Durumu ne translate Spanish
1,162 parallel translation
Sağlık durumu ne zaman kendini göstermeye başladı?
¿ Cuándo se manifestó su estado clínico?
- Lakota'nın durumu ne?
- ¿ Y la Lakota? - Está más dañada.
- Durumu ne kadar kötü?
La policía nos avisó.
Onun durumu ne peki?
¿ Qué pasa con su situación?
Annemin durumu ne kadar iyi bilmiyorum ama operasyon yapılması için öncelikle çeşitli testler uygulamaları gerek.
No sé si está bien pero tienen que hacerle unas pruebas para comprobar si pueden operar.
- Hastanın durumu ne?
- Es un placer.
Tahtanın durumu ne?
¿ Cómo va el tablón?
Bakalım Michael'ın durumu ne.
Dejame ver como esta Michael
Warp sürücüsünün durumu ne?
- ¿ Y la energia warp?
Komutan, Bakanın durumu ne?
¿ Cuál es el estado del Ministro?
- Durumu ne? - Yirmi yaşında yolcu.
- Pasajera de veinte años.
- Durumu ne? Emile Fernandez. 27 yaşında itfaiyeci. 6 metreden betona düşmüş.
Emile Fernandez, bombero de 27 años ha caído desde 6 metros sobre hormigón.
- Durumu ne?
- ¿ Qué tenemos?
Herkese günaydın. Durumu ne?
Buenos días. ¿ Qué tenemos?
- Hava yolunun durumu ne?
- ¿ Vías respiratorias?
Az önce "İlişkinizin durumu ne?" anketini cevaplandırdım.
Acabo de hacer el test de "¿ Qué tan espontánea es tu relación?"
Gün işıyınca çöle doğru yola koyulacağız güneye Chihuahua'ya doğru. Erzak durumu ne?
Cuando salga el sol cabalgaremos por el desierto en dirección sur a Chihuahua.
Ufaklığın durumu ne?
¿ y que tal su barriga?
Ne yazık ki Prestonların durumu kötü.
Me temo que los Preston realmente están sufriendo.
Ne zaman buluşsak beni gördüğünü sanıyorum. Tabii birden bire şeffaf ya da cisimsiz oldum da kimse durumu bugüne kadar haber vermediyse bilemem.
Creí que cuando nos encontramos me veías a menos que me haya vuelto traslúcida o insustancial y no me hayan dicho nada.
Ne yazık ki, kızınızın durumu gece kötüleşti.
Por desgracia, su hija ha empeorado durante la noche.
Durumu beni ne kadar üzüyor olsa da, şu anda acı çeken sadece o değil.
Ayúdalo. Estoy angustiado por su condición, Pero él no es único que esta sufriendo aquí.
Durumu daha da kötüleştirebilecek ne olabilir, merak ediyorum.
Me pregunto que podría suceder para que esta situación sea peor.
Bu da ne şimdi? Hava durumu kanalını açmışsın Michael.
Estás en el canal del tiempo, Michael.
Kocana çocuğundan vazgeçmeyeceğin konusunda ne kadar kararlı olduğunu gösterdiğin için belki durumu yeniden gözden geçirir.
Ahora que le muestras que quieres formar parte de la vida del chico, quizá reconsidere su postura. Jeyal no.
Durumu gittikçe kötüleşiyor. Ne istiyorsa, yapabilmeli şimdi.
Está empeorando, merece hacer lo que quiera
Ne acil durumu?
- ¿ Qué emergencia?
- Ne durumu?
- ¿ De qué?
Ne oldu? - Lütfen, durumu iyi değil.
No se encuentra bien.
Yine de Spencer'ın durumu hakkında gerçek bir doktorla konuşmak ne kadar iyi oldu bilemezsin.
Aunque es genial hablar de Spencer con un médico de verdad.
Onun durumu hakkında ne düşünüyordun?
¿ Cuál sería su evaluación de la condición del acusado?
Nörolojik durumu ne?
¿ Y su estado neurológico?
Bud, Bud, ne olursun mahvetme bu durumu.
Bud, Bud, Bud, no arruines esto por mí.
Tam olarak ne olduğunu bulana kadar, durumu iyi olmayabilir.
- Quizá no.
Ajan Jordan benim hakkımda düşündükleriniz ne olursa olsun ben sadece saplantılı bir çocuk hırsızının elinden küçük bir çocuğu kurtarmak için bu durumu çözüme kavuşturmak istiyorum.
Agente Jordan aunque Ud. No lo crea yo sólo quiero rescatar a un niño de las manos de un loco.
Durumu pek iç açıcı değil, ne dersin?
No suena muy bien...
Buna rağmen, Sovyetler Birliği'nin durumu o kadar ciddiydi ki müttefiklerimizin ne düşündüğünü bilmek zorundaydı.
Sin embargo, la posición de la URSS era tan seria que tenía que saber lo que nuestros aliados estaban pensando. "
Biliyor musun, ne zaman durumu idare etmeyi başarsak, bir şey oluyor ve konu tekrar açılıyor.
Cada vez que hablamos así, se me remueve algo aquí dentro.
" Gale, Bosna'nın durumu hakkında ne düsünüyorsun?
Que Gail, ¿ qué opinas de la situación en Bosnia?
Evet ne hakkında? Hava durumu?
Dime de qué, ¿ del tiempo?
- Travma bir boş. - Durumu ne, Peter?
- ¿ Qué tenemos?
Ne dersiniz? Şu anda bir katarsis durumu yaşanıyor.
Hemos tenido toda una catarsis aquí.
Her ne kadar bu durumu çözmenizde yardım etmek istesem de bu odada delicesine beni isteyen bir kadın var.
Me encantaría ayudarte a solucionar esto, pero hay una hermosa mujer ahí dentro que me desea desesperadamente.
Bu "Kaz kafalı için ne iyiyse kaz için de iyi olan odur." durumu.
"Lo que es bueno para el ganso es bueno para la oca".
Ama bak sana ne diyeceğim, durumu düzelteceğim.
Pero le haré algunos ajustes.
Özellikle, hava durumu aygıtı ile ne kastettiğini hiç bilmiyorum.
No sé ni de qué hablas cuando mencionas un ingenio meteorológico.
- Modell'in durumu ne? - Son derece güçsüz.
- Extremadamente debilitado.
- Ne durumu, aşkım?
- ¿ En qué, bizcochito?
Kocam seninle olan durumu öğrenince... kimin ne dediğine hiç aldırmadan... kendini bile düşünmeden... beni sana getirdi.
¿ Pero sabes? Tras casarme, cuando mi marido supo de ti... sin pensar en lo que la gente diría... sin pensar en su propia felicidad... me trajo aquí para que me reuniera contigo
- Ne durumu?
¿ Qué conclusiones?
Spor, hava durumu, ne?
Deportes, clima, ¿ qué?
durumu nedir 24
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139