Durum şöyle translate Spanish
326 parallel translation
Durum şöyle :
Es así :
Şey, Müfettiş, durum şöyle.
Bueno, comisario, es lo siguiente.
Bianca, durum şöyle. Biri çıkageldi. Eşim.
Bianca, ha pasado algo.
Durum şöyle.
Bianca.
Durum şöyle.
Ésta es la situación.
Durum şöyle :
Estado actual.
Şey baba, durum şöyle.
Bueno, papá, se trata de esto.
Durum şöyle : Bir adam ile işlere karıştı. Ve adam hiç de...
Bien, ella se relaciona con un hombre y él no es- -
Bence durum şöyle :
Así es como lo veo yo :
Şimdi durum şöyle.
Las cosas funcionan de esta manera.
Arkadaşlar, durum şöyle.
Chicos, así están las cosas.
- Bay Jameson, durum şöyle :
- Sr. Jameson, escuche :
Durum şöyle : Elimde üç ceset var ve bunlardan ikisini son gören kişi karım!
Está es mi conclución : ¡ Tengo tres cadaveres en mis manos y mi esposa fue la ultima que vio a dos de ellos con vida!
Durum şöyle : sinyal alıyoruz
La situación es que seguimos con las señales, pero ignoro...
Şimdi bak, anladığım kadarıyla durum şöyle.
Yo veo así la situación.
Ritchie durum şöyle :
Ritchie, ésta es la situación.
Durum şöyle, idarecisi olarak, korkarım ki bunu müsade edemem.
Pero, como director suyo, no puedo permitírselo.
Durum şöyle :
La cosa está así.
Durum şöyle.
La cosa es así :
- Bizim banka dokümanları içeride açıkcası durum şöyle bay Madan Chopra herşeyin sahibi sen 5 milyon rupi faizli ödünç almışsın.
- Los documentos bancarios en nuestra posesión dicen que evidentemente al Sr.. Madan Chopra....... se le han prestado 5 millones de Rupias con intereses.
Durum şöyle.
Esta es la situación :
Bianca, durum şöyle.
Bianca, esto es Io que pasa.
Hemen buraya gelmesini söyle, acil durum.
Dile que venga rápido, es una emergencia!
Tıbbi bir acil durum olduğunu söyle ona.
Ésta es una emergencia médica.
Acil bir durum olduğunu söyle.
Dígale que es una emergencia.
Acil durum olduğunu ve fazla konuşmamasını söyle.
Emergencia. Dígales que vamos a ayudarles a aterrizar.
- Çok çabuk takip ettim. Şöyle bir durum var.
Lo seguí... muy rápido.
Acil bir durum olduğunu söyle!
Dígales que es urgente...
Ciddi bir durum olduğunu, mümkünse çabuk buraya gelmelerini söyle.
Y añada que se trata de un caso grave, así se despabilarán.
Söyle, Dublin'de durum nasıl?
- ¿ Cómo va todo por Dublín?
Git Osyanina'ya söyle askerleri acil durum mevziine çeksin.
Ve y dile a Osiánina que lleve a las combatientes a la posición de reserva.
Acil durum olduğunu söyle.
Dígale que es una emergencia.
İşte, bu yüzden şöyle bir durum var.
En serio, hay que considerar éste hecho.
Demiryollarıyla bağlantıya geç. Onlara bunu rutin bir acil durum denetlemesi gibi göstermelerini söyle.
Llama al ferrocarril y diles que hagan que parezca una inspección de rutina.
Şöyle bir bakarsan durum kötü. Ümitsiz bir durumdayız gibi.
Aparentemente estamos en una situación desesperada.
Söyle bir bakarsan durum kötü. Ümitsiz bir durumdayïz gibi.
Aparentemente estamos en una situación desesperada.
Ortadoğu'daki durum hakkında hiç bir tartışmaya müdahil olmak istemem ama eyaletin kıdemli senatörü olarak, bence seçmenlerim adına, yani tüm Amerikalılar adına konuşabilirim. Ve şöyle derim : "Si.. ir edin hepsini!"
No quiero meterme en una polémica... sobre la situación del Medio Oriente... pero como senador de mi estado, creo poder hablar por mis electores... y por todos los estadounidenses al decir : "Que se vayan al carajo".
Durum şöyle...
Pero solo hay una cosa.
Bunları söyle, Ben onların arkasındayım, eğer onların bu durum için iyi bir nedeni varsa.
Digámoslo así : los apoyaría, si tuviesen un buen motivo para hacer eso
Ama bu yine şöyle bir durum olabilir ; Yine başka bir şeye kızmışsındır ve yine hıncını benden çıkartıyorsundur.
Pero ¿ podría ser que, una vez más, está enojado por otra cosa y está buscando desquitarse conmigo?
Drimmer'a söyle durum iyi.
Dile a Drimmer que no pasa nada.
Eğer böyle bir durum olursa, Onlara sadece Noel Baba'nın yılın bu zamanında çok meşgul olduğunu söyle, - ve sen onun yardımcılarından birisin
Si surgiera una emergencia semejante, nada más dígales... que Papá Noel está muy ocupado en esta época y Ud. es uno de sus ayudantes.
- Acil durum mesajı şöyle ;
- Éste es el mensaje de emergencia.
Son durum ise şöyle : 20 derece ve biraz çiseliyor.
Las condiciones actuales, lluvia sobre Connecticut y 12 grados.
söyle üzücü bir durum var ki Dedektif, çok para kazandiginizda kazanmayan insanlar sizin paranizi alabilecegini düsünüyor.
Es una triste realidad de la vida, detective, que cuando ganas mucho dinero la gente que no lo gana crea que puede tomar el de uno.
- Martin, ona ispiyonculara ne yaptığımızı söyle - bilmiyorum. çişin olduğunda bu çok zor bir durum
- Dile lo que hacemos con los acusetas. - ¿ Es peor que cuando tienes que orinar?
Durum söyle.
Esta es la situación.
Söyle bana, Jake, kötü bir gün mü geçiriyorsun yoksa başka bir durum mu var?
Cuéntame, Jake, ¿ hoy no es tu día, o qué?
Ona Osborn'larda güç bir durum olduğunu söyle.
Dígale que hay problemas donde Osborn.
Bence şöyle bir durum var.
Te diré una cosa.
- Onlara acil tıbbi durum olduğunu söyle.
- Digales que es una emergencia.
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyledin mi 33
söyleyemem 305
söylemedim mi 39