Dün sabah translate Spanish
986 parallel translation
Dün sabah zavallıları kendi toplarımızla vurmuşlar.
Le dimos a esos pobres bastardos con nuestra propia artillería ayer.
Dün sabah.
He llegado ayer por la mañana.
Dün sabah mı ayrıldı?
¿ Salió ayer temprano?
Dün sabah Liverpool'daydım.
Estaba en Liverpool ayer temprano.
Dün sabah, Laura'nın cesedi bulunduktan sonra çavuş McAvity ve Schultz tarafından sorgulanmıştım ve onlara şöyle demiştim :...
Ayer por la mañana, cuando encontraron el cuerpo de Laura fui interrogado por los sargentos McAvity y Schultz. Y declaré :
- Dün sabah.
- Ayer por la mañana.
Dün sabah, şans eseri... bir mahkumun, adı saklı eski düşmanının... soluğu İngiltere'de aldığını duydum.
Ayer oí por casualidad que un viejo enemigo de cierto convicto al que no mencionaré, se había enterado de que estaba aquí.
- Dün sabah... Doğu Nehri'nde yüzen bazı çocuklar bir ceset bulmuşlar.
Ayer unos chavales encontraron un cuerpo en el East River.
Dün sabah David'in Philip'le telefonda konuştuğunu duymuştum.
Creí haber oído a David hablar por teléfono con Phillip ayer.
- Dün sabah.
- No, llegué ayer.
Dün sabah, Pentonville hapishanesinde.
- Ayer por la mañana, en la cárcel de Pentonville.
Orpheus dün sabah bana bu metinleri gönderdi.
Orfeo me mandó los textos ayer por la mañana.
Elbette siz müvekkili değildiniz, ve onu az tanıyordunuz..... peki dün sabah onu ne için görecektiniz?
No es que fuese cliente suyo. Como dice, apenas lo conocía. ¿ Puedo preguntarle sobre qué iba a verlo ayer?
- Ne zaman döndün? - Dün sabah.
- ¿ Cuándo has vuelto?
- Kadın dün sabah 6.00'ya kadar...
- Ella no salió del apartamento...
Bayan Thorwald'un dün sabah 6.00'da
¿ Que la Sra. Thorwald salió a las 6 : 00
Dün sabah onunla evden ayrıIan Bayan Thorwald değildi.
Que quien salió con él ayer no era la Sra. Thorwald.
Son telgrafını dün sabah aldık.
Ayer recibimos el último telegrama.
Dün sabah Fransa'daydım ve bu gece... kalacağım yer Mass-a-ch...
Ayer por la mañana... estaba en Francia. Y esta noche... estoy... durmiendo en... Massach- -
Dün sabah öldü.
Murió ayer por la mañana.
- Dün sabah mı?
- ¿ Eso fue ayer en la mañana?
Dün sabah geldim. Barney buralarda mı?
Volví ayer a la mañana. ¿ Está Barney?
Dün sabah Pasifik'ten gelen bir sinyal Force 316'daki göreviniz için geçici transferinize izni verdi.
La orden llegó ayer desde el Pacífico trasladándole temporalmente a la Fuerza 316.
Dün sabah gerçekleşen saldırı Fransa'nın onuruna leke sürmemiştir. ve bu ulusun askerleri için de utanç kaynağı olmamıştır.
El ataque de ayer por la mañana no fue una mancha para Francia... y no fue ninguna deshonra para los soldados de este país.
Dün sabah senin olmadığın zaman içeriye girdiler.
Ayer por la mañana, cuando tú te fuiste.
Bak, dün sabah 9 : 30'da buradan ayrıldım.
Oye, ayer cerca de las nueve y media... salí de aquí.
Dün sabah benimle Harrington'u taburcu ettiler.
Ayer en la mañana nos dieron de alta a Harrington y a mi.
Dün sabah buradan ayrıldığında yalnız başına ayrıldın.
Cuando te fuiste ayer en la mañana, saliste solo.
Bak, dün sabah olan her şeyi sana kronolojik olarak açıklayayım.
Te contaré, en orden cronológico, todo lo que paso desde ayer en la mañana.
Dün sabah fabrikadan çıkar çıkmaz geldi.
Directo desde Detroit ayer por la mañana.
- Benim aldığım dün sabah. "Ne olursa olsun seni seveceğim." - Ne mektubu?
"Pase lo que pase, seguiré siendo Marge para ti."
Dündü! Dün sabah.
Ayer en la mañana, se lo juro.
Söylemem gereken bir başka şey de, antenimiz yıkıldığı için dün sabah yola çıkan şileple irtibat kuramıyoruz.
También debo decirles... que, debido a la caída de nuestra torre de transmisión... no hemos podido comunicarnos con el carguero que partió ayer.
Dün gece yaşlı adam bana gazeteyi verdiğinde okumamıştım bile ama bu sabah...
Anoche cuando el abuelo me dio el periódico no lo leí.. ... pero esta mañana...
Andy Trent burada dün gece bataklığın karşısına hareket eden tuhaf bir parıltı gördü ve bu sabah koyunlarından ikisini ölü buldu.
Trent vio anoche un brillo extraño moviéndose entre las marismas. Y esta mañana encontró dos ovejas muertas.
Dün gece geç vakte kadar çalıştım, o yüzden bu sabah aklım fazla almıyor ama deneyeceğim.
Trabajé anoche hasta muy tarde. No estoy despejada, pero lo intentaré.
Dün gece birkaç dakika kendine gelebildi bu sabah da sadece bir kaç saniye.
Anoche estuvo consciente dos minutos y unos pocos segundos esta mañana.
Dün bizzat ben doldurdum. Bu sabah sen Brewster'a giderken dolu değil miydi?
Lo llené ayer. ¿ No estaba lleno cuando has ido a Brewster esta mañana?
Dün gece ve bu sabah sizi göremedim, hasta olduğunuzdan korktum.
No le veo desde ayer. Temía que estuviera enfermo.
Lucy Chapman adındaki bir kadın dün gece ya da bu sabah öldürüldü.
Una chica llamada Lucy Chapman fue asesinada anoche o esta mañana.
Dün akşam Cumhuriyetçi bir mitinge katıldı ve sabah kalkamadı.
Estuvo anoche en una fiesta y aún no ha digerido la bebida.
Zavallı adam, dün akşam yemeğinde ve bu sabah kahvaltıda hiçbir şey yemedi.
Anoche no cenó y esta mañana no ha desayunado.
Angelo ve çetesi başıma musallat oldular. Olaylar dün gece başladı ve bu sabah Riton'u enseleyip kaçırdılar.
Angelo y su banda me buscan camorra, empezaron anoche y hoy han raptado a Ritón.
Ne olduysa ya dün gece, ya da bu sabah erken saatlerde olmuş.
Esto ocurrió anoche o esta mañana.
Dün ya da bu sabah sıradışı bir şey görmedin, değil mi?
¿ Ha visto algo anormal últimamente?
Dün geceki sayfaları bu sabah daktilo edebilir misin?
¿ Puede pasarme a máquina las páginas de anoche?
Dün gece bir bayan viskiden uzak durmamı söyledi. Ve sabah pişmanlık duymazlar.
Anoche me dijeron que si me alejaba del whisky, no tendría que arrepentirme.
Dün gece saat ona kadar buradaydım ben. Bu sabah da IBM'e uğramam gerekti yeni elektronik beyinle ilgili bir tanıtım gösterisi vardı.
Anoche estuve aquí hasta las 10 : 00... y esta mañana tuve que ir a I BM... a la demostración del nuevo cerebro electrónico.
Olay dün gece meydana geldi, katil bu sabah tespit edildi ve en geç bu akşam da yakalanacak.
El crimen cometido una noche. El asesino identificado a la mañana siguiente. Y capturado la misma noche, al final.
Dün gece bir partiye gittim ve seni karşılayabilmek için sabah 8'de kalktım.
Anoche tuve una fiesta y me he levantado a las 8 : 00 de la mañana para recibirlo.
Dün Trustwell Kuruluşuna ne dediğini bilmiyoruz, Ama tüm sabah arayarak
No sabemos que le dijo a la Fundacion Trustwell, ayer, pero han estado llamando toda la mañana pidiendo...
sabah 162
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah görüşürüz 127
sabaha 19
sabah 6 54
sabah 5 44
sabah 4 42
sabah 9 27
sabahleyin 42
sabah oldu 62
sabah 8 42
sabah görüşürüz 127