığımızda, ki atlatacağız insanlık bizimle birlikte yeniden doğacak.
Y cuando logremos pasar esto... y lo haremos... la humanidad comenzará nuevamente con nosotros.
İçeri dalamazdım, durumu daha da kötü yapardı.
Si hubiera entrado, habría hecho que te vieras peor.
SHORTY'NİN BARI Binanın durumu düşünülürse oldukça cömert bir teklif.
Es bastante generosa considerando la condición del edificio.
- Durumu nasıl?
¿ Cómo está?
Ameliyat oldukça iyi geçti. Majestelerinin ameliyat sonrasındaki durumu da tatmin edici.
Me complace informarles que el procedimiento salió bien, y que tras la operación, Su Majestad se encuentra en buen estado.
Doktorlar, durumu açıklaması kaçınılmaz olan kelimeyi kullanmamak için söylerler bunu.
Es lo que dicen los médicos cuando quieren evitar la palabra que irremediablemente lo describe.
Şoförü ben olacağım, ödevine yardım edeceğim babasının ruhsal durumu kötüyken birlikte olacağı birini bulacağım.
Lo traeré, lo ayudaré con su tarea, le daré a alguien con quien... estar mientras su padre está en declive.
Ama asistanım, Trevor... durumu takip ediyor ve, oyundaki bütün kartların muhtemel algoritmasını tutuyordu.
Pero mi asistente, que había Trevor- - ver el flop, e ingrese todas las cartas en juego en un algoritmo de probabilidad.
Hiçbir hasta durumu dengelenmeden başka bir yere taşınamaz.
Ninguno de estos pacientes se moverán hasta que sean estabilizados.
Şu an stabil ama durumu ciddi.
Está estable, pero su condición es seria.
Margaret Wesley. Durumu iyi mi?
Margaret Wesley... ¿ se encuentra bien?
Senatör Stringer'ın durumu stabil, karısı ve kızıyla birlikte.
El senador Stringer se encuentra estable, junto con su esposa y su hija.
Durumu kritik.
Se encuentra en condición crítica.
Durumu kötüleşiyor olmalı.
Debe de haber empeorado.
Durumu nasıl?
¿ Cuál es su estado?
Sadece en sonunda onun durumu hakkındaki gerçek ortaya çıktı.
Solo al final fue desvelada la verdadera naturaleza de su estado.
Durumu çok kötü.
Está en unas condiciones terribles.
Geminin durumu?
¿ Estado de la nave?
Robotun durumu nasıl?
Hola. ¿ Cómo está la robot?
Çünkü arkadaşlarının durumu tam netlik kazanmadan bu çok tehlikeli olabilir.
Porque sin un mejor entendimiento de la condición médica de tus amigos, eso podría ser muy peligroso.
Hemen belediye avukatlarını arayıp durumu bildirmem lazım.
Tengo que informar al abogado de la ciudad de esto ahora mismo.
- Durumu araştırabilirim.
Puedo investigarlo.
Flynn, durumu bildir. Ama kendi cep telefonunu kullan.
Uh, Flynn, lo llaman en, pero el uso de su teléfono móvil.
Bell ki bu durumu daha iyi bir anne olabilmek için ikinci bir şans olarak görüyor ve bu çocuk yapmak için berbat bir neden.
Me refiero, claro, ella... ella ve toda esta situación como una segunda oportunidad para ser una mejor madre, y que es una terrible razón para tener un hijo.
Peki erzak durumu nasıldı?
¿ Cómo de escasas eran las raciones?
- Durumu iyi mi?
- ¿ Estará bien?
Böyle yaparak durumu kontrol altına alamayacağını bilmeliydin.
Deberías haber sabido que la situación... no la tenías bajo control.
Her saat başı durumu hakkında bilgi istiyorum.
Quiero actualizaciones cada hora.
Yaşıyor, durumu stabil.
Estable.
Durumu daha da kötüleştireceksin.
Lo va a empeorar.
Diğer soruşturmanızın durumu hakkında ödün vermeden bize dikkatinizin neden Vali Florrick'e kaydığını söyleyin.
En el sistema judicial del Condado de Cook. Bueno, sin poner en peligro Su otra investigación,
Adam ölüyordu. Şimdi durumu nasıl?
- ¿ Y cómo está ahora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]